Aniden gelen ölümler

Türkiye’de her sene 90 bin kişi “aniden” ölüyor. Bu ölümler bazen araç kullanırken, bazen halı sahada top oynarken, bazen bilgisayar başında sapasağlam çalışırken genç yaşta aniden ölüyor. Peki bu ani ölümler neden oluyor, hiçbir bir sağlık sorunu olmayan insanların alması gereken tedbirler neler, gelin hep birlikte göz atalım...
İstanbul Kozyatağı'ndaki bir gece kulübünde şarkı söylerken aniden fenalaşıp kalp krizi geçiren Metin Arolat yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Yine sinema oyuncusu Ahu Tuğba Amerika’nın Miami şehrinde evinde aniden ölü bulundu. Bir başka sinema sanatçısı olan Aydemir Akbaş aniden fenalaşarak kaldırıldığı hastanede iki gün sonra vefat etti. Seslendirme sanatçısı Uğur Taşdemir, klasik Türk müziği solisti, şarkıcı Yüksel Uzel (Katmer), Mehmet Eymür, Türk Sanat Müziği ses sanatçısı ve koro şefi Çetin Körükçü, “Kurtlar Vadisi” adlı dizide oynadığı “Cerrahpaşalı Hüseyin” rolüyle tanınan oyuncu Engin Duru, Türk sinema ve tiyatro oyuncusu Ayten Gökçer (Kaçmaz), Oyuncu Ahmet Uğurlu ve son olarak oyuncu Tekin Temel ve Gülşah Çomoğlu aniden fenalaşarak hayata gözlerini yumdular.
Yukarıda isimlerini saydığımız ünlülerden en çok konuşulan da hiç kuşkusuz Metin Arolat oldu. Arolat’ın sahnede aniden fenalaşarak ölme görüntüleri birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Çünkü ani ölümler sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde yılda 3 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oluyordu. Kesin bir istatistik bilgisi olmamakla birlikte Türkiye’de de ise yaklaşık 90 bin kişi aniden hayatını kaybettiği söyleniyor. Büyük bir kısmı kalp-damar hastalıklarına bağlı olarak gerçekleşen bu ölümler o kadar yaygınlaştı ki ani ölümlerin miktarı AIDS ve kanseri de geçti.
Peki nasıl oluyor da sağlıklı göründükleri halde bu ölümler gerçekleşiyor?
ANİ ÖLÜMÜN SEBEPLERİ
Tıp literatüründe bir vefatın “ani ölüm” olarak tanımlanabilmesi için hastanın son bir saat içinde hafif yorgunluk, göğüs ya da baş ve sırt ağrısı, düzensiz kalp atışları, tansiyonda farklılık hissetmesi ve dört dakika içinde de “arest” yani kalbinin durması gerekiyor.
Ani ölüm “Ani Kardiyak Ölüm - AKÖ” olarak da biliniyor. AKÖ’yü tetikleyen nedenler arasında ilk sırada çağışımızın baş belası sorunu “stresli yaşam”, sonrasında hipertansiyon, sigara ve alkol geliyor. Bir insanda ani ölüm üç şekilde yaşanıyor. Bu ya kalp tamamen düz çiziyor ya anormal hızlı ritim oluyor ya da kalpte hareket olsa da bu nabızda hissedilmiyor. Bu üç durumdan en hafif olanı ise ritim bozukluğudur. Diğer iki durumda müdahaleler olsa da hastayı kurtarma olasılığı oldukça düşük. Beri taraftan, ritim bozukluklarına da yerinde ve zamanında müdahale edilmesi gerekiyor. Her yıl bu nedenle ölenlerin oranı kadınlarda %4,6, erkekler de ise %4 artış gösteriyor. Düşünün ki ABD’de her sene 400 bin AKÖ olduğu rapor ediliyor.
Aslında ani ölümler önlenebilir. Her insan nedenli ya da nedensiz AKÖ’yle karşılaşabilir. Risk, 0-6 aylık bebekler ve 45-65 yaş arasındaki yetişkinlerde yüksek. Ani ölümlerin yüzde 80’inin sebebi de çeşitli kalp ve damar hastalıkları.
