“Bir insana sevginizi hissettirecek yol her zaman vardır. Burada, sevdiğiniz insanın kalbini fethetmek için tamamı bedava tavsiyeleri bulacaksınız.”
- Sana bir mail gönderdim hayatım, hemen bakabilir misin?
- Tarım Bakanı geliyor, telaşlıyız. Bakarım sonra canım…
* * *
Mail'i gönderen adam, bir mermer fabrikasında üretim müdürü olarak çalışıyordu.
Gönderdiği “hayatı” ise, üç aylık eşi ve bir televizyonun haber müdürünün asistanıydı.
Tarım Bakanı öğle üzeri geldi, gitti.
Akşama doğru kalabalık, gürültü patırtı ve telaş ortalıktan çekilince, asistan, kocasının söylediği mail'i hatırladı.
Mektup dosyasını açınca, eşinin önceki mail'lerinin en üstünde açılmamış zarfı gördü ve hemen tıkladı.
Mail'in başlığı aynen şöyleydi:
“Hoşlandığın üç kişinin adını yaz, sonucu gör. Çokkkk eğlenceli gerçekten :))”
Mektubu açtığında ise İngilizce bir test çıktı. Kocası açıklama yapmıştı:
“Hayatım, aşağıdaki boşluklara üç tane çok sevdiğin kişiyi yazıp ‘doktor’ dedikleri adama gönderiyormuşsun.
Sana o sevdiklerinle samimiyetini arttırman ve onları elinde tutman konusunda tavsiyeler yazıyormuş.
Arkadaşlarım doldurdu, çok eğlenceli şeyler çıktı.
Hadi, sen de doldur bakalım ne çıkacak?”
* * *
Asistan, çok iyi bildiği İngilizcesi ile sitenin duyurusunu okudu:
“İnsanın sevdiği kişiyle olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
Peki, bunu nasıl yapacaksınız?
Bu her zaman cevaplaması kolay olmayan bir sorudur. Bazen, insanlar birbirine ‘Seni seviyorum’ demek için çok utangaçtırlar. Bunun nedeni, bunu nasıl yapacaklarını bilmemeleridir.
Bir insana sevginizi hissettirecek yol her zaman vardır. Burada, sevdiğiniz insanın kalbini fethetmek için tamamı bedava tavsiyeleri bulacaksınız. Doctor@Home ekibi, size internet yoluyla yardım etmeye karar veren gönüllü psikologlardan oluşuyor. Bu site bedavadır. Burada, biz size sevdiğiniz kişinin kalbini nasıl fethedeceğinizi söyleyebiliriz.
Aldığımız geri bildirimlerden, sitemizin etkinliğinin %95 civarında olduğunu mutlulukla gördük.
Şimdi rahatlayın ve yeni hayatınıza hazır olun.
HAYDİ BAŞLA!
Arkadaşlarının bilgisini sana gönderebilmemiz için;
1. E-MAIL ADRESİNİ DOĞRU OLARAK GİR.
2. GİRDİĞİN BİLGİLERİ KESİNLİKLE SAKLAMIYORUZ.
Şimdi arzuladığınız ve elde etmek istediğiniz üç ismi aşağıya yazın.”
…
Genç asistan, isim için ayrılmış üç boşluğu fazla ciddiye aldı; aylardır hazırlandığı üniversite sınavının sorusunu çözüyormuş gibi düşünüp taşındı. Eli klavyede, kendisine sırnaşan kedisini dirseğiyle iterek, harfler üzerinde gezindi durdu bir süre.
Sonra üç ismi şöyle yazdı:
1- F…… B…………
2- Ü…... S…….....
3- K…... A………..
Daha sonra “gönder” yazan yeri tıkladı.
Heyecanla beklemeye başladı.
Az sonra ekranda şöyle bir yazı çıktı:
Hah hah haa! You’ve been trap! Everything you wrote on the this page has been sent to:
K…..A…….@gmail.com!!!
Türkçesi şöyle:
Hah hah haa! Tuzağa düştün! Bu sayfaya yazdığın her şey, sana bu mail'i gönderen şu adrese iletildi:
K…. A…..@gmail.com!!!
* * *
Genç asistan kalbinde şiddetli bir acı duydu. Korku ile öfke ile çaresizlik ile karışık bir acıydı bu…
Vücudunu hissedilir ölçüde sıcaklık basmıştı. Gözünü ekrandan ayırmadan, ellerini şaşkınlıkla ağzına götürerek gayriihtiyari ayağa kalktı.
Trafik kazasında insan ezmiş otomobile bakar gibi bakıyordu bilgisayara…
Çünkü “elde tutma” listesinin birinci sırasına erkek bir dizi oyuncusunu, ikinci sırasına asistanlığını yaptığı haber müdürünü, üçüncü sıraya kocasını yazmıştı.
Ve kocasından gelen bu şaka mail'i yine kocasına gitmişti.
* * *
Sekreter o akşam ablasına gitti.
Utanç içinde, eşinden tepki, davet, boşanma talebi, af, küfür ne gelecekse gelmesini beklemeye koyuldu.
Ama üretim müdürü kocadan hiçbir bir ses çıkmadı.