Toprak bir tazı gibi fırladı!..

A -
A +
Ben de tabanca meselesini hiç açmadan kalktım, dışarı çıkmaya hamle yapıyordum ki Toprak bir tazı gibi fırladı;
“Bu gece buradasın…” diyerek kapıyı kilitledi.
Sadece “KÂBUS MU GÖRÜYORUM NE?” diye bağırdığımı hatırlıyorum!
          ***
Silahını kuşanmış, sanki gidiyor harbe,
Vuracakmış bizlere, darbe üstüne darbe,
Ne cami ne medrese ne de kalırmış türbe,
Hiçbir şey bırakmazmış, hem yakıp yıkacakmış.
Dedikleri olmazsa, kesip de atacakmış!
 
Meydana çıkarmalı, saçın başın yolmalı,
Bu amansız düşmana, gereken yapılmalı,
İcap ederse dahi, sopa da atılmalı.
Hiçbir söz dinlemezmiş, arayı katacakmış.
Yakalarsa mutlaka, tutup da yakacakmış!
 
Hukuk nizam tanımaz, aldatmaktan zevk alır,
Bin defa kovsan bile, yine yerinde kalır!
Okuyup üfledikçe, ufalır da ufalır!
Keyfi öyle istiyor, yan gelip yatacakmış.
Sen onu satmazsan da, o seni satacakmış!
 
Olur mu dikensiz gül? Ayrılmaz gülden bülbül.
Başa gelen çekilir, ister ağla ister gül.
Tomurcuktu açıldı, boynu bükük kaç sümbül,
Bana derler yardan geç, bu nasıl olacakmış?
Ömrüm böyle işlerle sararıp solacakmış!
 
Hoca susmaz konuşur, dinleyen alır hisse.
Bu öyle uzun destan, bize göreyse kıssa.
Çalışıp çabalayıp herkes kendine yetse,
Az bir su ile boş kap nasıl da dolacakmış?
Sen kapısın çalmazsan, o kapın çalacakmış!
                    ***
     KORKUNÇ DAKİKALAR!..
Ağır, nemli, küf kokan bir hava, loş oda, kara tren geçmiş gibi kirli tavan ve duvarlar arasında kıstırılmış olduğumdan dolayı mı ne baş ağrısı, hâlsizlik, melankoli ve depresif bir hâle girmiştim. Kasvetli, işkence sahnelerinin geçtiği korku filmlerindeki gibi sisli, durağan ve ürperten bir sessizlik canımı fena acıtıyordu…
Zifirî karanlık gece, korkutan mekân, sarhoş, aklı başında olmayan bir bekârın yanı başında durduğunu bilme hissiyatımı burada anlatmam mümkün değil. Kelimeler kifayetsiz kalırdı her şeyden önce. Elbette kimseyi suçlamıyorum, suçlu da, korkan da bendim. Bilmem kaçıncı defa “Kendim ettim, kendim buldum…” diyor, düştüğüm zavallı hâlime yanıyordum içten içe.
Mevzu açılmışken Nefise Doktor’un anlattığı bir hadiseyi hatırladım. Çok kızdığım için ondan gelen her şeyi de unutmak istiyordum ama bir kere zihnime yer etmişlerdi, istesem de söküp atamıyordum. Şimdi siz okuyucularımız “Acaba ne anlatmıştı?” dersiniz diye, siz sormadan anlatayım da merakınızı gidereyim.
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.