"Korkutma beni kızım, ne oldu, bu telâş da ne böyle?.."

A -
A +
Zehra Teyze müsaade isteyip ayağa kalktığında kızım koşarak içeri girdi: "Anne, anne! Babamı gördüm pencereden!"
 
İyice ihtiyarlamış âlim, kendisinden ne istediğini sormuş. O da:
“Bu paha biçilmez kıymetli taşı bana vermeni sağlayan şeyi…”
Âlim sakalını sıvazlayarak bir müddet tefekkür ettikten sonra:
“O zaman kıymetli taş benim mülkümdü ve verip vermemek elimdeydi, bir insanı memnun edebilmek için çok kolay verdim ama ve lakin şimdi istediğin benim elimde değil ki hemen vereyim…”
- Çok müthiş bir misal Zehra Abla.
- Kıssadan hisse derlerdi büyüklerimiz. Şimdi ne kıssa kaldı ne hisse… Ne dinleyen, ne de anlayacak kimse kaldı. Kötü devirdeyiz kızım. Ahir zaman, îmânını kurtarma devri. Aman dikkat edelim. Aman ha…
Zehra Teyze müsaade isteyip ayağa kalktığında kızım koşarak içeri girdi.
- Anne! Anne!
- Ne var evladım, ne oldu? Bu telâş da nedir? Korkutma beni!
- Babamı gördüm pencereden!
 
Dertlerim çok diye, ağlayıp durma!
Ağlatırsa Rabb'im yine güldürür.
Sakın kurtulur muyum diye sorma?
Allah demek ne ateşler söndürür.
Ağlatırsa Rabb'im yine güldürür.
 
Hakk’ın cemalini görmeyi dile,
Günlerini geçir Hakk’ın zikriyle,
Darlığa düşsen de, lütfeder yine.
Ömür biter, işler biter ten çürür.
Ağlatırsa Rabb'im yine güldürür.
 
Dertten derde sokma garip başını,
Akıtsa da gözden kanlı yaşını,
Kerimdir düzeltir kulun işini.
Kim ne derse desin bu kervan yürür,
Ağlatırsa Rabb'im yine güldürür.
 
Hep yokuş olmaz bazen iniş olur,
Allah diyenin kalbi geniş olur.
Türlü çiçekler leziz yemiş olur.
Yükseklere kar yağar, duman bürür.
Ağlatırsa Rabb'im yine güldürür.
 
Hoca senin sözlerinde çok hâl var,
Geçip gideceğin daha çok yol var.
Durma, gece gündüz Mevlâ’ya yalvar.
Elbet Rabbim ol deyince oldurur,
Ağlatırsa Rabb'im yine güldürür.
                    ***
          YALAN DÜNYA
Bugün çivit mavisi semanın altında hiçbir şehir bu kadar karmaşık, uğultulu, sisli gelmemişti bana. Hiçbir sokak, cadde, meydan bu kadar başka sesleri birbirine karıştıran ambiyans oluşturmamıştı. Dünyanın dört bir yanından gelen rengârenk ahalisi bu kadar kaynaşıp omuz omuza yaşamamıştı.
Kurşuni sisler içinde bugünün tarifsiz kâbus dolu rüyasını görüyor olmalıydım. Mahalle arasından çıkıp gelen etrafımda ikişerli, üçerli toplanan ev hanımları arasında beni kim hangi gözle görüyordu tahmin edemiyordum? Bakışlarından kızanlar olduğu gibi, acıyanlar da az değildi. O kadar insan arasında kararsız, zavallı durumuna düşmüş Jale, ne yapsaydı acaba? “YALAN DÜNYA” dedim, iyice efkârlandım...
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.