Bal, arıların tabiatla kurduğu eşsiz bir ilişki sonucunda oluşuyor. Her bir kovan, arıların özenle topladığı nektar ve polenle zenginleşirken bu süreçte birçok sağlık faydası da sunar. Ancak gerçek bala ulaşabilmek için tüketicilerin güvenilir kaynakları tercih etmesi şart.
Ballar farklı rakımlara göre temmuz ve ağustos aylarında alınıyor. Dünyadaki belki de en özel lezzetten bahsediyoruz. Mümkünse insanlardan olabildiğince uzak olanı, insanın devreye girmediği, sadece ARI VE TABİAT arasındaki ilişkinin sonucu ortaya çıkan BAL. Duyar gibiyim, ‘Kaldı mı öyle bal?’ diyorsunuz ben de evet var diyorum. Ama önce BAL konusunu biraz açalım. Bal denilince akla elbette ilk gelen şey arılar… Onlar teknolojinin son harikaları değil, onlar uzmanlara göre 40 milyon yıldır dünyadalar. 1 KİLOGRAM BAL ÜRETEBİLMEK İÇİN 40 BİN ARI 6 MİLYON ÇİÇEĞE KONUYOR. BİR KOVAN ARI YARIM KİLOLUK BAL İÇİN 88 KM UÇUYOR. BİR İŞÇİ ARI HAYATI BOYUNCA 1/12 ÇAY KAŞIĞI BAL YAPABİLİYOR. Eğer her gün ölçüsü dâhilinde gerçek (HAM) BAL yemeye başlarsanız; DAHA İYİ UYUYABİLİR, HAFIZANIZI GÜÇLENDİREBİLİR VE DAHA İYİ ARINMIŞ BİR CİLDİN tadını çıkarabilirsiniz. Arılar tarafından kovandaki mikropları yok etmek ve kovanın sterilizasyonu için kullanılmak üzere üretilen PROPOLİS çok güçlü ANTİOKSİDAN ve ANTİMİKROBİYAL etkilere sahip. PROPOLİS kovanda hangi görevi görüyorsa -doğru işlendiği takdirde- insan vücudunda da aynı etkileri gösterebiliyor. ARI SÜTÜ ise yavru arıları beslemenin yanında kovandaki kraliçe arının hayat boyu kullandığı besin maddesi. Düşünün işçi arılar yalnızca 45 gün yaşarken hayatı boyunca arı sütüyle beslenen kraliçe arı YEDİ YIL yaşıyor. Tabii bunlar bilinince insan bütün aymazlığıyla aslında kendisi için yapılmayan bu ürünlere saldırıyor ve bal üreten ARILAR düşünülmeden sadece tüketiyor. Şüphesiz ki yukarıda sayılan faydaları bulabilmek için tercihiniz kesinlikle HAM BAL olmalı.
27 ÇEŞİT ARAŞTIRMA GEREK
HAM BAL KOVANDAN ÇIKTIĞI HÂLİYLE TÜKETİME SUNULAN DOĞAL BALDIR. PASTÖRİZE VE FİLTRE EDİLMEMİŞTİR. Uzmanlar pastörizasyonun, bal için gerekli bir işlem olmadığı görüşünde hemfikir. Yapılmasının sebebi ise balın kristalleşmesini önlemek yani görünümünü iyileştirmek. Hâlbuki balın kristalleşmesi son derece doğal bir durum ve önlenmesine gerek yoktur. Biz insanların yaptığı bir kuzudan iki post çıkarma gayreti... HAM BAL, PASTÖRİZE VE FİLTRE EDİLMEDİĞİNDEN BESİN İÇERİĞİ BÜTÜN DOĞALLIĞIYLA KORUNUR. Balın kalitesini PROLİN denen; bitkinin ürettiği nektarın özü belirliyor. PROLİN; balın içinde yüzde 50 ila 80 oranında olan amino asit özütü. (GERÇEK BALIN TESPİTİ İÇİN İSE 27 ÇEŞİT ARAŞTIRMA GEREKİYOR). Yani güvenilir insanlardan almadığınız sürece hikâyeden tahlillere, bol televizyon reklamlarına aldanmayın. Malum bu reklamın parasını arılar değil sen ben ödüyoruz. Hele sanayi üretimi yapılan markalara bence elinizi sürmeyin, yarardan çok zarar getireceğinden şüpheniz olmasın.
