Tartışma

A -
A +

Onları iyi tanırsınız.

 

Söylediğiniz her şeye ama her şeye itiraz eden, karsı çıkan, aksini söyleyen tipler.

 

“Kar beyazdır” derseniz, “Ama tam beyaz denemez.

 

Çünkü…” diye başlarlar hani. Bunlar, dillerindeki “Fakat, ama, lakin…” kelimeleri ile sizin cümlenizin bitmesini sizin cümlenizin bitmesini zor bekler.

 

Benim çevremde de epey var bunlardan.

 

Dün öğle yemeği sonrası çay sohbetinde basıma geldi. Hayati İnanç Bey ekrandaydı. “Görücü usulü evliliği daha sağlam buluyorum” dedi.

 

Bay İtiraz: Ama ya taraflar birbirine ısınmazsa, dedi öfkeyle ekrana sağ elini sallayarak. Ben: Çevremde o kadar iyi örnek var ki. Bay İtiraz: Ask önemli, aşinalık önemli… Ben: Ask kısa ömürlü bir duygu, kalıcı olan sevgi. Bay İtiraz: Birbirini hiç tanımadan, hiç flört etmeden hayat yolculuğuna çıkmak çok riskli.

 

Ben: İki tarafın baba ve annesi yeterince hayat tecrübesine sahip… Evlatları, göz bebekleri aleyhine bir şey düşünebilirler mi?

 

Bay İtiraz: Sallamak kolay… İnsan dogmaya karar veremiyor ama evlenip evlenmemek, esini seçmek kendi elinde…

 

Yani hayattaki en önemli kişisel karar bu... Tesadüfe bırakılamaz. Ben: Dört yıl flört edip, dört ay evli kalamayanları gördüm. Ask geçer, acı kalır. Bay İtiraz: Bak sana bir olay anlatayım.

 

Geleneklerine bağlı bir sülaleye mensup eski bir milletvekili babanın, eski öğretmen annenin tek oğlu, görücü usulü ile evlenmeye karar vermişti. Üstelik yüz yüze görüşmek yerine fotoğraf istiyordu. Görüşüp de beğenmezse kızın psikolojisi bozulurmuş. Sonra da “beğenmediği kız fotoğrafları koleksiyonu” yapmıştı.

 

Ve hâlâ bekâr. Ben: İşin tabiatında var bu… Evliliğe söz verip karı koca gibi olduktan sonra kızı bir basına bırakmaktan insafsızca değil. Bay İtiraz: Kalp uyumu, kan uyumu, ten uyumu… Bunlar önemli. Ben: Senin baban ile annen 56 sene önce ağrı Eleskirt’te kan uyumu, ten uyumu mu aramıştı?

 

Her zaman ailenizin birbirine bağlılığını, hepsi evli olan yedi kardeşin her hafta birinin evinde toplandığını… haftanın günlerini kardeşlere dağıtarak, her gün birinin rahmetli baba ve anneye Yasin-i şerif okuduğunu… hatta bir hafta sen seyahatte olduğun için okumayı unuttuğunu… annenin rüyana girerek “Bu hafta niye eksik çıktı hediye?” diye sitem ettiğini… sen anlatmadın mı?

 

Bay İtiraz: Eskiden bu isler öyle yürümüş. Ama artık günümüzde kimseyi buna razı edemezsin. Yukarıdaki “tartışmada” bana ait cümleleri yutkunarak sadece içimden geçirdim. Benim sözlerimi yok sayabilirsiniz. Çünkü en büyük ağabeyim hep söyle derdi: “Münakaşa etmeyin. Peygamberimiz (‘Sen haklısın’ diyene cennette köşk verilecek, kefili benim, gelsin benden istesin) buyurdu.” 

 

 

 

Osman Ünlü'nün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Fuat Bayramoğlu 2 Mart 2025 12:04

Efendim, Yine yeniden, Size ve @turkiyegazetesi ne çok teşekkür ederim. Bu hafta da, "Fakat, ama, lakin" tiplerine verilecek en güzel cevabı, "En Büyük Ağabeyiniz" yazınız içinde mücdelerle vermiş. Bu köşkler, basit tartışmalarla heba edilmemeli de, Ahh o nefsler,o nefsler