Cankurtaran

> Jorge Jesus, derbi hezimetine şok tedavi olarak kadroda önemli değişikliklere gitmişti. Mert Hakan’ı ilk kez on bire koymuş; Valencia, Alioski ve Emer Mor’u hatırlamış, yeni transfer Samet’e forma vermişti. 

 

> İlk yarı için söylüyorum; iyi de yapmıştı kendi ve takımı adına… Valencia golü atarken, Samet kırk yıllık Fenerli gibi oynadı, Alioski solda hücumdan çok savunmada kalarak faydalı oldu, takımın en istikrarlısı Szalai yine derli topluydu, Altay da gününde olunca defans topyekûn sağlam durdu bu yarıda. Bekleneni veremeyen bir tek Mert Hakan vardı.

 

> Hatalar haftasında, Beşiktaş kalecisi Mert ve Başakşehir kalecisi Volkan’dan sonra Gaziantep kalecisi Günay ile büyük maçların büyük hata yapan adamı Ertuğrul, ortaklaşa gol ikram etti Valencia’ya… O kadar “pis” bir goldü ki Ekvadorlu sevinmedi bile…

 

> Fenerbahçe yorgun, Gaziantep zıpkın gibi girdi ikinci yarıya… Ev sahibi gol arayan, Fenerbahçe savunan taraftı. Bir frikik, bir seken top ve “ip gibi” bir şut Kitsiou’dan … Skorda denge var.

 

> Ve maçta bir “kırılma anı” daha… 70’te Sagal şımarıkça ikinci sarı kartı görüp oyundan atılınca Gaziantep sekiz kişi kalmış gibi küçüldü, çekildi, etten duvar oldu.

 

> Bu korku ile gol yememeleri mümkün değildi. Ceza sahasına hapsolan oyunda Enner Valencia’nız varsa, golü bulursunuz. Fener’in en etkili adamı yine takımını ipten aldı.

 

> Hakem hocaları, “Bir top aut mu korner mi diye şüpheye düşerseniz aut verin, bela almayın” der. Kürşat Filiz bu tavsiyeyi maçın geneline “teşmil etti.” Şüpheli her topu -Valencia’ya yapılan faul dışında- büyük takıma verdi.

 

MAÇIN ADAMI: Enner Valencia