Sadece şu son iki-üç günün haberlerine bakalım…
Avrupa’nın en büyüğü İstanbul Havalimanı, üç uçağın aynı anda iniş-kalkış yapabileceği imkâna kavuştu.
ABD’den sonra -dünyada- buna sahip ikinci ülke olduk… Başka yok.
***
Silvan projesinde sulama tüneli için kazı başlattık…
Silvan Barajı’ndan alınacak su, Silvan ve Babakaya Tünelleri ile 98 kilometre uzunluğundaki Cazibe Ana Kanalı’na aktarılacak.
255 milyar liraya mal olacak…
Bu sayede 2 milyon 350 bin dekar arazi suya kavuşacak.
Tesisler hayata geçirildiğinde 350 bin kişiye iş imkânı sağlamakla birlikte, ekonomiye de yıllık 30 milyar lira katkı yapacak.
Bu arada, Silvan Projesi boru değil… 8’i baraj, 23’ü sulama tesisi olmak üzere, toplam 31 dev eserin birleşiminden oluşuyor, onu da aktarmış olayım.
***
İstanbul Tuzla'da ise acayip bir yatırımın startı verildi. Teknoloji üssüne dönüşen ilçeye şimdi de Biyoteknoloji Vadisi kuruyoruz...
4,5 milyar dolara mal olacak proje 2,7 milyon metrekarelik alana yapılacak.
Burada 160 firma, 20 bin istihdam sağlayacak.
Ne işe yarayacak biliyor musunuz?
Sağlık, gıda, tarım, hayvancılık, çevre, tekstil, metalürji gibi çok geniş bir alanda yerli ve millî projeler geliştirmemizi sağlayacak.
Kendi ilaçlarımızı, aşılarımızı daha rahat üretebileceğiz.
Hâlihazırda Türkiye biyoteknolojide 47. sıradaki bir ülke.
Proje tamamlandığında ilk 10’a gireceğiz.
Yıllık en az 15 milyar dolarlık ihracat imkânına daha kavuşacağız.
***
Van, ikinci Gabar olabilir.
Muradiye ilçesinde 200 tonluk dev sondaj kulesi kurduk, petrol arıyoruz.
Beklenti yüksek. Üç aya kadar müjde bekliyoruz hayırlısıyla…
***
Bu arada, Şırnak’ın bir zamanlar terör olayları ile adını duyuran dağı Gabar’da artık günlük üretim 80 bin varile çıktı biliyorsunuz.
Şimdilik günlük tüketimimizin ancak yüzde 10’unu karşılayabiliyoruz ama olsun… Dün bu da yoktu ya!
Tıpkı Karadeniz’de bulduğumuz doğalgaz gibi…
Bakın bugün 3 milyon evde kullanıyoruz kendi gazımızı.
İGDAŞ’tan gelen faturama baktım.
Geçen ay normalde 2 bin 425 liralık doğalgaz tüketmişim, 1.403,30 lirasını devletimiz karşılamış.
Bana düşen 1.022 lira…
Bak Avrupalı kışın enerji faturalarından kıvranıyor, Allah devletimize zeval vermesin.
***
İçeride böyle şeyler olurken, dışarıda da gündem Türkiye.
Beyaz Saray’a Türkiye’yi şikâyete giden Netanyahu, Trump’tan ağzının payını almışken, Rusya Lideri Putin de basınla buluşmasında dikkat çekici şeyler söylemiş.
Rus meslektaşların anlattıklarına göre “Türk Devleti artık bağımsız, kendi silahlarını üreten, dışarıdan yönetilemeyen, Çin, Rusya ve ABD ile birlikte dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girdi. Daha da güçlenecek” demiş.
Amaaan! Ben ne anlatıyorum ki?
***
Bunların iktidara, AK Parti’ye kazandırdığı oy nedir?
Koca bir SIFIR.
Anketler yayınlanıyor peş peşe… İstanbul’daki büyük yolsuzluk operasyonlarına rağmen CHP’nin oyu ne çıkıyor biliyor musunuz; yüzde 35.
AK Parti ise kiminde altında, kiminde çok az farkla üstünde.
Dönüp bakıyorsun bu adamlar 6 yıldır yönettikleri İstanbul’da ne yapmışlar diye…
Kent Lokantası diye bir komedinin ötesinde söyleyebildikleri bir şey yok. Götürdüklerinin ise haddi hesabı yok.
İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluğun boyutunun 560 milyar lira gibi bir meblağ olduğu söyleniyor.
