Esenyurt Belediyesi bir önceki dönem hangi partideydi?
CHP.
Peki o zaman kayyım atandı mı?
Hayır.
CHP’li eski Başkan Kemal Deniz Bozkurt da HDP’nin (Bugünkü adıyla DEM) desteğiyle seçilmemiş miydi?
Evet.
Buna rağmen o dönem hiçbir problem yaşanmazken…
Hatta bizzat şahit olduğum üzere, o dönem İstanbul Valisi olan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile uyumlu çalışma gösterirken…
Sonraki başkan Ahmet Özer neden tutuklandı ve yerine kayyım atandı?
Çünkü, -savcının tespitlerine göre- terör örgütü üyeleriyle pek çok kez teması tespit edildi de ondan.
***
Aynı şekilde, Beşiktaş Belediyesi de İzmir gibi, bildik bileli CHP’nin kalesi değil mi?
Elbette.
Peki 25 yıla yaklaşan AK Parti iktidarında şimdiye kadarki belediye başkanlarından kaçına dokunuldu?
İkisine…
Önceki başkan 2018’de yolsuzluk, rüşvet, FETÖ şüphesi suçlamasıyla görevden alınmış, Haziran 2024’te herhangi bir örgüt talimatıyla hareket etmediği, para transferlerinin ticari ilişkilerden kaynaklandığı tespitiyle beraat etmişti.
Bu esnada koltuğa kim oturmuştu? AK Partili birisi mi?
Hayır, yine bir CHP’li.
Aynı partiye mensup Kadıköy gibi pek çok ilçeyi CHP’li başkanlar yönetirken ve bunlara dokunulmazken, benzer bir süreç niye tekrar Beşiktaş’ta cereyan etti?
Çünkü savcı, teknik takip neticesinde bir şebekenin ihalelerde kirli işler çevirdiğini tespit etti, şimdiki başkanın da tutuklanmasını istedi.
Üstelik aynı şebekenin üyesi olmaktan gözaltına alınanlar arasında bir bakan yardımcısının kardeşi (Mahkemede serbest bırakıldı) ile AK Parti döneminde İBB’ye memur olarak girmiş aynı soy isme mensup bir kişi de vardı…
İstanbul İl Kadın Kolları Başkanlığına aday olacak kadar CHP teşkilatını yakinen tanıyan ve bilen Linda Gözde Karasu “Bu süreçten önce Beşiktaş Belediye Başkanı’nın alınacağı zaten belliydi. CHP’liler olarak, yaptığı icraatları, partinin yönetim kadroları dâhil herkes zaten biliyordu. ‘Bu kadar da olmaz’ dediğimiz durumlar söz konusuydu” diyordu.
Peki, CHP yönetimi ne dedi?
Her zamanki gibi mağduriyet edebiyatı...
Oysa, henüz kimsenin suçu sabitleşmiş değil.
Belki önceki başkan gibi bu da delillere bakıldıktan sonra suçsuz bulunup beraat edecek.
Süreçte belediyeyi de yine bir CHP’li yönetecek.
Yani, terör suçlaması olmadığı için kayyım atama söz konusu değil.
Delillerin karartılmaması amacıyla tutuklama kararı verilen yargılama sürecinde başkan açığa alınmazsa, belediye hizmetlerini kim yürütecek?
***
Bu mağduriyet muhabbeti, belediyelerin yıllardır ödemedikleri SGK prim borçlarında da söz konusu.
Sanki ödemedikleri için kendileri değil de, alacaklı olan bakanlık suçlu!
Hükûmet bunların hizmet üretmesini istemiyormuş da, bunun için alacağını zorla tahsil yoluna gidiyormuş.
Madem kafa bu, o zaman tersten gidelim; Demek ki bunlar, hükûmet emekli maaşlarını ödeyemesin, yatırım yapamasın diye borcunu ödemiyor!
Hem borçlu olup, hem de üste çıkmanın başka izahı olur mu?
***
Sürekli ‘mağduriyet’ üretme çabasındaki CHP, bir taraftan ‘kent konseyi’ anlaşması gereği terörle iltisaklı kişileri dahi İstanbul gibi gözde bir şehrimizde milyonlarca vatandaşın yaşadığı ilçelerin yönetimine taşırken ‘oy alma’nın ötesinde hiçbir hassasiyet gütmeyecek…
Dişe dokunur hiçbir hizmet üretmediği gibi, kamuya olan borçlarını da ödemeyecek…
Kaynağı belirsiz para kuleleri ortaya çıkacak, hesap bile vermeyecek…
İhale ve rüşvet soruşturmasına takılacaklar, ama suçlamaların hiçbirisine belgeleriyle cevap vermeyecek…
Sonunda da ‘mağduruz’ diye milleti sokağa çağıracak.
Oh ne âlâ memleket!
***
Bu saçma mağduriyet edebiyatından fırsat bulup da şehirlerin gerçek gündemini konuşamaz olduk.
Yandaşlarına bakım ihalesini verdikleri İETT otobüslerinin hemen her gün birkaç tanesi yanıyor.
O filoyu yenileyebilmek için merhum Kadir Topbaş İDO’yu özelleştirmiş, oradan gelen parayla Avrupa’nın en güzel, en modern taşımacılık ağını oluşturmuştu.
Akıllı duraklar, muazzam modernlikte metrolar, dikey bahçelerle süslenmiş alt geçitler…
Onca kaynak ve çaba, sadece 5 yılda heba oldu.
Lokanta ve kreş açmayı büyük hizmet gibi pazarlıyorlar.
Oysa İstanbul trafiğine bir günde dâhil olan yeni araç sayısı 1.600…
Her gün, bu kadar daha araç İstanbul yollarına ekleniyor.
Bunu karşılamak için İBB’nin her gün dört şeritli 4 kilometre yol yapması lazım ki, trafik daha da keşmekeşe dönüşmesin.
İstanbul’da son beş senedir yapılan kaç kilometre yol var?
Daha kötüsü, bu ihtiyacı kim konuşuyor?
Hiç kimse…
Varsa yoksa CHP’nin sahte mağduriyetleri gündem.
***
Oysa asıl mağdur, İstanbullu…
5 yıldır neredeyse hiçbir yatırım yapılmayan, İstanbul’un su ihtiyacının üçte birini karşılayan Melen’e kanalizasyon boruları akıyormuş; bundan Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü videolarını yayınlayınca haberimiz oldu.
Üstelik biz o suya, İBB’nin yaptığı fahiş zamlar yüzünden elektrikten daha fazla fatura öder olduk.
Güya seçim vaatleri vardı, su ucuzlayacaktı, sonuç n’oldu?
Bırakın suyu, vatandaş, yol kenarına park ettiği araca, İstanbul Havalimanı’ndan daha fazla ücret ödemek zorunda kaldı.
Bütün bunları bir kenara bırakacağız, Esenyurt’ta teröre bulaştığı için görevden alınan, ihaleye fesat ve rüşvetten tutuklanan CHP’li başkanlar üzerinden CHP’nin sahte mağduriyetini konuşacağız öyle mi?
Gerçek mağdur CHP mi, İstanbullu mu?
Bolu Kartalkayada otel yangınında altmış altı ölü. Sivasta otelde patlama. Yüksekovada köpek saldırısı sonucu bir çocuk hayatını kaybetti...
Tebrikler eline yüreğine sağlık.Super bir yazı olmuş..Bu yazıyı İstanbul,un her köşesindekiduraklara ve Bilbortlara yaptırmalı. Yada kapı kapı dağıtım yapmalı...
çok güzel bir yazı olmuş olayları çok güzel anlatmışsınız elinize yüreğinize sağlık