29 Ocak 2009 günü Antalya’da bir toplantıdaydım. Akşama yakın oteldeki odama geçtiğimde açtığım TV kanalları canlı bağlantılarla Davos’taki sarsıcı haberi veriyor, eski büyükelçileri, bâzı aklıevvelleri vs. ekrana çıkararak görüşlerini alıyorlardı…
Şu olmuştu:
Cenevre’nin Davos kasabasında yapılan "Dünya Ekonomik Forumu" adlı panele Sn. Erdoğan da dâvetliydi. Öğleden sonraki oturumda Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la İsrail CB Şimon Peres karşılıklı konuşmacıydılar. Celsenin yöneticisi David İgnatius idi. İsrail Cumhurbaşkanı, İsrail-Filistin ihtilafıyla alakalı rahatça konuşurken, moderatör, isminden anlaşılan kimlikten olsa gerek, Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını sık sık kesiyordu. Şimon Peres, sözlerinin bir yerinde insaf ölçülerini aşınca Başbakanımız, müdahale etti; Peres, devâm edecek oldu, moderatör araya girmeye çalıştı. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, sözünü sürdürebilmek için İsrail cumhurbaşkanına birkaç defa "one minute! One minute!" "Bir dakika! Bir dakika!" diye çıkıştı ve "Siz kumsalda oynayan çocukları öldürmesini iyi bilirsiniz!!!" hükmüyle başlayan tarihî sözlerini, hiç sakınmadan muhatabının âdeta yüzüne çarptı. Ortada diplomasinin ihtiyatlı hâlleri kalmamış, gürül gürül gerçekler haykırılıyordu. Bocalayan moderatör, kendince olayı yatıştırma çabasında bulunsa bile Başbakan Erdoğan, kulaklığını çıkartıp sahneyi terk ederken "Davos’a bir daha gelmem! Davos, benim için bitmiştir!" diyerek çıkıp gitti….
Haber, dünya gündeminde bir bomba gibi infilak etti. O ândan itibaren bütün TV kameraları Davos’a dönüktü ve bütün tahliller paneldeki bu beklenmedik reddiyeye dairdi. Haçlı ve Siyon dünyası, şaşkına ve merkepten düşen karpuza dönmüşken, İslâm dünyası, sevinç, heyecan ve alkışlarla ayaktaydı. Bu yiğit çıkış, kalplere su serpmişti! Arkası sağlam bir İsrail Cumhurbaşkanına kimsenin ağzının payını vereceği akla gelmiyordu. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bir sihri bozmuş ve devletinin zulmünü mâzur göstermeye çalışan Peres’in sözlerini ağzına tıkmıştı…
TV’lerdeki yorumlara bakınca şaşırmadım. Ekranların çoğu çapsız konuşmacılarla doluydu. Başbakanın zor verilir bir hesabın altına imza attığını söylüyorlardı. Hele monşer bir emekli büyükelçi kelimesi kelimesine aynen şöyle dedi: "Türkiye, artık bitti!" Diğer bâzı mâlum konuşmacılar da buna benzer sıkılası laflar ediyorlardı. Davos yayınları, en ateşli hâliyle saatlerdir tek gündem konusuydu. Saat 23.00’te TGRT’den bize bağlandılar. Başbakan Erdoğan’ın çıkışındaki şahsiyetli tavrı ve cesaretle doğruyu söylediğini beyan ettikten sonra "Türkiye artık bitti" diyen zavallılara da denmesi gereken ne varsa söyledim.
Sonraki zamanlarda "one minute" uzun seneler dünyanın her yerinde konuşuldu, marka bile oldu…
Sn. Recep Tayyip Erdoğan ise kararından vazgeçmeyerek Davos’a bir daha gitmedi. Bu yakın senelerde Türkiye için Davos’ta icra edilen Dünya Ekonomik Forumu tamamen bitti fakat Antalya’da Diplomasi Forumu başladı. İlkini 2021’de yaptığımız söz konusu faaliyet, her yıl büyüyerek gelişiyor. Bundan böyle Türkiye, güçlü iktidar ve ittifak istikrarını koruyarak ufka doğru yürümeye devam ederse her alanda olduğu gibi böylesi panellerde de dünyaya yol gösterici olur.
Dışişleri Bakanımız Sn. Hakan Fidan’ın verdiği resmî bilgiye nazaran, 13 Nisan 2025’te başlayan ve 3 gün süren bu dördüncü istişare forumunda 50 oturum düzenlendi. Toplantıya, 155 ülkeden 21 Devlet ve Hükûmet Başkanı, 5 Devlet ve Hükûmet Başkan Yardımcısı, 2 Meclis Başkanı, 2 Özerk Yönetim Lideri, 64 Bakan, 61 uluslararası kuruluşun üst yöneticisi, çok sayıda yerli-yabancı basın mensubu, muhtelif düşünce kuruluşu temsilcileri, diplomatlar ve iş insanlarıyla, bilim adamları olarak toplamda 6 bin kişi iştirak etti.
Bu hikâyeden çıkan sonuç veya sonuçlar nedir? Bir karar verildiyse geri adım atmayıp, gereği yapılmalıdır. Sn. Erdoğan, söylediği sözü, yerine getirmiş ve şu resmedilen büyük eser kazanılmıştır. Bir defa daha tekrar edelim ki: "Hasmın merhametiyle yaşanmaz!" Kahramanlar Kahramanı Sevgili Peygamberimiz -aleyhi’s selâm- şöyle buyurmaktalar:
-Tehlike bile görseniz doğruluktan ayrılmayın, zira kurtuluş doğruluktadır.
Antalya Diplomasi Forumu’nun ana görüşme mevzularının başında Gazze geldi. Soykırım vahşeti, dünyaya anlatıldı. Sonra Suriye ve Ukrayna gibi insanlığın ortak mes’eleleri ve yüzlerce bahis konuşuldu.
Öyle ise şunu diyebiliriz:
Davos yerine Antalya’yı ikame ettiğimize göre şu adaletsiz BM’ye alternatif olarak da bir İBMT kurabiliriz. Bu tezimiz yeni değildir. Soğuk Savaş daha devam ederken 1976 yılında Türkiye gazetesindeki Pırıltı adlı sütunumuzda, yine bu sayfada İslâm Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kurulmasını teklif etmiştik. Şimdi yapılacak olan TDT-Türk Devletleri Teşkilâtıyla İİT-İslâm İşbirliği Teşkilâtına olması gereken işlerliği kazandırmaktır. Onlar çalışırsa İBMT-İslâm Birleşmiş Milletler Teşkilatı da var olabilir. Ayakta kaldığı süre BM’den de ayrılmayız. AB, Türkiye’nin de dâhil olmasıyla yeniden şekilleneceğine benziyor. Mümkündür ki BM de Amerika, Avrupa, Asya, Afrika gibi bölge teşkilatlarıyla yeni bir yapılanmaya kavuşabilir. Dünya, yeniden inşâ oluyor. Nizâm-ı âlemde; Yeni Dünya Düzeni’nde bize kurucu olmak yaraşır. Antalya Diplomasi Forumu bunun habercisidir. "Dünya Ekonomik Forumu" 1971’de İsviçre’nin Cenevre şehrinde tesis edilen bir vakıftır. Tahmin ederiz ki Antalya Diplomasi Forumu daha büyük ve köklü bir vakıf olur. Vakıf, Türk-İslâm Medeniyetimizin taşıyıcı gücüdür.
Rahim Er'in önceki yazıları...
Berhudâr olunuz.