Gurme ve gastronom arasındaki farklar anlaşıldığında gerçek lezzet bilgisi ve popülerlik arasındaki çatışmayı daha iyi görmek mümkün.
Gerçek bir gastronom, yemekle ilgili derin bilgiye sahip olan kişidir. Ancak günümüzde ‘gurme’ ünvanı, genellikle oburlukla karıştırılıyor.
Ülkemiz genelinde birbirinden çok farklı özelliklere sahip özgünlük, yenilik, lezzet veya başarı arayışı içinde birçok yeni girişimci yiyecek içecek dünyasına girmeye çalışıyor. Bu amaç doğrultusunda tüm damakları etkilemeye çalışan performanslar sergileme çabasındalar. Bu girişimcilerin içinde olduğu yiyecek-içecek sektöründe deneyim, mal ve/veya hizmet alışverişine dayalı pazarlama araçlarının önemi oldukça yüksek. Genel olarak bu eylemler bütününe GASTRONOMİ PAZARLAMASI deniliyor. Çok büyük bir sektör olan GASTRONOMİ alanında bazen kafa karışıklıkları oluyor. Mesela GURME kavramı 1820’li yıllarda ortaya çıkmış. Cambridge Üniversitesi yayınları tarafından tanımlandığı şekliyle GURME, YEMEK VE YEMEK PİŞİRME KONUSUNDA DERİN BİR BİLGİYE SAHİP OLAN VE AYNI ZAMANDA MÜKEMMEL YEMEKLE İLGİLİ ZEVKLERİ TAKDİR EDEN KİŞİDİR.
Gastronom ve gurme arasında önemli bir ayrım vardır. Gastronomlar gurmelerden üstündür; çünkü bir gastronom mutfak lezzeti konusunda teorisyen ve propagandacıdır (Mennell, 1996: 267). Gurmeler de benzer şekilde ilgi, anlayış ve sofra zevklerine hâkim olmaları ile tanımlanır (Gillespie, 2001). Bununla birlikte, Johnston ve Baumann’a (2007) göre gastronom, gastronominin kamu alanına uzanan uzman yargıları yapması sebebiyle üstün bir konuma sahiptir (Thomson, 2021:26). Gastronomi ve gastronom kavramları ayrılmaz bir şekilde birbirleriyle bağlantılıdır. Bu çerçevede GASTRONOM UZUN ZAMANDIR YİYECEK VE İÇECEKLERE İLİŞKİN YETKİN BİLGİLERİYLE karakterize edilerek tanımlanmıştır.
Fransızca bir terim olarak “gastronom” ilk defa 1823’te kullanılmıştır. Gastronomlar, yedikleri yiyeceklere karşı eleştirel bir bakış açısı benimseyen ve mükemmeliyetçi bir zihniyet sergileyen kişilerdir. Cracknell ve Nobis’e (1985) göre bir gastronom, mükemmellik fikirlerine uymayan bir yemeği kabul etmeyecektir. Bu ayrım bir gastronomun ayırt edici en önemli özelliğidir.
Sonuç olarak, bir gastronom kendi sofra zevklerine yönelik rafine zevkini geliştirir. Aynı zamanda da onun hakkında yazarak diğer insanlarınkileri de geliştirmeye yardımcı olur (Mennell, 1996: 267). Bu yönlerden gastronomlar “TAT HAKEMLERİ VE AYNI ZAMANDA YEMEK VE YEMENİN SOSYAL ROLÜNÜN TEORİSYENLERİDİR”. Bir de GURMAN sıfatı var; 1758 dolaylarında yaygın olarak kullanılan bir kelime. Bununla birlikte, terimin anlamı ve etkileri zaman içinde değişmiştir. Başlangıçta, GURMAN kavramı oburluk ile bağlantılıymış.
Gelelim ülkemize, sağımız solumuz sözüm ona GURME ile dolu neyse ki henüz GASTRONOM kelimesi yaygın değil. Zaten kendisini GURME olarak tanıtanların yüzde doksanı da bence GURMAN. Kısaca daha anlaşılır ve eski anlamı ile OBUR. Ülkemizde mutfak anlamında mesleki bilgisi sıfır olan insanlar Allah vergisi doğuştan mükemmel damakları ile GURME oldular. Bu arada bayağı da iş yapıyorlar, popüler oldular yani. Neyse canım ülkemde ne doğru da bu doğru olsun. Zaten doğru çerçevesinde arayışımızda yok. Herkes neye doğru diyor ise herkes onu doğru kabul ediyor. NİYE, NEDEN, NİÇİN, NASIL, NE ZAMAN gibi sorular boş. O zaman tez zamanda yeni gurmeler yeni gastronomlar bekliyoruz inşallah, artık mevcutlardan sıkıldık.
