Arena’daki ilk derbinin senaryosu harika yazılmıştı. İki takıma da yakışan bir mücadele ve skor...
Kim yazdı bu harika senaryoyu? Jan Olde Riekerink mi? Şenol Güneş mi? İlk yarı biri, ikinci yarı öteki daha doğru galiba…
Galatasaray “göz açtırmama” parolasıyla saldırdı.
Bir korner, bir karmaşa, top gelip golcüyü buluyor ve Eren hayatının en kolay golü için topu boş kaleye itiyor.
Haydaaa…
Hani favori Beşiktaş’tı?
Bu kadar mı; Bruma beş Beşiktaşlıyı ipe dizip farkı 2’ye çıkarmasın mı?
Herkes şaşkın, Beşiktaş daha şaşkın…
Nasıl yani?
Sezonun en iyi top oynayan takımı bu mu?
“Her hattıyla mükemmel Beşiktaş’ın” bu dökülen hali ancak eğitimle mümkün olabilir!
Dur bakalım devrede ne olacak…
HHH
Şenol Güneş’i hep övüyorum, malum.
“Futbolun başöğretmeni” diyorum ya...
Çıkardı Olcay ile Oğuzhan’ı, sahaya sürdü Talisca ve Aboubakar’ı; Cenk’i kanada atıp, Quaresma’yı bir sağa bir sola gönderdi. Bir basketbol koçu gibi sayı için sürekli taktik değiştirdi.
Galatasaray’ın ilk golünün rövanşını aynı şekilde aldı; bir kornerle…
İkincisini yine benzer şekilde… Bruma Beşiktaşlıların başını döndürmüştü; Galatasaray defansı katmerli saçmalamasında top gelip golcüyü buldu; Cenk de derbiyi eşitledi.
HHH
Bu senaryonun, zorlu deplasmandan 1 puan çıkaran Galatasaray’ı da, 2 farklı geriye düşüp yenilmeyen Beşiktaş da üzdüğünü sanmıyorum.
HHH
Hakem Ali Palabıyık’ın Galatasaray ceza yayı civarında üç Beşiktaş faulünü es geçmesi dışında falsosu olmadı.
Maçın adamı: Bruma. Portekizli yıldız, sahadaki bütün oyunculardan bir adım öne çıktı.