Kürtçülük fitnesini;
zihinlerini Fransız İhtilali’nin onmaz biçimde zehirlediği Abdülhamid Han muhalifi kıt akıllı ırkçılar toprağa düşürdü,
İslamın ve ümmetin amansız düşmanı İngiliz, onu seralarda çimlendirdi,
komünistler, fidanlaştırdı,
kapitalistler, ağaç hâline getirdi.
Dualarla karılmış, şehîd kanlarıyla sulanmış bu gazi toprakların civanmert evlâdları ise malum fitneyi bir asır sonra kökünden söküp atacak, sun’î hudutlar yıkılacak ve kardeş, kardeşle kucaklaşacaktır, inşallah.
Ümmet, ümmet-i vâhidedir… Tektir, yekpâredir.
Mü’minler, kardeştir.
Kalbleri birdir.
İmânları birdir.
Kıbleleri birdir.
Onlar, Allah’a kul, Habibine ümmettir.
Müslüman Türk, korku nedir bilmez.
Oğuz Han gibi.
Alparslan gibi.
Yıldırım gibi.
Fatih gibi.
Yavuz gibi.
Murad Han gibi.
Cümle Hakan, Sultan ve Padişahlarımız gibi.
Malazgirt, İstanbul’un Fetih şehîdleri, Mohaç şehîdleri, Teselya Harbi kahramanları, Çanakkale, Sarıkamış, Millî Mücâhede, Kut’ül Amâra yiğitleri gibi.
Kore şehîdleri gibi.
Kıbrıs şehîdleri gibi.
Fırat Kalkanı, Zeytindalı, Bahar Kalkanı… diye uzayıp giden 6 harekâtın fırtına yiğitleri gibi.
Çünkü; onlar Mehmetçiktir!
Çünkü; Mehmed, ismini Şanlı Peygamber’den aleyhi’s salatü ve’s-selamdan alan tek askerdir.
Mehmedim,
Avuçlar, semaya senin için açılmaktadır.
Senin şehadet aşkın ta Bedr’de tutuştu.
Ananın ak sütü helal,
Şehadetin afiyet,
Gazan mübarek,
Fetih Suresi yoldaşın,
Yolun açık olsun!
Bil ki sen, bugün tarihten hakkını almakta, sömürge çağına son vermektesin:
Birkaç ay evvel, Suriye’nin Baas Nusayrî zorbalığından kurtarılacağı hayal edilemez, bir yıl önce, yarım asrımızı çalan terör örgütünün diz çökme ihtimali uzak görülürdü. Kezâ, Suriye’nin ortasında Siyonist, Evanjelist ve Haçlı engellemelere rağmen devâsa bir Türk üssü kurtulacağı mümkün değil düşünülemezdi.
Bunlar ve daha neler, hakîkat olduğu gibi Kudüs’e, Gazze’ye, Mescîd-i Aksa’ya da İslâm’ın Sancağı’nın, İslâm’ın Sancaktarı Türk’ün Albayrağının çekilmesi de:
Mübarek Aylar, Leyle-i Kadr, Kutlu Bayramlar, Cumalar, Kandiller, Azîz şehîdler ve ağzı dualılar hatırına hiç beklenmedik bir günde vakt-i merhunda, takdir edilmiş vakitte Allah’ın izniyle hakîkat olacaktır.
Güneş doğmaktan usanmaz!
Her sabah gelen güneş, belki de senin zaferini kutlamak için üstümüze tebessümler yağdırmaktadır.
Muştular olsun!..
…
23 Ocak 2018’de Türkiye gazetesinde yine bu sütunda “Analar, ne arslanlar doğurmuş!..” Başlığıyla intişâr eden bu yazımızı, 26 Mart 2025 günü Leyle-i Kadr rahmet kuşatıcılığında dua hükmünde olarak işleyip takviye ederek tekrar paylaşmak, zamana ve ehline emânet etmek istedik.
Yapacak çok işimiz var:
Şehzâdebaşı Câmiî, ne çok işimizin olduğunu yıkık kabirleri ve buruk hâliyle gözler önüne sermektedir. Bir ülkenin bir avuç bile olsa bir kısım evlâdı, kendi cedlerinin mezarlarını, mezar taşlarını tahrip ediyorsa bu kayıp, bu mankurtlaşma karşısında düşünülecek ve yapılacak çok iş var demektir.
Kazancı da kaybı da zaferi de ihâneti de görmeliyiz.
Dualar, dualarımız kabul, gâyemiz hakîkat olsun!..
Âmin.
Rahim Er'in önceki yazıları...
ağzına sağlık eline kalemine sağlık sağlıkla kal nice yazilarla
Güzel ve hisli bir yazı. Allah razı olsun
Allahu Teala razı olsun abiciğim kaleminize ve yüreğinize sağlık
elinize yüreğinize sağlık Efendim..