AKÖ’yü tetikleyen faktörlerin başında stres geliyor demiştik. Stres öylesine sinsi bir hastalık ki maalesef bu AKÖ riskini %40 oranında artırıyor. Dolayısıyla stresin en yoğun yaşandığı büyük şehirlerde “ani ölüm” oranlarında artmış oluyor. Dünyanın belli merkezlerinde yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen verilere göre toplum, yaşanan olumsuzluklardan etkileniyor ve bu durum ani ölümlerin artmasına neden oluyor. Türkiye’de 2023 Kahramanmaraş veya 6 Şubat depremleri olarak bilinen Türkiye-Suriye depreminden sonra AKÖ’lerin artması da bu durma örnek gösteriliyor.
Birçok kalp damar cerrahının yaptığı açıklamaya bakıldığında modern hayatın insanları strese soktuğunu, insanların yalnız kalmaktan, güven duymadığı için sıkıntılarını paylaşmadığından ve ailevi problemleri olan insanların yeterince destek alamadığından depresyonların daha kolay yaşandığını; alkol ve sigara tüketimini de buna bağlı olarak her geçen gün artığı dile getiriliyor.
ANİ ÖLÜM TAKVİMİ
Yapılan araştırmalara göre, AKÖ riski daha çok sabahları, pazartesi günleri ve kış aylarında daha fazla görülüyor. Çünkü belli dönemlerde kalbin değerleri artıyor ya da azalıyor. Hatta gün içinde bile farklılıklar gösterebiliyor. Kalp krizlerinin sabah saat 4-10 arasında en yüksek seviyede olduğu belirtiliyor. Çünkü sabah kalkışla birlikte vücuttaki hormonlar değişiyor ve damarlardaki spazmları tetikliyor. Kişi pazartesi günleri yeni iş haftasına başladığı için gergin olabiliyor, kış aylarında ise kapalı alanlarda vakit geçirildiğinden iletişim eksikliği psikolojik sorunların yaşanmasına sebep olabiliyor. Haliyle bu vücut üzerindeki baskıyı arttırdığı için ani ölümün yaşanmasına sebep olabiliyor.
Ani ölümler, kalbi besleyen damarlarda tıkanıklık sonucu oluşan koroner arter hastalığının yaygın olarak görüldüğü Rusya ve Finlandiya’dan daha fazla. Söz konusu bu ülkelerde sigara, alkol fazla tüketiliyor, tansiyon hastalarının sayısı çok ve kolesterol değerleri de oldukça yüksek. Özellikle sigara tüketimi ani ölüm riskini iki kat artırıyor. Ama sigara, alkol kullanmayan, tansiyon ve kolesterol değerleri normal olanlar da genetik nedenlerden dolayı yüz bin de bir risk altında. Yeni doğan bebeklerin de risk altında olmasının altında genetik olarak kalp kasının kalın olması bulunuyor. Öte taraftan, yeni doğan bebeklerin yüz üstü yatırılıyor olması da ani ölümlerin bir başka nedeni. Bebeklerin yüzüstü değil, sırt üstü yatırılması gerekiyor.
SPORCULARDA YÜKSEK
Yine yapılan bir araştırmaya göre, çekirdek bir ailede birden fazla kişi ani ölüm yaşamışsa ailenin diğer fertleri de yüksek risk altında olduğu dile getiriliyor.
27-30 yaşlarında üçüncü çocuğunu dünyaya yeni getirmiş ve hiçbir rahatsızlığı olmayan kadın bir hastanın vefat etmeden birkaç saat önce şiddetli baş ağrısı çektiği için uyumak istediğini söyler ve uzandıktan kısa bir zaman sonra gözlerini bir daha açamaz. Yapılan otopsi sonucunda hastanın: “gizli kalp” nedeniyle hayatını kaybettiği belirtilmiş. Yaşanan bu olay hastanın ailesine acı geldiği kadar tanıdıkta gelmiştir. Çünkü 22 yaşındaki kız kardeşi de evleneceği günün sabahı telaşla uyanır ve birden başı dönmeye başlar. Kendini iyi hissetmediğini söyler ve uzanır. O da ablası gibi vefat eder. Otopsi istenmediği için ölüm nedeni kayıtlara girilememiştir.
