Türkiye, meşru müdafaa hakkını kullanıyor

A -
A +

> Çok sabrettik. 17 Ağustos 2011 sabahında bardak taşınca akşamında meşru müdafaa harekâtı başladı. Bu defa dağ-taş bombalanıp gelinmeyecek. Askerleri, vatandaşları öldürülen, ülkesi parçalanmak istenen Türkiye şer odaklarını bombalayarak meşru müdafaa hakkını kullanıyor... Meşru müdafaa bir hukuk müessesesidir ki saldırıya uğrayana karşısındakini ortadan kaldırmak dahil her türlü savunma imkânını verir. Daha nasıl saldırı olsun? Sadece son bir ayda kırk iki şehit verdik. Yaralılar da ayrı kayıp. Şehit haberi almadığımız gün yok. Her haber, sadece aile ocaklarına değil, bütün evlere kor ateş olarak düşüyor. Üç ayları da dinlemediler. Bu ayların mânevî müeyyidelerine rağmen katliamlarına devam ettiler. Halbuki kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü o devr-i cahiliyyede bile 'haram aylarda' kan dökülmezdi. Günümüzde bu hürmete riayetsizlik iki zihniyette yaşıyor. Baasçı Şam yönetimi ve Kürtçü terör eşkıyası. İkisi de mübarek ramazanı hiçe saydılar. İkisi de Marksist -Leninist ideolojiden gelmekte. Nitekim Şam işgalcileri, on beş yıl boyunca yoldaşlarına yataklık yapıp onlara Türkiye eylemlerinde destek olmuşlardı. Türkiye, sivilleştikçe ,açılımlar yaptıkça terör derebeylerinin elindeki kozları tek tek almaktadır. Bir küçük aşırı uç hariç Güneydoğulu vatandaşımız, devletinin yanındadır. Örgütün ev ev seçim baskılarına rağmen AK Parti bu kadar milletvekili çıkarttı. Ülkemiz şimdi olanca gücüyle sivil bir anayasa yapma peşinde. Türkiye, bunun peşindeyken örgütün politik tarafı yemin boykotu yaptı. Demokratik özerklik diye bir ham hayal peşine düştüler. Terör 22 Temmuzdan bu yana adım adım tırmandı. Haydutlar, Hakkari'nin hemen ötesinde Kandil adlı dağa çöreklenmiş oradan ülkemizi kana bulamaktalar. Teröre karşı tedbirler muhkemleştikçe daha da keskinleştiler. 15 yıl evvel Çevik Kuvvet onların korkulu rüyasıydı. Şimdi polis-asker iş birliğiyle yeniden ve daha kuvvetli bir şekilde devreye girmekte. Başlarına geleceği tahmin ettiklerinden tuzağın her çeşidini kullanmaktalar. 17 Ağustos sabahı Hakkâri'de yine arka arkaya tuzaklar kuruldu. Bir günde dokuz güvenlik personelini şehit vermiş olduk. Bu eylemleri belli tarihlere bilhassa getiriyorlar. Cumhurbaşkanının ve Başbakanın şehit ailelerine iftar verdikleri akşamların sabahını seçtiler. Devlet erkânı şehit ailelerine sahip çıktıkça Zerdüştler, azmakta. Terörist elebaşı ne diyor? -Kürtler Zerdüşttür! Hayır, estağfirullah, bizim Kürtler, itikatta ehl-i sünnet, amelde Şafii mezhebinde kardeşlerimizdir. Zerdüşt olan bu örgüt eşkıyasıdır. Bu emperyalizm taşeronu eli kanlı eşkıya, Türk'ün de Kürt'ün de Müslümanlığın da demokratikleşmenin de sivilleşmenin de sivil anayasanın da düşmanıdır. Çok sabrettik. 17 Ağustos 2011 sabahında bardak taşınca akşamında meşru müdafaa harekâtı başladı. Bu defa dağ-taş bombalanıp gelinmeyecek. Devamında ne lazımsa yapılacaktır. Türkiye, eski Türkiye değil. Terör artık kimsenin rant kapısı olmayacak. Kandil, bu rüzgâra dayanamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.