Cevap istiyorum

A -
A +

Sivas'tan Ahmet Türk isimli okuyucumuzun sorusu şöyle: "Alacaklı olduğum kişi, bana iki adet çek verdi. Çekler karşılıksız çıktı. Çekleri icra takibi yaptım fakat tahsil edemedim. Karşılıksız çek keşide etmekten dolayı savcılığa suç duyurusunda bulundum. Dava açıldı. Davanın sonu gelmişti ki, af kanunu çıktı. Benim mağdur olduğum dosyalardan dolayı, sanıklar aleyhindeki davalar duyduğuma göre ertelenmiş. Bunun üzerine iadeli taahhütlü olarak mahkemeye mektup yazıp, durum hakkında cevap istedim. Cevap vermediler. Bu, görevi suiistimal değil mi? Sonra, benim hakkım zayi oluyor. Bunu nasıl erteleyebilirler. Ben ne yapabilirim?" Cevap: Okuyucumuzun bahsettiği Kanun 4616 sayılı Kanundur. Bu Kanun ile şartlı salıverme, erteleme gibi hususlar düzenlenmiştir. Bu Kanun kapsamında karşılıksız çek keşide etmek suretiyle dolandırıcılık suçuna dair davalar da vardır. Bu davalar şikayete bağlıdır. Mağduru, alacaklıdır. Feragat ile her zaman bu davalar zaten düşmektedir. Ancak, bu feragati yapacak olan mağdur olmalıdır. Anayasaya aykırılık talebi Karşılıksız çek keşide etmekten dolayı şikayette bulunan mağdur alacaklıların, bu dava dosyalarına girerek, Anayasaya aykırılık talebinde bulunmaları faydalı olur. Şu ana kadar, hep eşitlik ilkesinden dolayı, kapsam dışı suçların da bu Kanun kapsamına sokulması için Anayasa'ya aykırılık talebinde bulunulmaktadır. Bu talebi acaba mağdurlar da yapamaz mı? Özellikle kamu düzenini ilgilendirmeyen ve şahsi şikayete bağlı olan konularda bu durum daha iyi tebarüz etmez mi? 1982 Anayasasının 36. Maddesine bir göz atacak olursak şu hükümle karşılaşırız: Hak Arama Hürriyeti "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir." Keza, 1982 Anayasasının 40. Maddesi temel hak ve hürriyetlerin korunması başlığını taşımaktadır. Buna göre; "Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes yetkili makama geciktirilmeden başvurulmasının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir" Bu iki temel hüküm nedeni ile, 4616 Sayılı Kanunun bütünü ile Anayasaya aykırılığı talep edilebilir ve bu konu mahkemeler tarafından da ciddi bulunursa, dosya Anayasa Mahkemesine gönderilir. Anayasa Mahkemesi konuyu öncelikle usul bakımından inceler ve uygun bulur ise esas bakımından da incelemeye geçer ve kararını verir. Anayasaya aykırılık kararı verir ise, gerekçeli kararın yayınlanmasından itibaren uygulamaya geçilir. Bu tarihe kadar faydalananlar ise kazandıklarını iade etmezler. Devlet makamlarının dilekçelere cevap verme zorunluluğu elbette vardır. Ancak, Mahkemeler için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Aksi takdirde bunun suiistimal edilmesi çok mümkün olduğundan, içinden çıkılmaz bir hal alır. Kaldı ki, böyle bir müracaatın pratik faydası da yoktur. Kamu vicdanındaki genel kanaat şudur: Af her zaman yürürlükte olmalı. Ancak, bu affı mutlaka mağduru yapabilmeli. Ali'ye karşı Veli'nin işlediği suçtan dolayı Veli'yi, Kaya affedememelidir. Af yetkisi münhasıran Ali'de olmalıdır. Kamu davaları için de bu hüküm geçerli olabilmelidir. Bu sadece bize ait bir temenni ve görüştür. Kanuni düzenleme ise bu yapıda değildir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.