“Kitap bitmedi ama bir menkıbesi bitti…”

A -
A +
Her yazının bir görünen bir de görünmeyen mânâsı vardı bende. Kelimelerin, cümlelerin, bölümlerin ve de bütün kitabın...
 
Talebeden tokat yiyen adam ise hiç istifini bozmamış, dönüp geri bile bakmamış, hiçbir tepki vermemiş, aynı minval üzere aşkla, şevkle abdestini almaya devam etmiş.
Talebe, oldukça şaşırmış, koşarak gelip hocasına sormuş. Ne cevap vereceğini de pek merak ediyormuş “Hocam, peki bu ne? Adam dönüp yüzüme bile bakmadı.”
Mübarek “Bu da hakikattir evladım...” diyerek şöyle açıklama getirmiş “O adam ise tokat nereden gelirse gelsin, kimden geldiğini biliyordu…” diyerek talebesinin müşkülatını örneklerle cevaplamış…
Ders alana…
     ***
“Kitap bitmedi ama bir menkıbesi bitti…” dedim, tefekkür ettim... Her yazının bir görünen bir de görünmeyen mânâsı vardı bende. Kelimelerin, cümlelerin, paragrafların, sayfaların, bölümlerin ve de bütün kitabın... Bunca hayat sürdüm, sayısız kitaplar okudum. Birçoğu vaktimi çaldı, bazıları da düşündürdükçe düşündürdü. Şimdi daha iyi anladım ki her kitabı okumak doğru değilmiş. Yanlış yöne saptıranı olduğu gibi doğru yola sokanı da olacaktı gayet tabii. Bizim yapacağımız da doğru olanları tercih edip aldanmaktan, aldatılmaktan kurtulmaya çalışmaktı...
Bazıları diyecek ki “Kitap okunmadan doğruluğu, yanlışlığı nereden, nasıl bilinecek?” Suâl ilk görünüşte haklı gibi sorulmuş olsa da faydalı olabilecekle, olmayacakların anlaşılması o kadar da zor değil. Her birinin âlâmetleri, işaretleri var elbette. Kimler okuyor, tavsiye ve teşvik ediyor? Okuyanların hayat tarzı, şahsiyetleri, örnek insan olup olmadıkları, kısaca yaşantıları ipuçları verebildiği gibi, yazarının hayatı, şahsiyeti de ne yazıp yazmayacağı hususlarında malumat sahibi olmamıza yardımcı olabilir. “Onu bunu anlamam! Her şeyi okur, doğrusunu ben seçerim…” diyorsan geçmiş olsun, ona ne ömrün yeter, ne imkânların elverir. Tercih senin parmaklarının ucunda.
Meselâ; MENKIBELERLE YAŞAMAK… kitapların yaprak filizlenmesi, en sadesi, keyiflisiydi, belki de mütevazılığından en mahcubuydu bana göre… Çok şeyden biraz vardı onda. İşin içine girince tarihin derinliklerinde sörf yapıp duruyorsun bıkmadan usanmadan.
Başıboş, başı dolu keyfimize, neşemize eşlik eden, kulak verdiğimizde acıya dönüşüveren bugünlerimizin sancılı hüzünleri de doğru adamların yazdığı doğru kitaplardaydı… Kalbime akan gözyaşlarım… Sessiz sedasız sinsice gelip insanı bulan ayrılığın hüzünleri… Akıp giden hayatın içinden öyle aniden beliriveren, hayat arkadaşımın, evin erinin getirdiği hasret dolu sabahların tarifsiz hüznü de onlardaydı.
Durağanlaşmaya, sakinleşmeye, sessizleşmeye başlayan çocuklarımın ilk ve son hâllerini görüyordum onlarda. Kanat çırpmaya başlayıp uzaklara doğru gitmesini bilen kuşların ilk uçma denemeleri de onlardaydı…
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.