Öcal Uluç

Ey Galatasaraylılar “farkı fark edin” artık… Aynı gün art arda oynanan iki maç; İstanbulspor - Fenerbahçe ve Galatasaray - Konyaspor…

Evet, “İspanya futbolundaki Real Madrid - Barcelona ikili hegemonyasına benzer bir tablo” yaşanmaya başladı, Türkiye’de; Galatasaray - Fenerbahçe “bariz” üstünlüğü…

Eninde sonunda “bir kulüp başkanının ‘Futbol Federasyonu Başkanı’nı istifa ettirme tutkusu’, döndü dolaştı, ülkenin iki büyük takımı arasındaki bir kupa maçının, iki ülke arasında siyasi, diplomatik ve sosyal krize dönüşmesi” ile noktalandı.

“Hep yazacağım” demiştim, işte şimdi “gene” yazıyorum; bu satırları yazarken, Riyad’da oynanacak Galatasaray - Fenerbahçe Süper Kupa maçına 12 saat var!..

Milanlılar Fatih Hoca’yı unutamadılar, Panathinaikoslular da unutmayacaklardır; başarılar Hoca’m…

Çok anlamlı bir atasözümüz vardır; “Korkak bezirgân, ne kâr eder, ne ziyan!..”

Hey gidi hey… Süleyman Seba’nın 2000 yılında başkanlığını Serdar Bilgili’ye, onun Yıldırım Demirören’e, onun Fikret Orman’a, onun Ahmet Nur Çebi’ye, onun da 3 Aralık 2023’te Hasan Arat’a bıraktığı Türk sporunun “asırlık” Üç Büyüklerinden biri olan Beşiktaş, 21 Aralık 2023 gecesi dramını neden ve nasıl yaşadı?

Bak Okan Hoca’m, “galibiyetlerde ne kadar prim aldığını bilmiyorum”, eğer “alıyorsan” o primi “rakibin kalecisi” genç Emre’ye ve de “beraberlik golünü iptal ettiren” Serdar Dursun’a gönder, onlar olmasa “derbiye puan puana” gidemeyecektin!

Ülkemde “futbol sporunun gerçek anlamı” ile yapılması için, “kanunları, yönetmelikleri, talimatları ile ‘mevcut sistemin’ yeterli olmadığı, olmayacağı” ortaya çıktı.

RTÜK nihayet uyandı; “TV ekranlarında hemen her gece ‘kamu görevlisi sayılan’ hakemler için infaz ve hakaret masalarına izin verilmeyeceğini” açıkladı.

“Yazımın başlığına” hemen bir ek yapayım; “… Ve de, ona “240 milyon avroluk kadroyu” teslim edenlerdir…

Sonunda “olacak olan” oldu ve Türk sporuna, Türk futboluna “kapkara bir leke” sürüldü.

Büyük takım?.. Bugünün puan cetvelindeki sıra ile yazayım; Fenerbahçe… Galatasaray… Beşiktaş… Ve… “Bugünün kriz içindeki takımına değil, dünlere de bakarsak” Trabzonspor…

Eğer Hasan Arat, o dönem Serdar Bilgili ile girdiği yarışı kazansa idi, Beşiktaş, “kulüp olarak” Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu kadar gerilerine düşmezdi…

Evet, daha ilk cümlemde, “Onlar” kim; hemen yazayım. Galatasaray ile Fenerbahçe’nin başkan ve yöneticileri…

Türkiye’nin “FIFA sıralamasında 37’nci sıraya yükseldiğinin açıklandığı” haftanın sonunda, Fenerbahçe / Galatasaray / Beşiktaş; Avrupa kulvarında “İkisi kendi evimizde oynadığımız” üç maçta “14 gol” yiyip, “1 puan” alabildiler!..

Adamlar, son 15 dakikada Bayern Münih gibi üç gol atabilecek fırsatları da yakaladılar, ama atamadılar…

Aslında yazımın başlığında “suçlular” demem lazımdı ama “Onların çirkin üslûbuna inmemek için” demeyeceğim!..

Önüne gelen, kulüp başkan ve yöneticileri, “hakem yorumcusu” eski hakemler, spor yazarları, teknik adamlar, sporcular “eleştiri” deyiminin arkasına saklanarak, sizlere etmedik hakaret bırakmıyorlar… 

Başkan adayları taraftarlara şirin gözükmek için şimdiden TFF’ye açılan savaşın devam edeceğini ilan ettiler…