Tokat’a giden her göz birçok önemli zorluğa karşı Belediye Başkanı M. Kemal Yazıcıoğlu’nun gayretli çabasının farkında. Umuyorum ki Sayın Yazıcıoğlu hız kesmeden çalışmalarına devam eder ve Tokat son yirmi yıllık sessizliğinden silkinerek tekrar ayağa kalkar.
Muallim Naci’nin, halk ağzına da yerleşen “MARİFET İLTİFATA TABİDİR / MÜŞTERİSİZ META ZAYİDİR” sözünden hareketle böyle bir yazı yazmak gerekir diye düşündüm.
Günümüzde bilgi, yetenek, beceri gibi meziyetler büyük bir güçtür. İbn-i Sina yıllar öncesinde söylediği “BİLİM VE SANAT TAKDİR EDİLMEDİĞİ YERDEN GÖÇ EDER” sözleriyle bu gerçeğin altını çizmiştir.
Marifet, kimi zaman bir yetenek kimi zaman da yıllara dayalı emeğin karşılığıdır. Her yetenekli insan ya da kurum şartlar çerçevesinde her zaman başarılı olamayabilir ancak en azından geliştirici veya sürükleyici olabilir.
Aslında bugün dünyada inançlar, milletler ve dünya görüşleri değil, marifetler önemlidir. Böyle bir düşüncenin odağında olabilmek için yöneticilerin öncelikle mahir olması gerekir. Marifetin önemini, ancak marifetten anlayanlar bilir.
Bilhassa şehir yönetimlerinde birçok yöneticinin zayıflığı, yetersizliği o kentin ciddi zaman kayıplarına ve geride kalmasına sebep olur. Ülkemizde özellikle siyasi gerçekler ışığında düşünüldüğünde marifetli yöneticiler fırsat yerine tehdit olarak algılanır.
Marifetli insanlar, üstündeki marifetsizlerin durumunu açığa çıkardığı için, onlara hak etmediklerini hatırlattıkları için tehdittir. Bu tehdidin ortadan kaldırılması için yollar çok açıktır; imkân tanımama, çalışma tekliflerini öteleme, projeleri reddetme, açığını arama, hatta tehdit etme gibi... Bunları özellikle yazdım çünkü ülkemizin en büyük sorunlarından biri budur.
Aslında yazımın konusu ülkede hemen her duyarlı vatandaşın tanıdığı Tokat Valiliği yapmış olan rahmetli RECEP YAZICIOĞLU’nun, son mahallî idare seçimlerinde Tokat Belediye Başkanlığına seçilen oğlu M. KEMAL YAZICIOĞLU… Ama şu soru akla gelebilir; “Gastronomi alanında yazı yazılan gazete sayfasına bir belediye başkanı neden konu olur?” Hemen açıklayayım; aslında daha önce farklı zamanlarda şehir yöneticilerinin GASTRONOMİ dolayısıyla da TURİZM alanında başarı öykülerine yer verdim, hatta bazen başarısızlıkların da altını çizdim. Zaman şehir yaşayanlarının, şehri yönetenlerinin başarıya marifete kucak açma zamanıdır. Kaybedilen her saniye sadece bizden değil gelecek kuşaklardan da çalmak anlamına gelir ve kimsenin buna hakkı yoktur. Artık güzel ülkemin değerli şehirlerinden insanlarımız göçe değil, yerleşmeye, üretmeye teşvik edilmelidir.
Binlerce yıllık şehirlerimiz küçük hesaplara feda edilmemeli… “Küçük olsun benim olsun” değil, “Büyük olsun hepimizin olsun” denmelidir. Yani “Marifet iltifata tabidir, müşterisiz mal zayidir.” Tokat Belediye Başkanı Sayın YAZICIOĞLU bu gerçeğe odaklanmış görünüyor. Tokat’a giden her göz birçok önemli zorluğa karşı gayretin çabanın farkında. Başarılı olacak çünkü başka şansı da yok, malum çok başarılı bir vali olan rahmetli RECEP YAZICIOĞLU’nun oğlu. İmkânlarının kısıtlı olduğunu biliyoruz. Ama biraz sohbet şansı bulup hedeflerini dinlediğinizde şaşırmamak mümkün değil. Şehrin her anlamda gelişimi çerçevesinde projeler oluşturulmuş. Şehrin bütün alanlarda dinamiklerinde elektriklenme var. Bilhassa turizm alanında şehrin varabileceği noktalar derinlemesine düşünülmüş ve buna paralel gastronomi alanında hemen her faaliyete imkânlar ölçeğinde destek vermeye çalışıyor.
