Oldu mu ya?

A -
A +

Bilecik'ten M.O. rumuzlu okuyucumuzun sorusu şöyle: "Kira ile ilgili bir kanun çıkmıştı. Buna göre, 2000 yılında kira bedelleri en fazla % 25; 2001 yılında ise en fazla % 10 artacaktı. Bilecik Pazaryeri'nde bu kanunun Anayasa'ya aykırılığını ileri sürdük. Mahkeme, dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. Anayasa Mahkemesi bu hüküm Anayasa'ya aykırı değildir dedi. Şimdi, Adana'dan bir davada, tarafların isteği üzerine 2001 yılındaki % 10'luk artışın Anayasa'ya aykırılığı ileri sürüldü. Anayasa Mahkemesi bu talebi kabul etti. Şimdi, aynı Anayasa Mahkemesi dün hayır dediğine bugün niçin evet dedi? Bu oldu mu yani? Keza, bu kararın uygulanabilirliği nedir? Pazaryeri'ndeki davada, mahkeme rayiç değeri artık uygulayacak mıdır?" Cevap: Okuyucumuz, düz bir mantıkla kendince haklı gerekçeler içindedir. Bunun için, gündemde olan bu konudaki sualinde de isabet vardır. Gerçekten de, 6570 Sayılı Gayrimenkullerin Kiralanması Hakkındaki Kanun'a ek bir madde ilavesine yönelik 4531 Sayılı Kanun, Anayasaya aykırı bir kanun idi. Bu kanun çıktığı zaman biz de okuyucularımızı bilgilendirmek için 4 makale yazmış ve bu kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğini ve "yanlış hesabın Anayasa Mahkemesi'nden döneceğini" ifade etmiştik. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin % 25'lik artış konusundaki tavrını anlamamıştık. Anayasa Mahkemesi, gecikerek de olsa % 10'luk artışı iptal etmekle, hukuki açıdan doğru bir karar verdi. Ancak, bu doğru kararın uygulanma imkanı kaldı mı? Geciken adalet, adalet midir? Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez. Eskilerin tabiriyle makable şamil değildir. Keza, Anayasa Mahkemesi kararları, ancak gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasından sonra yürürlüğe girmektedir. Şimdi, Anayasa Mahkemesi'nin vermiş bulunduğu bu kararın gerekçesinin yıl sonundan önce yayınlanacağını tahmin etmiyoruz. Böyle olunca da, bu kararın uygulanma imkanı kalmamaktadır. Yani, 2001 yılında da yine artışlar % 10 ile sınırlı olarak uygulanmış olacaktır. O zaman bu kararın getirisi ne olacaktır? Bu kararın getirisi, yasama organının bir daha böyle kararlar almaması ve kanunlar yapmaması anlamında bir önemi olabilecektir. Kıymetli okuyucularımız hatırlayacaklardır. Vakıfların kiraladığı yerlerle ilgili de böyle bir düzenlemeye gidilmişti. Biz o zaman da bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürmüştük. Gerçekten de Anayasa Mahkemesi tarafından o kanun iptal edilmişti. Peki bunun sonucu ne oldu? Binlerce yeni dava, sözleşmenin iptali, kira tesbit, kira bedelinin ödenmemesi, itirazın iptali-kaldırılması davalar ile mahkemelerin yükü artırıldı. 4531 Sayılı Kanun ile de, benzer şekilde mahkemelerin iş yoğunluğu artırıldı. Birçok yeni davalar ortaya çıktı. Böylece, Anayasaya aykırı olan bir kanundan mahkemelerin iş yoğunluğu arttı ve birçok vatandaş da mağdur oldu. Bunun için fiili gerçekleri yaşayan insanlar ile hukuk tekniğini bilen kişilerin oluşturacağı komisyonlar marifetiyle, kanunların hazırlanmasında zaruret olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.