Ömer Faruk Ünal

MHK tayinleri yaparken, maçın ya da hakemin ismine pek bakmıyor. Her maça her hakemi veriyor.

Önceki hafta, "Süper Lig'de şampiyonluk yarışı iki takım arasında olacak" sinyalini vermişti. Bu hafta, "hemen hemen kesinleşti" gibi. Beşiktaş ve Trabzonspor'un bu hava içinde zirveyi zorlamaları çok güç görünüyor; hatta onlar için "giderek takım sayımız azalan" Avrupa kupalarına katılma hakkı bile riske düşebilir. Ligde "asıl mücadele" düşme hattında olacak; çok takım için tehlike çanları "şimdiden" çalıyor!.. Erman Toroğlu ekranlardan düştü; hakemler rahatladı, maçların yönetimi de. "Hakem hataları" artık tribünleri fazla germemeye başladı. Sevgili Şansal Büyüka, demek ki, "neymiş?"

Ufuk Özerten, Türkiye için bir şans. Salı günü kendisiyle 4 saate yakın bir sohbet imkanımız oldu. Gelecek beklentisi yok. "Yıllarca MHK Başkanı kalayım" diye bir derdi de yok. Karnından da konuşmuyor. Birilerine yaranayım gibi bir derdi hiç yok.

MHK'nın doğru işlerini takdir ettiğimiz için, eleştiri de alıyoruz, olumlu tepki de... Ama hatalarını da görmezlikten gelmemizi bizden kimse beklemesin. Eşit davrandıklarını geçen hafta bu sütunlarda yazmıştık. Yanılmışız. Derbinin hakemi, bir gün önce bir gazeteye sızdı. Biz de hakemi biliyorduk. Kurul dışından öğrenmiştik. Saygımızdan ötürü yazmadık. Hata etmişiz. Bu bir.

"Hakem hata yapar, yeter ki yanlış yapmasın..." MHK, bunun mesajını veriyor bu haftaki tayinleriyle. Metin Tokat, 3. haftada Yavuz Karaozan'dan 6.3 almıştı.

Süper Lig hakemisiniz. Öğrencisiniz ya da memursunuz. Birinci haftada görev aldınız. Orta hakem, yardımcı, ya da 4. hakemdiniz.

Ufuk Özerten, Lig TV'de katıldığı "Futbol ve Ötesi" programında dikkat çekici sözler sarfetti. Güven verici ve inandırıcı mesajlar vardı. Ama bir şey vardı ki, başkan çok fena içerlemiş.

Abant'ta hakemlerin dünyadan izole oldukları üzerinde uzun uzun duruldu. Fatih Terim diyor ki, "- 20 derece soğukta dağ başında 4 hakemi görsem, takım otobüsüme binmezler, donmayı tercih ederler."

Skoru bir tarafa bırakalım, sahada ne yaptığımıza, neyi yapmak istediğimize bakalım. Bulgaristan'dan bir kaç gömlek üstün bir Danimarka ile iki hafta sonra "devam - tamam" maçına çıkacağız.

Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu iki sezondur başarılı işlere imza attı. Ancak hatalarını da görmeden geçemeyiz. 110 temsilci Ankara Hilton'da 2 günlük bir eğitimden geçti. 5 yıldızlı otelde seminer yapıldı. Vasıflı insanlar temsilci yapıldı. İyi, hoş, çok güzel...

Diyeceksiniz ki, daha ilk haftanın tayinleri eleştirilir mi? Ama bizim dikkatimizi çeken bir kaç nokta oldu. Kimse kızmasın gücenmesin.

Hakeme zeka testi yaptırma düşüncesi yangına körükle gitmektir. Yeni sezonda hakem hatasıyla puan ya da puanlar kaybetmiş bir takım düşünün... 170 milyar ya da 250 milyar kaybedilmiş.

Ufuk Özerten'in verdiği mesajlar bazılarını çok mutlu ediyor. Ama bu beyanlar beni asla kesmiyor.

Türkiye'de ne kadar hakem, gözlemci, temsilci, MHK'nın eski - yeni üyesi, spor yazarı, futbolcu varsa, hepsine Ordu'daki TFFHGD şubesini görmeyi tavsiye ederim.

Malatya'da hakem camiasındaki huzur ve güven ortamını görünce çok etkilendim.

2 haftadır hakem paralarını yazıp duruyoruz. Federasyondan bir telefon geldi... Eski MHK üyeleri nisan ayı bordrolarını kaybetmiş ya da yeni MHK'ya teslim etmemiş.

05.05 2005 tarihinde tayinle göreve gelen MHK'da Oğuz Sarvan bir şanstır. Geçmiş hakemliği Avrupa ve dünya klasmanında yönettiği maçlar ve şu anda da FIFA'nın gözlemci kadrosunda olması hasebiyle gelişmeleri çok iyi takip eden bir isim.

Futbol Federasyonu göreve gelir gelmez, tasarruf tedbirlerine sarılmıştı. İsviçre'deki büro kapatıldı. Personel sayısı azaltıldı. Antrenör, şoför, sekretere kadar işten çıkarmalar... Hatta hakemlerin vize ücretlerini kaldırmayı dahi söz verdikleri halde göze alamadılar.

5 bölgeden 2 A'ya 6 hakem çağrıldı. (M.Aztopal, M.Söylemez, İ.Meral, M.Öğretmenoğlu, B.Şimşek, K.Gençerler) Hak etmiş, kaliteli hakemler...

Ufuk Özerten karnından konuşmuyor. Kimseden çekinmiyor. Konuşurken lâfı kıvırmıyor. İçinden geleni olduğu gibi söylüyor.