ABD'nin başkanı değişti ama Amerika’nın Orta Doğu ve Akdeniz’e uzanan hatla ilgili planları değişmedi.
Biden dönemini “savaşların” esas adresi olarak gösteren Trump’ın kendisi nasıl bir siyaset planlaması içindedir, henüz seyrediyoruz.
Trump ile Netanyahu görüşmesi sonrası dillendirilen tüm beyanlar, Biden döneminden pek farklı olmadığını da gösteriyor.
O nedenle “Başkanlar değişir ama Amerika'nın çıkarları değişmez” fikri bende her zaman sabit.
Trump, her savaşa “çıkar” konusu olarak bakıyor. Bunu anladık.
Gazze’den bahsederken kullandığı her cümle ürpertici!
Gazze’yi ABD istilası ile tehdit etti.
Buraları yok edip yerine yeni inşa edilecek “kanlı gelecekten” bahsediyor.
Trump tüccar!
Ve anlaşılan şu ki, paraya ihtiyacı var.
Elden çıkan küresel hegemonyasını geri almak için tüm yolları deneyecektir.
Para merkezli politikaları “para karşılığında her şeyi alıp satarım” modunda.
Gerçi Trump’ın “Gazze’ye direkt ABD girecek” demesinden Netanyahu pek memnun gözükmüyordu.
Lakin bu belirsiz belirginlik boşuna değil.
Gazze ve Filistin istikrara kavuşmazsa, Doğu Akdeniz ve çevresi tehdit altında demektir.
Trump’ın bunu anlaması için siyasi tarih ve bölgesel jeopolitik üzerine kafa yorması ya da okuyandan ders alması gerekiyor.
Rusya-Ukrayna savaşını bitirip Hindistan-Çin savaşına kapı açılması için hazırlıklar yapan ABD, Orta Doğu’da nasıl bir sonuç peşinde?
İsrail’in ürettiği tüm yalanlar suya düşüyor.
Hani 7 Ekim bahanesiyle devreye girdiler ya…
Gözleri Gazze’de olanların ortak soykırım planları olduğu da açıktır.
Gazzelileri vatanlarından gönderme planı, ABD-İsrail ortak planıdır.
Hamas’ı tasfiye etmenin yollarını arıyorlar.
Hamas direnişi, birçok oyunlarını bozdu ve hâlâ bozmaya devam ediyor.
Netanyahu’ya gelince…
ABD için "kullanışlı kukla!"
Lakin Netanyahu, süreci kazanmadan bitirmek istemiyor.
Son esir takasında Hamas’ın duruşu ve tutuklulara karşı tutumları tüm algıyı yerle bir etti.
Mesele şu:
Her ne kadar planlı adımlar atmış olsalar da, ABD ve İsrail açısından pek çok şey istedikleri gibi sonuç vermiyor.
Netanyahu’nun yaptığı soykırım ve Gazze’yi yok etme planı açıkça itiraf edildikçe, coğrafyanın tüm aktörleri arasında konsolidasyon söz konusu olabilir.
Türkiye, bu konsolidasyonun peşinde.
Türkiye, Mısır, Ürdün, Suriye…
Ve bu hat daha da uzayacaktır.
Trump tüccar, belli.
Alma ve satma ile alakalı bir sorunu yok.
Herkesten açıktan para istiyor Kovboy!
Gazze konusunu da öyle görüyor.
İnsani bakmıyor, bakamıyor.
Acaba Gazze’yi nasıl bir çıkar karşılığında rahat bırakır Trump?
ABD artık eski ABD değil.
Dünya savaşı ihtimali yükseldikçe, birçok şeyden vazgeçmek zorunda kalacaktır.
Trump bunun farkında.
Tarih bilmiyor ama pusulasını paraya dayalı çıkarlara göre ayarlama işini iyi biliyor.
Ama unutmaması gereken bir şey var:
Para çok şeydir, ama her şey değildir!
Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…