Rahim Er

Beşeriyetin en talihsizleri amentüsü olmayan inançsızlar, yani ateistlerdir. Ateist, ruhani bir şeye inanmadığı gibi duaya da inanmaz. Yok dediğine nasıl el açacaktır?

Bir önceki genelkurmay başkanı Işık Koşaner'in olduğu iddia edilen konuşma da şimdi herkesin elinde. Sayın Koşaner, metni tekzip etmediğine göre kendine ait olduğunu kabul ediyor demektir. Aslında ortaya çıkıp dediklerine sahip çıkması gerekir.

Kaynayan SSCB ve onun ideolojik hinterlandındaki bölgelerdir. Bu kaynama tam çeyrek asırdır devam etmekte.

Muhaliflerin daha Trablus'a girdiği gün, bazı meşhur İngiliz gazetelerinde Libya'daki hareketi 'Fransa ve İngiltere başlattı' diye baş makaleler intişar etmeye başladı. Bu şişinmenin tercümesi şudur: 'Kaddafi'yi biz yolladık...'

İslam coğrafyasını değişik şekillerde tarif edebilirsiz. Endonezya'dan Fas'a gibi. İslam ülkeleri ağırlıklı olarak Asya ve Afrika'da. Avrupa'da Türkiye'den başka Saraybosna, Kosova ve Arnavutluk'u sayabiliriz. Nüfusu dünya nüfusunun üçte biri kadar olan İslam Coğrafyasından huzur sürüp çıkartılmıştır. İslam coğrafyasındaki huzursuzluk dışarının silah fabrikalarına çalışıyor.

Bizim medeniyetimiz, bir sivil medeniyettir, dünden kalan bütün eserler de şahsi fedakârlıkların eseri.

Askerleri, vatandaşları öldürülen, ülkesi parçalanmak istenen Türkiye şer odaklarını bombalayarak meşru müdafaa hakkını kullanıyor...

Beşar el Esed ne yapıyor? Hakikaten ortada anlaşılmaz bir durum var. Bir aile reisi kendi hane halkını kesip doğrar mı? Bir devlet reisi de bunu yapamaz.

14 Ağustos 2001'de kurulan AK Parti, doğum yıl dönümünü kutluyor. 'At, binicisine göre kişner' sözü meşhurdur.

14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi 10 yaşında. Gece olmazsa gündüz gelmez... Eğer 28 Şubat 1997 Post Modern denen Baasçı darbesi olmasaydı büyük bir ihtimalle AK Parti diye bir parti doğmayacaktı.

Biri bize 'yazı hayatında en çok hangi günlüklerini sevdin?' diye sorsa en evvel 25, 26, 27 Temmuz 2011 günkü 'Somali Bizi İlgilendirir', 'Bir Kara Sevdan Olsun', 'Kara Kıtanın Ak Yürekli İnsanları' adını taşıyanları sayarız. İsmi geçen yazılar vesilesiyle şu merhamet seferberliğinde bir nebzecik de olsa payımız olduğu ümidindeyiz. Onları kaleme aldığımızda Türkiye ve dünya gündeminde Somali diye bir mesele hemen hemen yoktu.

O algı yanlıştır, doğrusu öğretilmedi. TBMM, 3 Mart 1924'te Hilafeti kaldırmamış, temsilinde değişiklik yapmıştır. Hal edilen hilafet makamı değil, halifedir. 431 No'lu Kanun, 'Hilafet, Hükûmet ve Cumhuriyet mânâ ve mefhumunda esasen mündemiç'tir diyor.

Sevgili Peygamberimizin -sallallahü aleyhi ve sellem- Veysel Karani hazretlerinden bugüne intikal eden mübarek hırkasının sergilendiği makam, mükemmel bir estetik anlayışıyla yeniden tefriş edilerek halka açıldı...

II. Mahmud zamanında Patrik V. Gregorious'un Rus Çarı II. Aleksandr'a yazdığı mektup, çok şeyi izah etmeye yeter.

İslam ümmeti, deryadaki aidiyetini keşfediyor. Yirminci asır kayıp yüzyılımızdır. Kayıp yüzyılda din, arka plana itilerek ırk öne çıkartıldı. Bu 1789 Fransız İhtilalinin ülkemiz kıyılarına vuran dalgalarıydı. Ancak dalga boyu hiç de kısa olmadı.

Ramazan veya asıl yazılışıyla 'ramezân' yanma demek. Günahların, kötülüklerin, yanması, yok olması. Bu da oruç tutmak, dua etmek, bazı vazgeçilmez duaları da kendinde toplamış olan namaz kılmak, içten pişmanlıklarla af dilemek, hayır ve hasenat yapmakla mümkün.

Suriye rejimi, şu gün, dünyayı hiçe sayarak kendi halkına karşı insafsız bir devlet terörü estirmekte. Öz vatandaşlarına kurşun yağdırıyor. Dünkü Şam vilayetimiz, kan kusuyor. Baasçı Nusayri dikta, öteki saydığı Arap, Türkmen ve Kürt'e bugün değil 1963'ten beri kan kusturuyor.

3 Kasım 2002'de başlayan sıkı ve azimli çalışmanın sonunda Türkiye, 29 Temmuz 2011'de bir hayırlı vak'a yaşadı.

Kurumlar temizleniyor. Siyaset kurumu, medya, üniversite, TSK, emniyet, adliye, kulüpler bile... Temizlik daha da sürmeli.

Geri kalmış ülkelerde seçimler göstermeliktir. Baas rejimlerinde de seçim yapılıyordu. Böyle ülkelerde silah kimdeyse yetki ondadır. Meclis, hükümet bunlar göstermeliktir.