>> ¼ çay bardağı sıvıyağ
>> 1 adet soğan
>> 2 yeşil biber
>> Yarım yemek kaşığı domates salçası
>> 1 su bardağı bulgur
>> 2 su bardağı su
>> Bir tutam dereotu
>> Bir tutam taze nane
>> ¼ demet maydanoz
>> 3 yaprak asma yaprağı
>> 1 çorba kâsesi yoğurt
>> ¾ su bardağı su
>> Tuz, karabiber
Üzeri için;
>> 1 yemek kaşığı tereyağı
Tencereye yağ eklenir. Üzerine yemeklik doğranan soğanlar ilave edilir. Biraz pişirdikten sonra ince doğranan biberler konulur. Salçası eklenir, kokusu çıkana kadar kavrulur. İki üç defa bol suyla yıkanan bulgurlar da konularak karıştırılmaya devam edilir. Suyu ayarlanır, kapağı kapattıktan sonra kısık ateşte pişmeye bırakılır. Suyunu biraz çektikten sonra ince kıyılmış yeşillikleri eklenir. Yine karıştırılıp tencerenin kapağı kapatılarak suyunun biraz daha çekmesi sağlanır. Bir yandan yoğurt ve su güzelce çırpılır. Bu yoğurtlu karışıma, tuz ve karabiber konularak tencereye ilave edilir. Hızlıca karıştırılır. Tereyağında yakılan toz kırmızı biber ve nane de yemekle buluşturulur. Bir taşım daha kaynatıldıktan sonra 15 dakika dillendirilir. Sıcak şekilde servise sunulur.
>> 100 gram oda sıcaklığında tereyağı
>> 1 adet yumurta
>> Yarım su bardağı sıvı yağ
>> Yarım su bardağı yoğurt
>> 1 paket kabartma tozu
>> 1 paket vanilya
>> 2 su bardağı un
Üzeri için;
Şerbeti için;
HAZIRLANIŞI
İlk olarak şerbeti hazırlanır. Şeker ve su bir tencereye alınarak kaynatılır. Üzerine limon suyu eklenip birkaç dakika daha kaynatıldıktan sonra ocaktan alınır ve soğumaya bırakılır. Hamuru hazırlamak için tereyağı, yumurta, sıvıyağ ve yoğurt bir kaba konularak güzelce karıştırılır. Geri kalan malzemeler de üzerine ilave edilerek yoğrulur ve orta yumuşaklıkta bir hamur elde edilir. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılarak parmak şekli verilir. İrmiğe bulanarak tepsiye yerleştirilir. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30 dakika kontrollü pişirilir. Fırından alınıp oda sıcaklığında beş dakika dinlendirilir. Sonra soğuyan şerbet üzerlerine gezdirilir. Tamamen şerbetini çekmesi beklenir. Ardından üzeri süslenerek servise sunulur.
>> 1 adet kereviz
>> 1 adet havuç
>> 250 gram dana kuşbaşı
>> 1 adet soğan
>> 2 yemek kaşığı zeytinyağı
>> Tuz, karabiber
Terbiyesi için;
>> Yarım limon suyu
Soğanlar yemeklik doğranır. Tencereye zeytinyağı eklenir ve soğanlar kavrulur. Doğranan havuç ve kereviz konulur. Kuşbaşı et de ilave edilerek kavurmaya devam edilir. Üzerini geçecek kadar su konularak etler yumuşayana kadar kısık ateşte pişirilir. Daha sonra terbiyesi hazırlanır. Bir kâseye yumurta ve limon suyu konulup çırpılır. Yemeğin suyundan eklenerek karıştırılır. Ilınınca yemekle buluşturulur. Baharatları ayarlanır. 5-6 dakika kadar terbiyesi ile birlikte kısık ateşte pişirilir.