Başka bir bilimsel araştırmaya göre, AKÖ’nün erkeklerde görülme oranı kadınlara göre üç kat fazladır. Çünkü, erkeklerde kalp damar hastalıklarının görülme ihtimali yüksek olmasının başlıca nedenleri arasında içki ve sigara tüketiminin kadınlara oranla daha yüksek olmasıdır. Bu erkek kalbinin kadınlarınkine oranla daha sık arest olduğunu göstermektedir. Dünyada da zencilerin, beyazlara oranla kalbi daha sık duruyor. Bu araştırmayı yapanlar siyahi insanların sağlık kuruluşlarından, koruma önlemlerinden daha az yararlanmasından kaynaklandığı söyleniyor. Türkiye’de ise kırsal alanlarda aynı durum yaşanıyor.
Spor yapmak sağlıklı ve zinde bir hayatın kapısını aralıyor. Ama ani ölümlerin %20’si sporcularda görülüyor. Spor sağlıklı yaşamak için yapılan bir eylemken AKÖ’ye sebebiyet de verebiliyor. Sporcularda ani ölümlerin olması AKÖ’yü dünya gündemine oturtmaya yetiyor. Sporcu ölümlerinin %90’ı spor esnasında gerçekleşiyor. %85 nedeni ise bilinen ya da bilinmeyen kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Ölümlerin %7’si profesyonel sporcularda, %22’si üniversite öğrencisinde ve %62’si de lise öğrencilerinde görülüyor. Ölen sporcuların %90’ı erkek. Yaş ortalaması 17 ve sporcuların sadece %18’inin ölmeden önce bir rahatsızlığı olduğu biliniyor. Geri kalan %72’lik kısım kalbinde sorun olduğunu bile bilmiyor…
Akla ilk gelen soru ise sporun hangi sınırdan sonra tehlike oluşturmaya başladığıyla ilgili olduğudur. Dinamik ve statik olarak iki spor yapma şekli olduğunu biliniyor.
Statik sporlar halter gibi yük kaldırmaya yönelik, çok hareket gerektirmeyen sporlardır.
Dinamik spor ise enerji ve hareketin gerektiği basketbol ve futbol dallarıdır.
Sürekli ağır spor yapanların kalp kası kalınlaşır. Kalp kasının kalınlaşması da ani ölüm riskini artırır.
Genetik olarak bunu getiren kişiler de vardır. Onlar spor yapmasalar da kalp kasları kalındır ve ani ölüm riski taşır. Bu duruma göre, spor yapmanın sınırını koyabilmek için günlük egzersiz kapasitesinin mutlaka bilinmesi gerekiyor.
Sporcunun tansiyonu, kalp ritmi, nabzı, şeker hastalığı, kolesterol değerleri de büyük önem arz ediyor. Ayrıca, EKD (eko kardiyo grafik) çekilmeli, koşu bandı üzerinde efor testi yapılmalı, hareket halindeyken kalp atışları gözlemlenmeli ve hız artığında kalbin verdiği tepkinin sağlıklı spor yapabilmek için büyük önem taşıyor.
Türkiye’de profesyonel sporcular bu testlerden belirli zaman aralıklarında geçiyor ve performanslarına böylelikle bakılmış olunuyor. İstanbul’da birçok üniversite hastanesinde Spor Fizyolojisi Bölümü bu hizmeti veriyor.
Ani ölümlere genç yaşta çocukların gittiği spor kulüplerinde daha sık rastlanıyor. Çünkü bu merkezlerde rutin bir kontrol yok. Kayıt öncesinde de herhangi bir sağlık taraması istenmiyor. Bilinçli aileler ise spor okuluna göndermeden önce çocuğunu hekime götürerek egzersiz kapasitesini öğreniyor ve uygun spor dalına yönlendiriyor. Bazı merkezlerde de sağlık raporu isteniyor. Fakat ülkemizde sağlık raporu performans testi yapılmadan verilebiliyor.
Sporun türünün değil, spora başlamadan önce ne yapılacağının önemli olduğunu, spora başlamadan önce sağlık raporu alınması gerektiğini okuyucularımıza tekrar hatırlatmak isteriz.
