Şayet konuştuğunda karşındakini incitmekten korkuyorsan, işte o zaman susmak edebî bir zarafettir.
Tanju:
- Okuduklarımın birinde de: “Fakir bir köylü kendi imkânlarıyla yetiştirdiği üzümlerden Sevgili Peygamber Efendimize sallallahü aleyhi ve sellem, ikrâm etmek istemiş. Tam olgunlaşmasını beklemeden de birkaç salkım koparıp huzura çıkmış. Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, bir tane alıp yemiş muhabbetle tebessüm etmişler. Sevgili Peygamberimizin memnun olduğunu görünce fakir köylü de çok sevinmiş, hatta içinden “İyi ki getirmişim…” demiş, mesut olmuş. Bir tane daha yemiş ve yine tebessüm etmişler. Eshab-ı kiram efendilerimiz de seyrediyorlarmış bu hâli. Tek tek yiyip tebessüm ediyormuş her defasında.
Huzurda bulunanlar “Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm, bizsiz bir lokma dahi ağzına götürmezlerdi. Acaba niçin buyur etmediler?” diye düşünürken, salkımları tebessüm ile yiyip bitirmiş Kâinatın Efendisi.
Bu arada müsaade isteyen fakir köylü sevinerek ayrılmış, gitmiş. Eshab-ı kiram hazretleri ilk defa böyle bir durumla karşılaşmış olduklarından “Mutlaka bir sebebi vardır ama ne?” diye merak ederek suâl etmişler: “Yâ Resûlallah! Böyle yenecek şeylerden bizlere de ikram ederdiniz, şimdiki durumun hikmeti nedir?”
Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, buyurmuşlar ki: “Üzümler çok ekşi idi. Ama ben o fakir üzülmesin diye tebessüm ederek yedim. Size verseydim yüzünüzü ekşiteceğinizden ve fakirin üzüleceğinden korktum…”
- Örnek hayat! Sevgili Peygamberimiz hep böyleydiler. Yâ Rabbim! Bizleri Sevgili Peygamber Efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem, hazretlerinin güzel ahlâkıyla ahlaklandır ve onun nurlu yolundan gitmeyi nasip eyle…
- Amiiin! Okuyup tamamlayınca ben de sizin gibi aynı ifadelerle duâ ettim.
- Kalplerimiz bir Jaleciğim. Başka?
- Üç ay durmadan okudum, notlar aldım. Yoksa sensizliğime nasıl dayanacaktım?
- !!!
- Niçin sustun Tanju Bey'im?
- Bazen susmak asalet, bazen nezaket, bazen de hakkı teslimiyet mânâsına geliyor. Eğer karşındakinin zararından korkuyorsan susmak ebedî bir nimettir. Şayet konuştuğunda karşındakini incitmekten korkuyorsan, işte o zaman susmak edebî bir zarafettir.
- Bilmem! Acaba bende öyle güzellikler var mı?
- Maşallah, siz hep öyleydiniz zaten Jale Hanım.
- İnşallah öyleyimdir! Nerede o güzelliklere sahip olmak?
- Öyle olmasaydın Jale’nin gönlünü fethedebilir miydin? Hakikaten susmak, paha biçilmez mücevher gibi insana yakışıyor. Tanju Bey’ime daha çok...
- İnşallah! Hani derler ya “Söz gümüşse sükût altındır…” ecdat sözümüz meşhur.
- Aynen! Bazen sessizlikte ısrar ediyoruz, çünkü bazen sözsüz konuşulacak şeyler vardır.
- Meselâ; gözlerin konuşması...
- Hem de ne konuşma. Derler ki “Gözler yalan söylemez…” Sizin gözlerinizin konuşmasından okudum sevildiğimi. Bazen de susmakta ısrar ederiz, zira bazen sözün çare olmadığı, iyi gelmediği şeyler de vardır.
- Onun için sizi sevmişim gönülden. DEVAMI YARIN