Karadeniz Ereğli'sinden Alaattin Eriş isimli okuyucumuzun sorusu şöyle: "Bir firma kuralı ve hediyeli sistemle çelik tencere satıyordu. Ben de satın aldım. Çekilen kura neticesinde bana bir adet fırın çıktığını söylediler. Aradan bir ay geçtikten sonra benden KDV istediler. İstenen KDV bedeli, fırının bedelinden yüksekti. Tabii ki ödemedim. Bunun üzerine, tencere için verdiğim senedi icraya koymuşlar. Ben de fırını teslim edin senedi ödeyeyim diyorum. Fırın hakkını kaybettin diyorlar. Sonra tencere fiyatını araştırdım. Üç katı pahalı satın almış olduğumu anladım. Ne yapmam lazımdır?" Cevap: İnsanların bir kısmında şimdi çok yanlış bir kanaat oluşmaya başladı. Kısa yoldan köşeyi dönmek. Para gelsin de, nereden gelirse gelsin. Kişi haklarını hiçe sayan bir anlayış. Buna yönelik satış politikaları. Şüphesiz bu süfli düşünce, toplum yapısındaki bozuklukları dile getirdiği gibi, hukuki anlamda da hükümlerin yetersizliğini ortaya koymaktadır. Temel meselemiz olan eğitim konusundaki sıkıntılar ise meselenin asıl boyutudur. Bu ülke bizim. Bu devlet bizim. Bu milletin bu ülke topraklarında müreffeh bir hayat sürmesinin temel şartı, hukukta adaletin; toplumda eğitimin yerleştirilmesi gerçeğine bağlı. Bu gerçeklere itimat telkin edildikten sonra, meselelerin çözümü kendiliğinden gelecektir. Muhatabının hakkına riayet eden bir vicdani olgunluğu gösteren hangi fert, okuyucumuzun başına gelen işe razı olur ve böyle bir eylemde bulunur. AHile ve desise Tüketiciyi Koruma Kanununa göre, tüketicinin korunması için bir kısım kanuni düzenlemeler getirilmiştir. Bunun başında, tüketicinin doğru bilgilendirilmesi gelmektedir. Kanuni haklarının hatırlatılması ve özellikle iade noktasında hakkının olduğuna dair bir belgenin imzalatılması gerekmektedir. Bu belgenin imzalatılmasından itibaren 7 gün içinde cayma hakkı bulunmaktadır. Cayma bildirimi denilen bu belgenin kimi zaman eski tarihli olarak imzalatıldığı bir vakıadır. Okuyucumuzun başına gelen, hile ve desise kullanılarak bir tüketicinin dolandırılmasından başka bir şey değildir. Bunun için, tüketicinin de Türk Ceza Kanununun 503. Maddesine göre, şikayet hakkı elbette doğmaktadır. Bunun için, bulunduğu yer Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunabilir. Öte yandan cayma hakkını kullanarak, noterden keşide edeceği ihtarname ile malın iadesi ve senetlerin tarafına verilmesini talep edebilir. Bununla ilgili olarak Tüketici Mahkemesinden tedbir dahi talep edebilir. Böylece icra takibinin durdurulmasını sağlayabilir. İşin aslı netice Bu dava ve takiplerde muhatap çok önemlidir. Bu tür işlemlerde genellikle tüketiciyi yanıltanlar, ortada bulunmamaktadır. Değişik isim ve adlarla bir kısım Limited şirketleri paravan olarak kullanarak tüketiciyi yanıltmaktadırlar. Yargılama esnasında, yargının en çok zorlandığı konu ise muhatap bulamamaktır. Bundan dolayı uzun yıllara yayılan bir yargılama süreci işlemektedir. Bu süreç ise, tüketiciyi yıldırmakta ve insanlar haklarını mahkemelerde aramaktan vazgeçmektedir. Bu tür yanıltmaları ise en zararla kaldırmak için bonoları ödeme yolunu seçmekte ve sonucunda da" ha bu bana ders olsun" demektedir...