> Geçen hafta Ankaragücü maçı sonrası yazımın başlığı “Beşiktaş takım olmuş” şeklindeydi. Bu hafta, ligin “sahada ne yaptığını en iyi bilen” takımlarından Başakşehir karşısındaki futboluyla da rakibine şans tanımadı Kartal. Yeni bir kriter olsun; “Maxim’in ilk on birde forma bulamadığı takım, iyi takımdır.”
> 1990’larda tek kanal TRT’de bir Amerikan dizisi vardı, “Beauty and the Beast”, yani “Güzel ve Çirkin.” Başrol karakteri “çirkin”i oynayan Vincent çok sevilmiş, “kült” hâline gelmişti. Bugünün Vincent’i ise Beşiktaş taraftarını mest ediyor. Dün yine klasik bir Aboubakar golü attı. Rakibini geçişi, uzak köşeye sert vuruşuyla tam bir “Made in Vincent” yapımıydı. Sadece golüyle değil, rakip savunmayı yıpratması, hatta defansa gelmesi, arkadaşlarını gazlamasıyla, daha yorumumu yazmadan “maçın adamını” yazdım yazının altına.
> 35. dakika maçın kırılma anıydı; iki taraf da birer fire verdi ama Beşiktaş’ın kayıbının telafisi vardı. Tayyip Talha sakatlanıp çıktı. Başakşehir’de ise Januzaj, kontrolsüz hareket sebebiyle oyundan atıldı,
> Maçın adamı Kamerun aslanı bir de asist yapmasın mı ikinci yarıda? Masuaku’nun attığı bu golden sonra, üç günde bir maç oynayan Başakşehir hepten dağıldı. (Bkz: Kaleci Volkan’ın topu Gedson’a atması, -Redmond değerlendiremedi-, Cenk’e ikram ettikleri fırsat.)
> Sahi bu Redmond niye bir türlü kaleyi tutturamıyor?
> Emre Belözoğlu’nun üç yerli tercihini üç Fenerli ile kullanması ilginç bir nottu (Volkan, Şener, Deniz.)
MAÇIN ADAMI: Vincent Aboubakar