"Yine çokbilmişlik taslamadan yapamıyorsun Toprak!.."

A -
A +

Peki diyeceksiniz ki madem öyle bu gecenin köründe, böyle rahatsız edici hatıraların yaşandığı yere niçin gidiyorsun?” Haklısınız bu suâli sormaya. İşte NEFSİN ne demek olduğunu, gözleri hırs ve intikam büründüğünde aklın, îmânın itikadın ve bütün değerlerimizin nasıl devre dışı bırakıldığını anlatmak için izah ediyorum zaten.

 

Ha nerede kalmıştık?

 

Seneler öncesi “Bitirimler” grubumuzla merdivenleri aşındırdığımız bir yer olduğundan rahat hareket ediyordum. Doğru misafir odasına geçtim. Bir de ne göreyim Toprak tek başına ve birkaç şişe boşaltmış, zilzurna sarhoş, ayakta duracak hâli yok. Benim içeri girdiğimi görünce bir kahkaha patlattı, sanki gök gürledi, tiz sesinden kulaklarım çınladı.

 

- Vay vay! Kimleri görüyorum? Buyur buyur gönlümün, ömrümün ve evimin sultanı. Yok “sultan” eskimiş kelime o yakışmadı sana! En iyisi şöyle söyleyeyim “Gönlümün, ömrümün ve evimin prensesi…”

 

- Yapma Toprak! Öyle şeyler söyleyeceksen hemen çıkarım! Artık yaşlandık! Hâlâ çocuksu hareketler...

 

- Kaldığımızda çocuktuk. Ben de bıraktığım yerden başladım, fena mı oldu?

 

- Lütfen eskileri unut! Yapma diyorum! Anla artık!

 

- Kızma bir tanem! Sakin ol ki ben de sakin sakin konuşayım! Hem kaç senedir görüşmüyoruz? Hep kaçtın, hâlâ da kaçıyorsun. Onun için şaşırdım, bu da normal değil mi?

 

- Daha ciddi olalım lütfen!

 

- Zaten bilerek söylüyorum ve her söylediğimin altına da o muhteşem ve paralara layık imzamı çakarım Jale’m!

 

- Hâlâ aynı tas, aynı hamam!

 

- Aaa! Ecnebilerin canı isterse “ssdd” canı isterse “same shit different day” dediği, bizdeyse kısaca “atah” olarak girmiş, niçinini bilmem ama bende “all quiet on the western front…” çağrışımı yapan bir deyişi söylemeni anlayamadım…

 

- Yine çokbilmişlik taslamadan yapamıyorsun! Hakikaten bıraktığım yerdesin Toprak!

 

- Ev de aynı ev, kafa da, mantık da… Ben ‘delikanlı’ biriyim yedisinde neysem otuz beşinde de yetmişinde de o olmak istiyorum. Bazıları gibi dönek olmadım, olmam da...

 

- Kim dönekmiş?

 

- Onlar kendilerini iyi tanıyorlar. “Gel birlikte içelim...” desem içmezsin! Niçin? Değiştiğin için! Dönekler... neyse konuşturma beni!

 

- İyi bildiğin şeyin “kötü” olduğu anlaşılınca, kötüye devam etmek ahmaklık değil mi?

 

- Yine büyük laflar ediyorsun Jale! Kibir kibir! Seninle nasıl da örtüşmüş! Aynı bıraktığım şekil ve de yerdeymişsin!

 

- !!!

 

İlk karşılaştığımda çok şeyler sayıp döktü ama aklımda kalanların özeti, aşağı yukarı bu yazdıklarımdan ibaretti.

 

Tabii yine şoklardaydım! Çok fena olmuştum! Uzun zaman önce koptuğum bu bitirim hayattan ve ortamdan şimdi nefret ediyordum çok şükür! Bu yeniden karşılaştıklarıma; zamanında nasıl da tahammül etmiştim?

 

DEVAMI YARIN

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.