İstanbul Kocamustafapaşa'dan Müyesser Hanifi isimli okuyucumuzun uzun mektubunun özeti şöyle: "Bir apartmanda oturuyorum. Apartmanımızda merkezî sistem doğalgaz kalorifer sistemi var. Ayrıca, binamızda üç dükkan bulunmakta. Dükkanların her biri 150 metrekare civarında. Daireler ise 78 metrekare. Bizim yönetim, kalorifer parasını herkesten eşit topluyor. Bu olur mu? Bazı malikler biz merkezi sisteme katılmıyoruz diyerek kalorifer parası ödemekten kaçınıyorlar. Bu olur mu? Bir de bahçe katımız var. Birisi buraya bir kişi yerleştirmiş ve kapıcı demiş. Bahçe kat ile bu kişi arasında da bir kira akdi yapmışlar. Bunu yapabilirler mi? Bu kişi, kapıcıyım der ise, SSK açısından bir sıkıntımız olur mu? Kat Mülkiyeti Kanunu ne zaman değişecek ve güncel hale gelecektir?" Cevap: Kıymetli okuyucumuzun soruları güncel olup, birçok vatandaşımızın başındadır. Bunun için bu meselelere köklü çözüm bulunması esastır. Bunun için elbette Kat Mülkiyeti Kanunu değişmelidir. Günümüze uygun hale getirilmelidir. Dahası, kanunlar insanın ihtiyacına ve doğasına, kuralına uygun olarak düzenlenmelidir. Bunun için, kanunları tatbikatın içinden gelen kişilere yeniden tanzim ettirmekte şüphesiz birçok faydalar vardır. Bir başka çözüm de, apartman sisteminden vazgeçmektedir. Çok katlı sistem Türk milletinin yaşantı şekline ve kültürüne ters düşmektedir. Şehirleşme ve çevrecilik anlayışı içinde; çocuk yetiştirme ve zinde gençlik oluşturma açısından ve ülkemizin istikbali olan beyinlerin sıhhatli bir ortamda yetişmesi bakımından, bahçeli ve müstakil evler sistemine geçilmelidir. Bu anlamda imar planı çalışmaları yapılmalıdır. Yeni yerleşim birimleri bu anlayış ile geliştirilmeli ve şehirler genişletilmelidir. Büyük şehirlere göçün önüne; Anadolu şehirlerinin geliştirilmesi ile geçilmelidir. Eşitlik ve adalet... Eşitlik kavramı her zaman adalet olarak yorumlanamaz. Mesela, bir ailede üç kardeş olsa. Birinin boyu, 1.80; ikincisininki 1.50 ve üçüncüsününki ise 1.20 cm olsa; hepsine 1.20 cm elbise vermek eşitlik ise de adalet değildir. Çünkü, küçük boylu olan bir takım elbise yaptırırken, en büyük boylu olan bir pantolon ile idare etmek zorunda kalır. Bu adalet anlayışı Kat Mülkiyeti Kanununda masraflar yönü ile düşünülmüştür. Gerçekten de Kat Mülkiyeti Kanununun 20. Maddesinde masraflara katılım şöyle özetlenmiştir: 1-Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan gibi, hizmetli sınıfı için masraflara eşit olarak katılma mecburiyeti getirilmiştir. 2-Yakıt, sigorta pirimi, bakım ve onarım gibi masraflarda ise, orantılılık esası getirilmiştir. Yani, herkes sahip olduğu arsa payına göre masraflardan sorumlu olacaktır. Bu masraflara ben katılmıyorum demekle masraflara katılmamak olmaz. Bu konuda yönetim planına konulacak özel düzenleme dahi geçersizdir. Çünkü, Kanunun hükmü emredicidir. Kişiler faydalanmasalar dahi, bu masraflara katılmak zorunda kalmaktadırlar. Zira, kullanım olayı subjektif bir kavram olup, denetlenmesi çok güçtür. Ortak giderlere bu şekilde katılmayan kat maliklerinden, diğer kat malikleri ve yönetim icra marifeti ile tahsilat yapmak imkanına sahiptir. Herhangi bir kişinin bir yeri tek başına kiraya vermesi doğru değildir. Oy çokluğu ile verilmesi mümkündür. Bundan dolayı, bahçe katta oturan kişiyi tahliye ettirmeniz mümkündür. Kapıcı olarak akit yapmadığınız için SSK probleminiz olmaz.