Feryat: Küçülüyoruz

> Ermenistan’ı ite kaka yenince bi havaya girdik. Gelsin Hırvatistan, gitsin Galler… Oysa hiçbir şey eskisi gibi değil. Bu statta Almanya’yı, Hollanda’yı devirdiğimiz günler tatlı birer hatıra…

 

> Kuntz efendi bu kez dörtlü savunma ile çıkmış, Kerem’i sola monte etmişti. Millî maçların durgun adamı Enes, -belki Bursa seyircisine jest olarak- yine on birdeydi.

 

> Maçın ilk on beş dakikasında eski günlerdeki gibi coşkuluyduk. Sağdan Cengiz, soldan Kerem’in içeri kat edişleriyle birçok pozisyon bulduk, kaleci Livakovic’e takıldık.

 

> İlerleyen dakikalarda, üst düzey maçları bin kere oynamış tecrübe sahne aldı. Hırvatlar önce durdurdu, sonra vurdu. Sakince, ceza sahamızda dört paslaşma ile ilk golü yazdılar.

 

> Sonrasında gardımız düştü. Modric, Perisic, Kovacic, Hırvat orkestrasını çalmaya başladı. Hakan Çalhanoğlu da sakatlanıp çıkınca başsız kaldık.

 

> Modric’in kaçırdığı Pasalic çaprazdan şutladı, Mert gecenin golcüsü Kovacic’in önüne bıraktı, o da ikiledi, ilk yarı böyle bitti. Aslında bu gol maçı da bitirmişti.

 

> Bizim en büyük silahımız tekniğimizdi ama Avrupa’nın en teknik takımına sökmedi. Hırvatlar ikinci yarıda oyunu başarıyla “oyaladı” ve istediğini aldı.

 

> Ermenistan maçından değil, Hırvatlar’dan ders çıkarmalıyız. Turnuva maçlarında iç sahada kazanamıyorsan ya hesap yapmayı bırak ya da hoca ile hesaplaş. Türkiye’de iki maç sonunda iddiayı tüketmek için hoca çok! Alman’a para vermeye gerek yok!

 

MAÇIN ADAMI: Mateo Kovacic