PARAYLA SAADET

Haber gazetelerde de yayınlandığı için, bileceksiniz. Kolay kolay unutulmayacak, acımasız bir cinayetti çünkü... *** Olayın en zalim tarafı, talihsiz gencin şehirden köyüne kaçmış olmasına rağmen takip edilmesi ve bir gece uykusundan kaldırılarak dere yatağına sürüklenmesiydi. Genç adam şehirde bir türlü istikrarlı bir meslek tutturamamış, gelip geçici işlerde zaman öldürmüştü. O talihsiz günlerde de işsizdi. *** Belki de cinayetin en acımasız tarafı, para için gencecik bir cana kıyılmış olmasıydı. Öyle ya, (yirmi üç yaşındaki) bir insan hayatının parayla bir bedeli olabilir miydi? Velev ki bu para Milli Piyango'nun büyük ikramiyesi olsundu... *** Hayır, cinayetin en gaddar tarafı, işsiz genci öldürenlerden birinin kendi ağabeyi, diğerinin de dayısının oğlu olmasıydı. Zaten katiller iki kişi olarak açıklanmıştı. *** Gerçekten de cinayetin belki de en canavarca tarafı şuydu; talihsiz genç, Milli Piyango'nun o yılbaşındaki (dörde bölünen) büyük ikramiyesinin ortaklarından birinin de kendisi olduğunu fısıldamıştı. Ve o günden sonra ağabeyi ve dayısının oğlu peşine düşmüş, şanslı bileti istemişlerdi. Önce dostlukla başlayan, direndikçe sertleşen ve nihayet tacizlere, kavgalara dönüşen bu açgözlülüğün bir can kaybına kadar uzanacağını üçü de tahmin etmemişti. *** Aslında cinayetin en hunhar tarafı sonundaydı; ağabeyinin ve dayı oğlunun bıktırıcı tarizleri ve tacizleri sırasında talihsiz delikanlı, piyango bileti konusunda şaka yaptığını söylemiş, fakat onları bir türlü inandıramamıştı. Muhteris katil adaylarına göre, rakam büyüktü ve yalan söylüyordu... *** Ve sadist eylemin en hazin gerçeği daha sonra açıklandı: Talihsiz genç hiçbir zaman piyango bileti almamıştı... Gerçekten de bir şaka uğruna canını vermişti... En yakınlarının para hırsı sebebiyle... ------ Cuma günleri yayınlanır