DEDE

A -
A +

Oğlundan sonra kızından da bir kız torun sahibi olmuştu Şakir ağabey.

 

Son torun hayatının merkeziydi artık.

 

Her fırsatta, aynı sitede oturduğu kızına gidiyordu.

 

Hatta bazen bu sık gidişlerini bir gerekçeye bağlamak için şakaya dönüştürüyor, zile basınca kapıyı açan kızı, damadı ve bunlardan birinin kucağında olan sevgili torunu, gülen gözlerle ona bakıyor, dede, arkasına sakladığı bir tane kibrit çöpünü gösteriyordu:

 

- Her evde bu çöpten mutlaka bulunması lazım… Bu bir ölüm kalım meselesi. Onun için size bir kibrit çöpü getirdim, ihtiyacınız olur, diyordu.

 

Geliş “gerekçesi” kibrit yerine bazen bir toplu iğne, bazen tek bir fındık oluyordu.

 

Kız ve damat hemen her seferinde gülerek aynı cevabı veriyordu:

 

- Hadi baba, mazerete gerek yok, geç içeri.

 

O da hangisinin kucağında ise hemen bebeği alıp bağrına basıyordu.

 

***

 

Dede şimdilik torununu kendisi “seslendiriyordu.”

 

Bir cümle kendi adına, bir cümle torun adına konuşuyordu:

 

- Kuzucuğum seni biraz özledim de…

 

- “Biraz” mı dede?

 

- Neyse kelimelerin üstünde durmayalım.

 

- “Çok özledim” diyeceksin.

 

- Tamam sultanım.

 

Bazen, altın sarısı saçları ve büyük gözleriyle şampuan reklamlarındaki bebeklerden daha güzel olan torununa “Ortak yaşayacağımız günler giderek azalıyor kuzum, önümdeki yolun iyice kısaldığını hissediyorum. Doya doya tadını çıkaralım” diyerek hüzünleniyordu.

 

Ayrılırken bebeği uzun uzun kokluyor “Bu cennet kokunu depo edeyim, senden uzaktayken lazım oluyor” diyordu.

 

***

 

Şakir abi metrobüse binmeden önce Mecidiyeköy’de bir AVM’deki parfümeriye girdi. Üç kadından ikisi müşteri ile meşguldü. Boşta olana:

 

- Kızım, bir parfüm alacaktım, dedi.

 

Kız bir süre adamı inceledi. Sonra:

 

- Nasıl bir şey olsun? Diye sordu.

 

- Bu işin uzmanı sizsiniz; ne tavsiye edersiniz?

 

Kalfa kız, saçları önüne düşmüş gibi boş yere kafasını salladı:

 

- Bilmem ki… Bizim koku çarkımız zengindir. Çiçeksi kokular, oryantal kokular, odunsu kokular, ferah kokular… Sizin için mi?

 

- Hayır, altı aylık torunum için.

 

- Nasıl?

 

- Şöyle; ben onun yanında iyi kokmak istiyorum. Tek tük sigara içiyorum, özellikle o zamanlarda kullanmak için…

 

- Anladım… Siz şöyle oturun. Bizim kendi imalatımız da var, çok hafif... İçeriden getireyim, bi’ ona bakın. Hemen geliyorum.

 

***

 

Fakat kalfa kızımız “hemen” gelmedi. Epey bir vakit geçince Şakir amca, duvardaki diploma fotoğrafına bire bir benzeyen başörtülü eczacıya doğru konuştu:

 

- Sanırım kızımız dağlardan bitki toplamaya gitti.

 

Eczacı içeriye doğru seslendi:

 

- Büşraaa…

 

Büşra elinde küçük bir eczacı poşeti ile geldi. İçinden zarif bir şişe çıkardı, Şakir ağabeye koklattı.

 

O da:

 

- Tam aradığım gibi, dedi.

 

Kız şişeyi kasaya okuttu, fiyatını söyledi. Şakir amca parasını ödeyip çıktı.

 

***

 

Büşra’nın gecikmesinin sebebi vardı tabii… Yıllarca kâh televizyondan, kâh internetteki fotoğraflarından, videolarından takip ettiği dedeyi bulmuşken, biraz da içerideki ekrandan izledi.

 

Çünkü Şakir amca, 17 yıl önce kendi isteği dışında evlenen oğlu ile irtibatı kesmişti.

 

Hiç tanımadığı büyük torunu üzgün bir suratla “Benim için parfüme gerek yoktu, senin kokun yeterdi dede” diye geçirdi içinden…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Fuat Bayramoğlu13 Temmuz 2024 20:06

Efendim her hafta merakla beklediğimiz, Öyküye kAvuşunca da bir solukta okuduğumuz, Okurken olayların içine girip, birebir yaşadığımız, Finalinde de her zaman sürprizle karşılaştığımız, Bu sürprizle de hayattaki karşılıklarına göz kırptığımız, Düşünerek, üzülerek, kırılarak, kırarak, bazen ağlayarak, bazen şaşırıp, bazen de reddederek, Ama sonunda hep kazanan olarak bu güzel hikayeleri, bu derin öyküleri her hafta bekliyoruz. Sayın yazarımıza ve bu güzel Türkiye gazetesine, Bu gazeteyi bizlere ulaştıran bütün emek veren herkese teşekkür ve dualar ediyoruz. Bu öykülerin hep sürmesini diliyorum. Ve dua ediyorum.