Sevil Nuriyeva

Küresel hesaplaşma süreci ile ülkelerin siyasi ve coğrafi sınırlarının belirginleşmesi arasında bire bir alaka var.

İsrail’in genişleme hırsı, Orta Doğu coğrafyasının kodlarının devreye girmesini tetikliyor.

ABD'nin başkanı değişti ama Amerika’nın Orta Doğu ve Akdeniz’e uzanan hatla ilgili planları değişmedi. Biden dönemini “savaşların” esas adresi olarak gösteren Trump’ın kendisi nasıl bir siyaset planlaması içindedir, henüz seyrediyoruz.

“Baba-oğul Esad rejimi” Türkiye açısından millî güvenlik tehdidi olarak ilişkilerimizi etkiledi. Bu tehdidin genişlemesini arzu eden çevreler ve dünya güçleri, Suriye topraklarını Türkiye’nin millî güvenliğine tehdit olan unsurlar için zemin olarak ayarladı.

Amerikan Başkanı Trump, İsrail’in eli kanlı Başbakanı Netanyahu’yu Washington’a çağırmış.

Herkes gardını yeni gelişmelere göre alıyor. Dünya savaşı ihtimali kapıdayken güncellenmek şart. Paylaşım süreci, Türkiye’yi ve konumunu belirlemeye zorluyor.

Sinyallere bakılırsa her iki lider de birbirleriyle anlaşma peşinde.

Yazımın başlığındaki sorunun cevabına, Amerika içindeki ayrışmayı okuyarak ulaşabiliriz.

Beyaz Saray’daki görevine başlar başlamaz beyanları ile şaşırtmayan Trump’ın, dengesiz gözüken tutumundaki denge noktasını anlayalım.

Amerikan Başkanı Trump’ın yemin törenindeki konuşma metni, aşağı yukarı itiraf niteliği taşıyordu.

Peki, neden ve kime gerekli oldu savaşlar süreci? Evvela, açık ve net görünen şudur: ABD, kendi küresel aktörlüğünü yeniden ihya etmek için ortak belirleme ve paylaşmak zorundadır. Geçen yüzyılın paradigması artık masada ve sahada yok. Sovyetler Birliği, İngiltere ve ABD arasında II. Dünya Savaşı sonrası imzalanan Yalta Antlaşması, 1990’ların başında çehresini değiştirdi.

İsrail’in iç dengesi karışmış durumda. İsrail’in kendi içinde çalkantılı bir sürece girdiğini her geçen gün daha fazla göreceğiz.

Dünya siyasi tarihi, tüm “büyük niyetlerin küçük hikâyeler içinde saklandığına" dair kanıtlarla doludur. Coğrafyamızın tarihi, hep olağanüstü olaylara sahne olmuştur.

Değerli okurlarım, bugünden itibaren sizlerle Mefkûre yolculuğuna önem veren, millî değerlerimize sahip çıkan, Türkiye’nin millî mefkûre yolculuğuna katkılarıyla destek veren Türkiye gazetesi köşesinde buluşacağız. Mefkûre yolculuğuna önem veren herkesi buradan selamlıyorum…