Ani ölümü engellemek için kullanılan cihazın adı Defibrilatör’dür. En önemli işlevi şok vererek ölüme yol açan ritim bozukluğunu düzenlemek. Fiyatı 8-10 bin dolar arasında değişen bu cihazlar, ani ölümlerin önüne geçebiliyor. Ani ölümlerin çok görüldüğü bir ülke ülke olmamıza rağmen kalabalık insan gruplarının bulunduğu mekanların çoğunda bile defibrilatör maalesef bulunmuyor. Türkiye’de sadece havaalanlarında bulunan cihazın hiç değilse, okul, alışveriş merkezi, spor salonları, çocuk yuvaları ve asker koğuşlarında bulundurulması gerekiyor. Hastanın yaşaması için arest olduğunda ilk dört dakika içinde müdahale edilmesi şart. Fakat, sağlık hizmetlerinin hastaya ulaşması ya da hastanın hastanelere sevki dakikalar alıyor. Büyük şehirler söz konusu olduğunda bu saatler daha da uzayabiliyor. Dolayısıyla olay anında hemen müdahale edebilecek bilinçli kişilere ihtiyaç duyuluyor.
ABD ve Avrupa ülkelerinde ani ölümle mücadele kapsamında olay yerine en önce ulaşan polis, itfaiye ve gönüllü vatandaşlar sivil toplum kuruluşlarının organizasyonlarıyla defibrilatörü kullanmayı öğreniyor. Bunun için sekiz saatlik eğitim yeterli. Tüm polis ve itfaiye araçlarında defibrilatör bulunuyor. Türkiye’deki polis ve itfaiyeciler ilk yardım eğitimi alıyor. Ama defibrilatör hakkında herhangi bir bilgi verilmiyor. Halbuki arest olan bir hastanın defibrilatörle kurtulabilme oranı %75 iken bu oran en yakın sağlık kuruluşuna götürülene kadar yüzde 1,5’e düşüyor. Defibrilatörün doğru zamanda ve eğitimli insanlar tarafından kullanılması gerektiğinin de altını çizmek gerekiyor. Çünkü bu aletler bilinçli insanlar tarafından kullanılmazsa sıradan baygınlık geçiren hastaya da defibrilatör ile müdahale edilmesi hastanın ölümüne sebep olabilir.
Kalp hastalarının yüksek ölüm riskini aza indirebilmek için kalplerine ICD denen alet takılıyor. Maliyeti 20-25 bin dolar arasında değişiyor. ICD hastada ritim bozukluğu olduğu an devreye giriyor ve şok vererek kalp ritimlerini normalleştiriyor. Önceden sadece birkaç kez bu durumu yaşamış kişilere takılırken şimdi risk oranı fazla olanlara da veriliyor.
Türkiye’de ani ölüm vakaları her geçen gün artmasına rağmen konuyla alakalı istatistikler tutulmuyor. Çünkü ani ölümlerin ardından hasta yakınları otopsi yaptırmak istemiyor. Dolayısıyla ani ölüm vakalarının nedeni de araştırılamıyor. Türkiye ile ilgili veriler ABD ve Avrupa’da yapılan araştırmaların ülkemize uyarlanması sonucu elde ediliyor. Uzmanlar otopsiye hiçbir hasta yakınının razı olmadığını, “çekmeden kurtuldu” mantığı yüzünden ölüm nedeninin merak edilmediği istatistiklere yansıyor. Hatta çoğu zaman savcının talebi dışında hiçbir hasta yakınının otopsi yaptırmadığı biliniyor.
ANİ ÖLÜM RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN NELER YAPILMALI
- Hastalıkların ana kaynağı olan stres, aşırı düşünceden uzak durmak,
- Alkol, sigara, uyuşturucu gibi maddelerden uzak durmak,
- Beslenme düzenine dikkat edip kilo almaktan kaçınmak,
- Günlük stresi mümkün olduğunca azaltmak,
- Kalp ve damar rahatsızlığı varsa doktorun reçete ettiği ilaçlarla tedbirler almak,
- Sportif aktivitelere başlamadan önce sağlık taramasından geçerek uygun sporu tercih etmek.
- Egzersiz yapmak