İsmail Yağcı

Son senelerde camilerde, sıra sıra sandalyelerin çoğaldığını esefle görmekteydim. Plastik bahçe koltukları, çeşitli renk ve şekillerde hoş olmayan görüntüler sergiliyordu.

1908'de Sultan 2. Abdül Hamid Hanı bir ihtilalle tahttan indirenler, devleti idarede acze düşmütü. Mutlaka bir dış devlete sırtını dayamak isteyenler, gün geldi İngilizlere, gün geldi Almanlara yaslandı..

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 eylülde başlayan Orta Doğu gezisinin ilk durağı Mısır'da, Mısır halkı Türk başbakanını bağrına bastı. Sanki kendi devlet adamları kadar kendilerinden bildiler.

Mavi Marmara gemisine vahşi İsrail saldırısının, Palmer'e hazırlatılan raporu daha resmileşmeden; el altında ABD basınına sızdırıldı. Türkiye haklı olarak çok sert tavır koydu. Bu rapor BM'nin tarafsızlığını kaybettiğinin en açık delilidir. Avrupa dışında ve suni olarak başlatılan 'Arap baharı' kan dökmeleri halen devam ediyor. Nerede duracağı da belli değil. Ölen de öldürülen de insan ve Müslüman...

Topraklarımız tarıma müsaittir. Ürün çeşitliliğimiz komşularımızdan çok fazla ve farklı. Doğu Anadolu'da yaz geç gelir, kış ise erken başlar. Bazen hevesle karpuz kavun eken köylü, eylül başında, kelek toplar. Güneydoğuda ise yılda üç defa mahsul alınan yerler az değildir. GAP sulama projelerinin tatbiki ile, sulamalı ziraate de geçildi. Ancak tarımda makine kullanımı da artınca bölgenin köylülerinin çalışma alanları kısıtlandı...

Adli tatil 1 Ağustos-6 Eylül arası yapılıyor. Yıllarca devlet hizmetinde bulundum. Devletteki bu ayırımı bir türlü anlayamadım. Eskiden 20 Temmuzda başlar, 45 gün sürerdi.

23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Muharebesinin başladığı gün. Bugün onu yazmalıydım. Ama bugün İngiltere'deki halk ayaklanmasını yazmayı çok istedim... 6 ağustos 2011 günü İngiltede resmen bir halk ayaklanması, kundaklama, yağmacılık yani kaos başladı. Çok büyük mal ve bazı can kayıpları yaşandı.

Son iki senedir birçok sinema ve TV yapımlarında padişahların özel hayatları en ince teferruatlarına kadar ortaya dökülüyor. Bunları yapanlar, tarihî gerçekleri anlatıyormuş gibi yapıp; aslında içlerindeki kendi heves ve zararlı alışkanlıklarını ortaya döküyorlar.

22 Temmuz 2011'de Norveç'in başkenti Oslo'da bir fanatik, polis üniforması giymiş olarak 77 kişiyi öldürdü. Bir akıl hastası deyip geçemezsiniz. Zira sanık ifadelerinde İslama karşı ve bilhassa "Müslümanlara karşı silahlı mücadele başlattığını" açıkça söyledi.

22 Temmuz 2011 günü, Norveç-Oslo'da, başbakan ofisinin çok yakınında, büyük bir patlama oldu. 8 kişi öldü. Ardından Oslo'ya 13 mil uzaklıktaki bir adada, bir gençlik kampı basıldı. İki saat kadar polis kıyafetli biri, adada önüne geleni öldürdü. Bir rivayette 68 kişi ölü bulunuyor. Katil adada dakikalarca öldürecek adam arıyor. Batı basını olay üzerine, çalakalem: "Köktendinci İslam terörü" diye yazıverdi.

Ramazan-ı şerif yaklaşırken gıda maddeleri fiyatlarında sebepsiz artış yapılmasın diye, yayın organlarında ve ilgili meslek kuruluşlarında haklı bir telaş başladı. Her sene de böyle... Aman fırsatçılık yapılmasın. Her iki dinî bayram yaklaşırken, yine bayram fırsatçılığı suçlamaları. Hele Kurban Bayramı esnasında, kurban fiyatları fırsatçılığı haberlerine her bayramda aboneyiz...

Size seneler önce yaşanmış bir hikâyeyi anlatacağım... İlkokula gittiğim yıllarda, ilçelerde devletin ve belediyenin tahsilatını, tahsildarlar yapardı.

Devlet adamı herkes olamaz. Devlet adamı olmak bazı önemli vasıfları gerektirir.

Seçilen milletvekilleri en yaşlı üyenin başkanlığında; ilk görevleri yemini etmek için toplandılar. Toplantıya katılanlardan AK Parti ve MHP'li vekiller yeminlerini etti. CHP'den sadece yaşı itibariyle meclis başkanlığı yapan üye de yemin etti. Diğer CHP'liler ve bağımsızlar etmedi. CHP'liler toplantıya katıldı. Yoklamada "burada" diyemedi. Bağımsızlar ise toplantıya da katılmadı.

1950'lerde traktör tarımda o senelerde kullanılmaya başlandı. Köylü at arabası yerine motor gücüyle yürüyen traktöre kavuşmuştu.

12 Haziran 2001 günü bütün yurtta Milletvekili Genel Seçimleri oldu. Yaşadığım birçok seçimlere rağmen kavgasız gürültüsüz sakin bir seçimdi. Bazen seçimin gergin atmosferinde ağız dalaşları kavgaya dönüşür, çok az da olsa ölü yaralı olurdu.

1960'lı yıllara kadar, Türk ordusunda, atlı birlikler vardı. Süvari ve Topçu sınıfı birliklerde at da bulunurdu. Zaten temelinde Osmanlının Sipahi sınıfı olan bu birlikler, çevik ve hızlı hareket kabiliyetliydi.

Yol Vergisi 1921'de TBMM tarafından kabul edildi. 18-60 yaş grubu erkeklerin, dört işçi gündeliği tutarında Yol Vergisi vermeleri lazımdı.

29 Mayıs 1453'te İstanbul Fatih Sultan Mehmet ve ordusu tarafından Fethedildi. Muhasara 52 gün sürdü.

Benim ilkokul çağlarımdan, Anadolu'dan bir manzara... Her insanın her gün ihtiyacı olan; gaz, tuz, bezin üretimi ve satışı devletin elindeydi. Devlet üretir, devlet satar.