Galatasaray gibi başladı ilk yirmi dakikaya ev sahibi… Her atağı organize ve gol kokuyordu. Yedlin ve Van Aanholt “bile” çok iyiydiler. Cimbom’un bu bölümde gol bulamaması, Kerem’in “deli dolu” futbolu ve tabii Erol Bulut savunmasının başarısıydı.
Öbür tarafta, Dicko ve Muhammet Demir isabetli paslaşmalarıyla Galatasaray savunmasını delme girişimlerinde bulundu ama her defasında Marcao canavarına çarptılar.
Başta Fatih Terim olmak üzere, yirmi beş milyon Galatasaray taraftarına “Bir gol atacaksanız; bu hangi futbolcudan, kaçıncı dakikada ve nasıl olsun” anketi yapılsaydı, cevap “Morutan 45+3’te atsın, uzak köşeye ayak içi plase olsun lütfen” cevabı çıkardı büyük ihtimal. İşte Hagi hasretini birazcık dindiren gol aynen böyle geldi.
İkinci yarı başlarken Barış Alper’in yerine sahaya çıkan Feghouli maçı koparan adam oldu. Kerem’i kaleci Günay ile baş başa bırakan birinci pasını ezen genç forvet, ikinci muhteşem pası düzgün bir şutla ağlara göndererek “olayı çözdü.”
Dokuz puanı cebine koyan Fatih Terim, artık Lokomotiv Moskova mesaisine başlayabilirdi. Golleri atanlar başta olmak üzere, genç prenslerini bir bir kenara mobilbahis kayıt çekti. Dün oyundan çıkan beşlinin perşembe günü ilk on birde olacağını söyleyebiliriz.
Gaziantepspor’da Dicko’nun çabası ne kadar takdire şayan idiyse, takımın yıldızı Maxim’in silik performansı o kadar şaşırtıcıydı.
Büyüteçlerin hakemler üzerinde dolaştığı bu günlerde Yaşar Kemal Uğurlu, İbrahim Çağlar ve Serkan Çimen “çok konuşulacak” hata yapmadılar.
Maçın adamı: Marcao