"İyi biliniz ki, dünyâda namazın rütbesi, derecesi, âhirette, Allahü teâlâyı görmenin yüksekliği gibidir..."
Hacı Hıdır Efgân hazretleri, Hindistan'ın meşhûr velîlerindendir. Aslen Afganistanlıdır. Serhend'e bağlı Behlülpûr kasabasında doğdu. Behlülpûr'da 1625 (H. 1035) senesinde vefât etti. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetleriyle şereflendi. Kısa zaman içinde feyiz alıp yükseldi ve tasavvuf derecelerini geçti. İcâzet verilip, memleketine gönderildi. Serhend yakınlarındaki Behlülpûr kasabasında bulunur, sık sık İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yüksek dergâhlarına gelir, sohbetleriyle şereflenir ve tekrar dönerdi. Tatlı ve gür sesiyle okuduğu ezân, kalblere tesir ederdi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hizmetinde bulunduğu sırada ezânı dâimâ o okurdu. Hacı Hıdır Efgân, Serhend'e yakın bir köyde bulunduğu sırada, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin vefât ettiği haberini duydu. Bu haber üzerine içli gözyaşları dökerek Serhend'e gitti. Bu gelişinde yanık ve tatlı sesiyle ezân okudu. İmâm-ı Rabânî hazretlerinin vefâtından sonra, onun ayrılığına dayanamayıp kısa zaman sonra vefât etti.
İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin, Hacı Hıdır Efgân'a yazdığı mektubu:
"Kıymetli mektubunuz geldi. İçindekiler anlaşıldı. İbâdetlerden zevk duymak ve bunların yapılması güç gelmemek, Allahü teâlânın en büyük nîmetlerindendir. Hele namazın tadını duymak, nihâyete yetişmeyenlere nasip olmaz. Hele farz namazların tadını almak, ancak onlara mahsûstur. Çünkü nihâyete yaklaşanlara nâfile namazların tadını tattırırlar. Nihayette ise yalnız farz namazların tadı duyulur. Nâfile namazlar zevksiz olup, farzların kılınması büyük kâr, kazanç bilinir. Fârisî mısrâ tercümesi:
Bu iş büyük nîmettir. Acaba kime verirler?
Nîmete kavuşanlara âfiyet olsun.
Bizim gibi ruhları hasta olanların bu sözleri duyması da, büyük bir nîmettir ve hakîkî saâdettir. Fârisî mısrâ tercümesi:
Bâri kalbimize bir tesellî olsun.