Kemal Belgin

Kadıköy’de dün akşam öyle bir maç izledik ki, hiç de maç öncesinde ‘acaba’ sorusu taşıyan oyundan eser yoktu. F.Bahçe kendi 18 yaş altı takımıyla oynasa bu kadar rahat pas yapıp, alan değiştirip, şut atıp, olumlu top kullanabilir miydi, ben hiç sanmıyorum. Bülent Uygun’un Sivasspor’u, bu maçtan acaba kaç not alacaktır? 

Beşiktaş kendi seyircisi önünde Kasımpaşa’ya öyle rahat yenildi ki sormayın. Neden mi? Eh Kartal’ın bu kadrosu bu kadar işte... Sahaya çıkan on bir ve de oyuna sonradan girenler, işte bu kadar... Bu nedenle bu sonuç bana garip gelmedi. Hele hele açık seçik oynarsa.

Öyle bir maç seyrettim ki dün akşam, hakikaten uzun bir zamandır hafızamda yoktu. İlk 15 dakika ev sahibi Trabzonspor, tam bir iyi Avrupa takımı gibi işler yaparak pozisyonlar bulmaya çalıştı. Birkaç tane de buldu ama tabelaya yansıtamadı. Sonra ikinci 15’te bu defa Fenerbahçe iyi işler yaparak deplasmanda gol şansı buldu. Ama goller olmadı ve bu yarım saatlik heyecanlandıran, keyif veren süreç golsüz kapandı.  

Galatasaray, Avrupa maçında artık büyük bir farka gider diye beklerken, baktık ki maç tehlikeye bile girdi. Neden mi? Okan Buruk yine tuhaf değişikliklere başvurdu. Bunun sebebi nedir acaba? Cidden çok merak ediyorum hocam!

Tarihî rakiplerden ikisinin bu maçında Beşiktaş öyle pek de maça ağırlığını koyabilecek bir ekip olmadığını gösterdi.

Galatasaray deplasmanda üst üste 13 maç kazanarak rekor kırdı. Bu rekorun mimarı da Okan Buruk hoca... Tabii ki sahadakiler de büyük paya sahip... Son kurban da ünlü teknik adam (!)

Fenerbahçe iki ezeli rakibinin peşpeşe kazanmasından sonra ligin ikinci sırasına yerleşmiş Samsunspor’un sahasında acaba ne yapabilirdi? Haftanın son maçında en çok sorulan soru bu olacaktı. Fenerbahçe özellikle oyunun ilk yarısında oyunun kontrolünü elinde çok akıllıca tuttu. Önde basar gibi yapıp rakibin etkili çıkmasını en azından geciktirirken, kendi sahasına da tam takım yığılarak neredeyse hiç pozisyon vermedi diyebiliriz.  

Millî takım çift maç haftasında önce Karadağ’ı zor da olsa yendik. Tamam da rakip savunmada kaldı uzun sürece..

Hem Fenerbahçe hem de Anadolu Efes Avrupa arenasındaki ilk maçını kazandı. Hele hele Anadolu Efes rakibini deplasmanda devirdi. Sarı lacivertliler de içerideki maçta ünlü Yunan temsilcisini 11 sayı farkla temizledi. Helal olsun sizlere!

Yunus’un golde topu alışı ve eşine az rastlanır vuruşu tam bir usta işiydi.

Okan Hoca ateşle oynadı!

G.Saray, İstanbul derbisi diyebileceğimiz bu maçta ikinci yarıda özellikle çok esaslı bir Kasımpaşa buldu karşısında. 

F.Bahçe çok da etkili değildi, yine de bu galibiyetle Avrupa Ligi’ne iyi başladı.

Şenol Hoca başa geldikten sonra Trabzonspor’un maçını kaçırmamaya özen gösterdim. Ve de şunu saptadım... Bu takımın oyun planlayıcı, oyun kurucu ve takımı yönlendirecek tipik bir on numaraya ihtiyacı var. On numara derken forma için değil yukarıdaki özellikleri sağlayacak bir isim... Transfer de bitti. İşin zor hocam!

Acaba hangi hoca daha iyi?

Önce ‘Kral’ Metin Oktay, sonra da ‘Canavar’ Burhan Sargın... Lakapları da böyleydi. İkisi de ağabeyim ve çok yakın dostumdu. Metin Ağabey gece eve dönerken taksiye cebinde ne varsa verirdi. Neden derdim, “Oğlum sabah evden çıkarken cepteki para akşam eve giremez.” Ya Burhan Baba... “Bu Sergen ölüye gol attırır” derdi. Ben de “Burada fazla duramaz” derdim. Hey gidi hey!

12 dakikalık maç

Şu bizim A Millî Takım hocamız var ya... Neler yaptı be! Takım on kişi kalmış ve sahada hem Arda hem de Hakan var... Ve de takım on kişi... Dua edelim de rakibin gol becerisi olan futbolcusu yoktu. Bu arada Arda sanki futbolu bırakmış gibi oynadı. Bu satırları ikinci maç oynanmadan yazdım...

Geçtiğimiz hafta sonu Kadıköy’de bir zamanların unutulmaz pivotu Hüseyin kardeşime rastladım. Hani şu Ankara’da Finlandiya millî maçını tek başına kazanan pivot. Ciddi bir ekonomik sıkıntısı vardı. Ve Fenerbahçe Sosyal Tesislerinde kalıyordu. Kendisinden ayda 40 bin istenmişti. Neyse ki araya girenler bundan böyle Hüseyin kardeşimin orada ücret ödemeden kalmasını sağladılar. Bu hareket her zaman gerekiyor ey yeni yöneticiler! 

Fenerbahçe dün akşamki maçı ben bu satırları yazdığım sıradaki skorla kazandıysa oyunun ilk yarısında yaptığı boşu boşuna presle kazanmıştır. Fatih Tekke’nin Alanyaspor’u oyunun ilk yarısında sözüm ona Fenerbahçe’yi üstüne çekip, savunmadan paslarla arkada boşluk oluşturup skor elde edecekti. Biz eskiden buna futbol oynarken hava gazı derdik.