İsmail Yağcı

19 Ekim 2009 tarihli "Öğrencilerin yurt ve barınma meseleleri" başlıklı yazıma gelen bazı mail ve telefonlarla meselenin bazı yönleri olduğu uyarıları aldım. Bunun üzerine, konuya bu hafta da değinmeye mecbur oldum. Yıllarını eğitim hizmetlerine vermiş bir emekli öğretmen özetle diyor ki:

29 Ekim 1923'te kurulan Cumhuriyetin 29 Ekim 2009'da 87'nci yılına gireceğiz. Her sene büyük ve coşkulu törenlerle kutlama yaptığımız bu yeni idareyi, içine sindiremeyenlerin onu, ucundan kıyısından çekiştirerek; bir diktatöryaya çevirmeye heveslendikleri, zaman zaman görülmektedir.

2007 senesinden itibaren bütün illerimizde en az bir üniversite kuruldu ve rektörleri atandı. Belki hepsi kuruluşunu da tamamladı. Rektörlükler ve fakülteleri il merkezlerinde, yüksekokullar ise ekseri ilçelere dağıtıldı.

Her sene kurban yaklaşırken, hele İstanbul, Ankara gibi şehirlere kurbanlık sevki başladığında, gazetelere ve televizyonlara gerçek olmayan uçuk fiyatlar duyurulur. Kurbanlık alacaklar telaşlanır. Piyasa çok menfi etkilenir. Tecrübelerime göre her sene ramazana girerken et fiyatları biraz kıpırdar ve bir yerde durur.

İstanbul'daki bazı türbelerin kapalı olması bazı kimselerce kötüye yorularak, "Bakalım daha hangileri kapanacak?" gibi menfi propagandalar yapıldı.

31.01.2008'de "Refah Faciası sorumluları bulunmalı" başlıklı bir yazı yazmıştım. Üstünden iki seneye yakın bir zaman geçti. Resmi, ilgili ve sorumlu makamlardan şu ana kadar bir cevap gelmedi.

07.09.2009 tarihli Türkiye gazetesindeki "Ormanlarımız yanmasın diyorsak" başlıklı yazımla ilgili Çevre ve Orman bakanlığı, Orman Genel Md.'nün bir açıklamasını aldım. 4 sayfalık açıklamayı özetleyerek sunuyorum:

Geçen hafta, iğneli yapraklı Orman ağaçlarının yangına hassas olduğunu yazmıştım. Orman yangınlarını önlemek için, acilen ibreli ağaçların, geniş yapraklı ağaçlarla değiştirilme projesinden bahsetmiştim. Geniş yapraklı ağaçlar, yangına karşı hassas değildir. Yani dayanıklıdır. İstanbul'un Alemdağ'ında, Arnavutköy'ünde, hemen her sene çam orman yangınları çıkar. Aynı iklimde olan Kırklareli-Demirköy ormanlarında, hiç yangın çıkmaz.

Ağustos ayının 20'sinden sonra; Türkiye'de ve Yunanistan'ın başkenti Atina civarında birçok orman yangını çıktı. Günlerce devam etti. Söndürülemedi. Senelerdir ABD'nin birçok bölgesinde 40 güne kadar devam eden orman yangınları görülür. Şuna "dünya yanıyor" desek yeridir. Yangın başlayınca, Tv'ler gazeteler yaygaraya başlıyor: "Ciğerlerimiz yanıyor..." Yangın söndü mü haber de bitiyor. Çünkü "fırsatçı medya"yı oynuyorlar. Tıpkı Mardin Mazıdağı İlçesi Bilge köyünün öksüz çocukları gibi orman yangınları da unutulup gidiyor...

Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir üst rütbeye terfi edenleri ve yeni görevlerini tebrik ile başarılar diliyorum... Ağustos ayı Malazgirt Zaferinden beri; Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde hep zaferlerle dolu dolu geçmiştir... Malazgirt'le birlikte; Anadolu Türk milletine daimi vatan olmuştur. 200.000 kişilik Bizans ordusu, 60.000 kişilik Sultan Alparslan ordusuna kesin şekilde yenildi...

Sakarya Harbi 23 Ağustos 1921'de başladı. 22 gün ve gece sürdü. Zaferi'ni 81'inci yılını kutladık. Üç sene Trablusgarp ve Balkan Harpleri, dört sene 1'inci Dünya Harbi ve 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi.

Amasya Valisi Sayın M. Celalettin Lekesiz, Amasya Valiliğince bastırılan üç adet kitabı bendenize göndermişler. Doğrusu çok sevindim. Başımızdaki yöneticilerin böyle kitap ve diğer kültür konularına eğilmeleri, gençliğimize doğru hedefler göstermektir. Okuyan insan kötülüklerden uzak kalır. Muasır medeniyet seviyesini bırakın yakalamayı, daha ileri geçer. Yani örnek alınacak medeniyetler kurarlar...

Bundan 5 ay kadar önce bir genç kız vahşi şekilde öldürüldü. Olayın suçlusu veya zanlısı biliniyor. Ama ele geçirilemiyor. Devlet zanlı hakkında "Kırmızı bülten" çıkardı.

Adalet mülkün temelidir. Buradaki mülkten maksat devlettir. Yani adalet ortadan kalkarsa devlet yıkılır. Son günlerde yaşanan birçok olaylar gösteriyor ki, adaletin zedelendiği zamanlarda, ülke büyük sıkıntılara girmiştir.

Afganistan'daki Türk Barış Gücü Komutanı Kur. Alb. Faruk Sungur, görevi başında ve birliklerini denetlemeden dönerken, bir trafik kazasında şehit oldu. Şehidin cenazesi 19 Temmuz 2009 Pazar günü Erzincan'da toprağa verildi. Cenaze namazı Erzincan ve Doğu Anadolu için önemli bir mekan sayılan Terzi Baba Camiinde kılındı. Kabristanın yakınındaki şehitlikte toprağa verildi.

Temmuz ayı ilk haftasında bilimsel bir toplantıda,Vakıflar Genel Müdürü Sayın Yusuf Bayazıt'ın bir sunumunu dinledim. İşim icabı hemen her gün vakıf eserlerle karşı karşıyayım. Son senelerde yapılan verimli çalışmalar, Türkiye'deki tarihî çevreye çehre değiştirtmiştir.

50 senedir sessiz bir soykırım cezası çekmekte olan Doğu Türkistan, Çin Halk Cumhuriyetinin, Sincan Özerk Bölgesi'nde Müslüman-Türk nüfusa yaptığı fiziki ve kültürel soykırıma, 6 Temmuz 2009'da kitlesel soykırımı eklendi. Son olaylarda hayatını kaybedenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Fok katliamı gibi büyük sopalarla vura vura öldürülüyorlar. Yazık ki çok yazık.

22 Haziran 2009 tarihli bu köşede yazdığım yazı ile ilgili olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığından, elektronik posta yoluyla bana gönderilen açıklamayı aynen aşağıya alıyorum: "Sayın İsmail YAĞCI, Türkiye Gazetesi 26.06.2009

Bir Unesco heyeti, 24 Haziran 2009 günü İspanya'da yaptığı toplantıda; Türkiye'nin dünya kültür mirası listesinden çıkarılabileceğini açıklamış. Çünkü Türkiye kültür mirasını korumada büyük suçlar işlemiş.Tarihî eserlere saygı gösteremiyormuş. Güzelim ahşap konakları koruyamamış!!!

Türkiye'de bir çok şehrimizde, Türk büyüklerine ait binlerce Türbe var. Halkın kabullendiği isimler için de bir o kadar türbe sayılabilir.