FİYATI KENDİNİ ELE VERİYOR
Arılar kış aylarında kovana girer ve bahar ayına kadar çıkmaz. Kovanın içinde kalan arı kendi ürettiği ballarla beslenir, tabii ki biz kovanda bal bıraktıysak… Arıya bu süreçte kesinlikle şeker verilmez. Hani arıcılar derler ya ‘Efendim kışın arı ne yiyecek, işte o zaman bir miktar şeker verebiliyoruz’... Hâlbuki arıların bu balı biriktirme sebepleri biz yiyelim diye değil, kışı geçirebilsinler diye. Son tahlilde anlaşılıyor ki gerçek bir balın kilosu 1.500-3.000 aralığında olmalı. Nasıl olur da 10 kilo balı 250 liraya satabilirsin? Hadi satan satar da alan hangi akla hizmet alır ya da hangi marka bu kadar doğru ve gerçek balı nereden bulur? Mesele sadece arılarda bitmiyor, arının beslendiği kaynaklara da bakmak lazım.
Bal türleri; KARAKOVAN BALI, KESTANE BALI, AKASYA BALI, YAYLA BALI, DELİ BAL (ORMANGÜLÜ BALI), ANZER BALI, NARENCİYE (ANAVARZA) BALI, ÇAM BALI, KEVEN BALI (kevenin diğer isimleri geven, ketre, çekme, ak geven, püs geven, zamk geveni), KEKİK BALI, BİBERİYE BALI, IHLAMUR BALI, PÜREN BALI, MEŞE BALI, HAYIT BALI, LAVANTA BALI, KARABAŞ OTU BALI, KEÇİBOYNUZU BALI… Ayrıca arılar aşağıdaki bitkilerden de maksimum seviyede faydalanır; AYÇİÇEĞİ, PAMUK, YABANİ ÇİLEK, MERA ÇİÇEKLERİ, KEKİK, KİRİŞ (pürem gibi uzun ama tek gövdeli, uzun yapraklı. Poleni çok olur), DİLFİR, HAYIT, GEVREK OTU, SARIÇİÇEK (SÜNEMİT) ÇEŞİTLİ MEYVE AĞAÇLARI, AKASYA, ÇAM, KÖKNAR, LADİN, KORUNGA, PEYGAMBER ÇİÇEĞİ, MİSK ÇİÇEĞİ, KIZIL YONCA, BALLIBABA, HARDAL, FİĞ, ÜÇGÜL, OĞUL OTU, KARAGAN, ADA ÇAYI, KIZILÇAM, KANOLA, TÜTÜN, KABAK ÇİÇEĞİ, UNUTMABENİ, YABANİ TURP, KİŞNİŞ, HODAN (SÜTLEĞEN CİNSİ), ADA ÇAYI, REZENE, GÜLHATMİ, ÇİĞDEM, DÜĞÜN ÇİÇEĞİ, KARDELEN, ITIR, DALYA, NERGİZ, TATLI SIĞINMA, HAŞHAŞ, ZİNYA ÇİÇEĞİ, LAVANTA, KEDİ OTU.
Bal konusu aslında oldukça derin ve uzun bir konu. Şüphesiz sizler de haklı olarak iyi ve güvenilir bala nasıl ulaşabileceğinizi sorguluyorsunuz. İşte burada devreye vicdan ve iş ahlakı gibi kavramlar giriyor. Tahlille falan anlamak mümkün değil. Çünkü sonuçta şeker ya da diğer yabancı destekleyiciler arıya yediriliyor. Sonuç itibarıyla arı yediklerinden bir şey üretiyor. Ama artık buna bile razı olsanız iyi olur. Çünkü piyasadaki balların nerede ise yüzde 60’ında arı devrede bile değil.