İddianame çıksın, göreceğiz gerçek tabloyu.
***
Son günlerde CHP gündemine dair çıkan haberler, asıl problemimizin ne olduğunu anlatan tabloyu zaten ortaya koyuyor.
CHP’lilerin mahkemede verdikleri ifadelerle ortaya çıkan, pavyonda delegelere dağıtılan deste deste dolarlar…
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü’nün bizzat saydığı para kuleleri gibi, İmamoğlu’nun kasası Fatih Keleş’in ofisinden çıkan milyonlar da rahatsız etmemiş belli ki bu yüzde 35’lik kitleyi.
***
Tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun babasının bayramda yaptığı bedduayı hatırlarsınız…
“Bizi bu perişanlığa sürükleyenler çoluk çoğunun ciğerinden et yiyerek iyileşmeye uğraşsın ve iyileşemesin” diyen Hasan İmamoğlu’nun, Balıkesir’in Edremit ilçesinde, Vakıflar’ın sanat etkinlikleri için belediyeye tahsis ettiği 75 yıllık tarihî sabun fabrikası binasını CHP’li belediyeden aylık sadece 250 liracık sembolik bedelle kiraladığı, sonra da burayı 60 bin liraya, İmamoğlu İnşaat’ın hafriyat işlerini yapan Tarhanlar İnşaat’a kiraladığı ortaya çıktı.
Peki o inşaat firması burayı amaca uygun sanatsal etkinlikler için mi kullanmış?
Elbette hayır.
Lüks restorana dönüştürmüşler, her uyanık müteşebbisin yapacağı gibi!
Sağladıkları kazanç için 60 bin lira kira ne ki?
Baba Hasan İmamoğlu’nun ödediği 250 liracık kiranın ne ifade ettiğini ise zaten konuşmaya lüzum yok.
Buna karşın CHP’lilerden çıt var mı?
O da yok.
***
Olanlar ortada, ama CHP yine de yüzde 35…
Ne CHP Genel Başkanı’nın Türkiye’yi ABD’ye, AB’ye, İngiltere’ye şikâyetini umursayan olmuş…
Ne Ekrem İmamoğlu’nun 15 milyon liraya kapattığı 1,6 milyar liralık villaları…
Ne Muş’taki bakkala verilen 95 milyonluk baklava, Hakkâri’ye sipariş edilen 142 milyonluk börek ihalesini…
Ne de müteahhitlerden toplanan milyonlarca dolarlık rüşveti…
“Helal-i hoş olsun” diyorlar demek ki!
***
İBB’de 6 yıl önce 27 milyar olan borç 265 milyara çıkmış, kimin umurunda?
İstanbul’un en borçsuz ilçe belediyesi Üsküdar bile CHP’ye geçtikten bir yıl sonra işçilerine maaş ödeyemez noktaya gelmiş, ne gam!
Bir de Hazine ve Maliye Bakanlığına ağlıyorlar, bekliyorlar ki hükûmet İller Bankasından bunlara para yollasın da maaş ödesinler.
Güya israf ve yolsuzluğu bitirecek, uçuracaklardı yerel yönetimleri…
Hükûmetin yolladığı para olmasa, hiç maaş ödeyemeyecekler demek ki…
***
Bu kadar yolsuzluk yapılırken, İstanbul’a ne yapmışlar diye soruyoruz; onun da cevabı koca bir sıfır.
Zaten CHP’li kitleye para harcamasına, hizmet yapmasına ne gerek var! İzmir örneği ortada.
CHP’li bir kadının sokak röportajında söylediği “Atatürkçüyüz biz, cumhuriyetçiyiz. Onun için İmamoğlu. İmamoğlu halka çalışıyor, diğerleri üçüncü köprü, havalimanları yapıyor. Bizim havalimanına, üçüncü köprüye ihtiyacımız yok. Bizim modern, yüzü Batı’ya dönük belediye başkanına ihtiyacımız var. Anladınız mı? Okey” cümlesini kuracak milyonlar var bu ülkede.
Eee! O zaman AK Parti şu yukarıda saydığım hizmetleri yaparak, verdiği bağımsızlık mücadelesi ile bizi dünya devleri arasına sokarak doğru mu yapıyor, yanlış mı?
Madem hırsızlık, Batı mandacılığı bu kadar değerli, o zaman biz de şunu mu söyleyelim;
“Bırak bu işleri, sen de çal, keyfine bak AK Parti…”
Yücel Koç'un önceki yazıları...