Yunan filozof Sokrates

A -
A +

Babası, Sokrates'ı, kendi mesleğinde, yani bir heykeltıraş olarak yetiştirmek istediği halde, o, felsefeye ilgi duymuştur. Ayrıca aritmetik, geometri, astronomi ve politika sahalarında da geniş bilgiye sahipti. Çok basit bir hayat sürmüştü. En meşhur talebesi, Eflatun'dur... "Önce kendimize bakalım!" Sokrates, diğer filozoflardan çok farklıydı. Düzenli bir öğretim yapmıyor ve öğrencilerinden ücret almıyordu. "Kendini bil!" ilkesi doğrultusunda, filozofların bakışlarını insana çevirmişti. Kâinattan önce kendimize bakalım. "Biz kimiz?" Bu sorunun cevabını verelim diyordu. Bu sebeple, yalnızca bir tarlayı ölçebilecek kadar geometri bilgisini yeterli buluyor, daha zor matematik problemleriyle uğraşmanın faydasız olduğuna işaret ediyordu. Ona göre, insanlara, pratik ahlâk kurallarını öğretmek daha isabetli olacaktı. Fiziği itibariyle çirkin biri olan Sokrates, insanların yüzlerini ve fiziki yapılarını değiştiremeyeceklerini, fakat ruhlarını ve karakterlerini değiştirip geliştirebileceklerini belirtmiştir. Buna göre, Sokrates, felsefesinde her şeyden önce, insanın doğası, ihtiyaçları, amaçları ve değerleri üzerinde durmuş, neyin onu tamamlayacağını araştırmıştır. O, aynı çerçeve içinde, dilin doğasıyla ilgilenmiş ve düşünme, anlam, mantık ve tanım konusunu ele almıştır. Sokrates, fikirleri ve bilhassa o devir inanışına ters düşen "bir yaratıcı"ya inanması ve bunu talebelerine anlatması sebebiyle zehir yoluyla idama mahkum edildi. "Baldıran" zehirini içti ve... Sokrates'ın dünyadaki son gününü; dostları ve talebeleri arasında ruhun ölümsüzlüğü üzerine konuşarak geçirdi. Verilen "baldıran" zehirini, titremeden, soğukkanlılıkla içti ve manzaranın ağlattığı arkadaşlarına: -Ne yapıyorsunuz dostlar, amma tuhafmışsınız ha! Ben kadınları bunun için savmıştım; sakin olunuz, metin olunuz, der ve ekler: -Askulepios'a bir horoz parası borcumuz var, unutma Kriton! Sokrates ölüme mahkum edildiğinde, eşi: -Haksız yere öldürülüyorsunuz, diye ağlamaya başlayınca, Sokrates: -Ne yani, demiş. Bir de haklı yere mi öldürülseydim?