Tokat’ın geleneksel değerlerini doğru tanıtan, diğer taraftan işletmelerin uluslararası mutfak standartları çerçevesinde şehrin gastronomi yapısına örnek teşkil edecek şekilde yapılandırılmasına çalışılıyor. Diğer önemli projeler yanında bu çalışmaların kısa sürede sonuç vereceğini düşünüyorum. Umuyorum ki Sayın Yazıcıoğlu hız kesmeden istikrarlı ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı olarak çalışmalarına devam eder ve Tokat son yirmi yıllık sessizliğinden silkinerek tekrar ayağa kalkar. Çünkü Tokat; tabiat, tarih ve kültür anlamında hakikaten çok ama çok şeye sahip. Neden bu kadar geç kalındı, bu sorunun cevabı sevgili Tokatlı hemşehrilerimizde... Ama artık geçmiş noksanlıklar üzerine konuşmanın kimseye faydası yok artık hep birlikte geleceğe bakmanın zamanı. Sayın Yazıcıoğlu yalnız kalmamalı, herkes kendi ölçü ve imkânları içerisinde destek olmalı. Aksi hâlde fatura TOKAT’ın geleceğine çıkacaktır ki, bu dünyada olmasa bile bunun vebali büyük olur.
MALZEMELER
HAMURU İÇİN:
>> Bir buçuk su bardağı süt
İÇ HARCI İÇİN:
>> Yarım kilo çökelek
HAZIRLANIŞI
Bir buçuk su bardağı süt bir cezvede el yakmayacak şekilde ısıtılır. Derin bir kaba ılımış süt konulur, tuz ve yağ eklenir. Ardından yavaş yavaş un ilave edilerek kulak memesi kıvamında bir hamur yoğrulur. Hamur istenilen kıvama gelince üzerine bir bez örtülerek dinlendirilir. Bir yandan iç harç hazırlanmaya başlanır. Yarım kilo çökelek bir kaba alınır. Üzerine yıkanıp küçük küçük kıyılan yarım demet maydanoz eklenir. Ardından yemeklik doğranan soğan ilave edilir. İki yemek kaşığı dolusu tereyağı eritilerek çökeleğin üzerine dökülür. Bir kap içerisinde buluşturulan bütün malzemeler iyice harmanlanır. Ardından dinlenmiş olan hamurdan bezeler alınarak açılır. Çökelek harcı konulur ve açık şekilde önceden 180 derece ısıtılmış fırına verilir. Üzeri kızarana kadar kontrollü pişirilir. Sıcak şekilde tüketilir.
MALZEMELER
>> 3 su bardağı un
HAZIRLANIŞI
Un, su ve tuz bir kâseye alınarak homojen hâle gelene dek yoğrulur. Elde edilen yumuşak hamur eşit parçalara ayrılır. Tatlı tabağı büyüklüğünde açılarak iç kısmın her bir tarafına gelecek şekilde tereyağı sürülür. İki yanlarından içe katlanarak tekrar tereyağı sürülür. Daha sonra diğer köşelerden biri üzerine katlanır ve onun üzerine de tereyağı sürülür. Son olarak diğer köşe üzerine katlanıp dinlendirmeye bırakılır. Her hamura aynı işlem uygulanır. Soğuk bir ortamda yaklaşık 15-20 dakika kadar dinlendirilir. Sürenin sonunda hamurlar merdane ile yaklaşık bir yemek tabağı boyutunda açılır. Önceden ısıtılmış ve yağlanmış tavada, önlü arkalı eşit şekilde renk alana kadar çevrilerek kontrollü pişirilir.
MALZEMELER
>> 2 su bardağı pirinç
PEHLİSİ İÇİN:
>> 1 kg pehlilik et
HAZIRLANIŞI
Pirinç bol tuzlu kaynar suda 30 dakika kadar bekletilir. Pehlilik etin iki tarafına da yoğurt sürülür. Bir tencerede tereyağının yarısı kızdırılır. Yoğurtla terbiye edilen etler kızgın yağda çevire çevire 4-5 dakika kadar mühürlenir. Ardından düdüklü tencereye alınır. Tuzu ve yaklaşık üç bardak su ilave edilip pişmeye bırakılır. Etler iyice yumuşadığında ocaktan alınır. Diğer taraftan, kalan yağ pilav tenceresinde kızdırılır. Yıkanıp süzülen pirinçler beş dakika kadar kavrulur, tuzu ve haşlanmış nohutları ilave edilir. Etlerin haşlama suyu da pilava katılır ve orta ateşte pişmeye bırakılır. Sunum kabına dinlenen pilav alınır. Üzerine etler yerleştirilerek sıcak sıcak servis edilir.