Barış ve huzurun anahtarı

A -
A +

Dile kolay tam 468 günü devirdi. 

 

İsrail’in, Filistin katliamı, soykırımı…

 

18 bini çocuk 50 bine yakın ölü. 10 binin üzerinde kayıp insan.

 

Tek taraflı savaşın bilançosu

 

Ağır oldu Müslüman Gazze halkına…

 

Geride ne kaldı:

 

Acıları yaşayan 100 bin yaralı… Açlıkla, susuzlukla mücadele eden, hayata tutunmaya çalışan insanlar… Harabeye dönüşen Gazze. Yakılan yıkılan camiler, okullar, hastaneler…

 

Bir de:

 

Beşeriyetin yüz karası Netanyahu… Tarihin yüz karası İsrail yönetimi… Silah dâhil her türlü desteği veren ABD… Koşa koşa gidip katili kucaklayan Avrupa, üç maymunu oynayan bazı İslam ülkeleri…

 

Dünden itibaren ateşkes yürürlüğe girdi.

 

Ama… Kalleşlik ihtimali riski yüksek…

 

Netanyahu kana doymadı, güven olmaz.

 

Ne zaman ne yapacağını kimse kestiremez. Nitekim liste bahanesiyle dün de bombaladı. Hem 'ateşkes'i hem Filistinlileri!..

 

     ***

 

Barış umudu belirdi ya!

 

İnsanlıkları akla geldi, birdenbire… Ateşkesten memnuniyetlerini dile getirdiler. Soykırımcıların yalakaları, yandaşları vicdansızlar…

 

Zulmü unuttular, barışsever kesildiler... Suriye’de de aynı yolu izlemişlerdi zaten.

 

ABD ise sahiplenme mutluluğunu yaşadı. Bugün görevi devralacak yeni Başkan Trump… Ateşkesi kendisinin başardığını duyurdu. ‘Büyük ülkenin büyük lideri’ sıfatıyla…

 

Yalanlama da nereden geldi?

 

Gününü dolduran Biden yönetiminden:

 

"HAMAS’ı masaya oturabilmek için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım istedik. O da ağırlığını ve etkisini kullandı.’’

 

     ***

 

Küresel güç liderlerinin yanar-döner olduğu, kalleşliğin kol gezdiği, çıkarların çatıştığı, yorgun düşmüş bir evrende yaşıyoruz...

 

Binbir suratlıları barındıran, bu yorgun evrenin;

 

Taviz vermeyen, ilkelerini ayaklar altına almayan,

 

Masumu, mazlumu, mağduru kucaklayan,

 

Onurlu, gururlu, tek ülkesi var; o da Türkiye…

 

Dik duran, kararlı, her oyunu bozan…

 

Tehditlere boyun eğmeyen bir lideri var;

 

O da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…

 

İşte bu yüzden her masada varız. Uluslararası ve bölgesel meseleleri çözüyoruz. Diplomasinin her inceliğini kullanıyoruz. Kırmadan dökmeden ikna ediyoruz.

 

Bizim olmadığımız masalarda sonuç yok.

 

Ülkemizin barış ve huzurun teminatı olduğunu, istikrar ve güvenin abidesi olduğunu… Türkiye’nin ne kadar büyük olduğunu…

 

İçimizdeki hainler, maşalar, kuklalar algılayabilse!

 

En önemlisi de kadrolu muhalefetimiz fark edebilse…

 

 

KIRILGAN VE HASSAS SÜREÇ

 

 

Terörsüz Türkiye’ye doğru adım adım ilerliyoruz. İlk görüşmelerden olumlu sonuç çıktı. Arkası da gelecek önümüzdeki günlerde. Tarafların pozisyona bir göz atalım isterseniz:

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ihtiyatlı.

 

Devlet aklıyla hareket ediyor.

 

Kamuoyunu da göz ardı etmiyor.

 

MHP lideri Bahçeli dikkatli bir konumda.

 

Asimetrik hareketinin karşılığını bekliyor. Her iki lider de bilgeliğinin doruğunda.

 

DEM heyeti heyecanlı çaba içinde.

 

AK Partili kurmayların güven endeksi ise Sırrı Süreyya Önder’in samimiyeti.

 

İmralı sakini teröristbaşına gelince:

 

Kararlı ve ehil olduğunu ispatlama peşinde.

 

"Lağvedersem ben ederim" bakışına sahip.

 

Devlet güvensizlik riskini muhafaza ediyor.

 

Hiçbir şekilde pazarlık yapılmayacak. Öcalan ve teröristlere af söz konusu değil. DEM heyetine de hassasiyet telkin ediliyor. Sürecin kırılganlığı hatırlatılıyor.

 

 

BULUNMAZ NİMET!


Çok çeşidi var; beyaz, siyah, kırmızı… Yuvarlak, silindir ya da yassı biçimde.

 

Besin değeri çok zengin bir sebze.

 

Helenistik dönemlerden bu yana Sofraların vazgeçilmez bir yiyeceği...

 

Şimdi AK Parti ile CHP’nin tam ortasına düştü. Özel’in, Erdoğan’a karşı savaş malzemesi oldu.

 

Neden bahsediyoruz, tabii ki turptan …

 

Müsebbibi de tutuklanan Beşiktaş Belediye Başkanı… Özgür Özel’in veryansınlara cevaben Erdoğan “Turpun büyüğü heybede…” diyerek! Yolsuzlukların arkasının geleceğini söyledi. CHP’de kıyamet de koptu.

 

     ***

 

Turpun diğer bir adı da “Ağız kokutan”dır…

 

Bir kişinin çekilmez davranışları, bıktıran sözleri, sürekli isteklerini dile getirmek için kullanılır. “Ağız kokusu” deyimi, halk arasında.

 

Erdoğan, bunu da hatırlatmış olabilir. Özel’in son yaptığı çıkışlardan dolayı… Diyelim ki; savaş, pardon seçim yapıldı. Sandıktan yine Erdoğan çıktı. Milletin teveccühüne mazhar oldu.

 

Yine aklımıza gelen bir deyim var:

 

Çok sağlıklı, sağlam kimselerle, rahatı yerinde olanlar için söylenir.

 

"Turp gibi maşallah..."

 

Turp diye geçmeyin bakın nelere kadir…

 

 

LÜZUMSUZ KIYAS

 

 

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre sağlık sistemi çökmüş, perişan hâldeler. Hemşireler yoğunluk nedeniyle hastalara, otopark, koridor ve tuvaletlerde bakıyormuş.

 

Üzerinden güneş batmayan imparatorluk, sağlıkta çağın gerisinde kalmış.

 

Bu ülkede gazetecilik yapan arkadaşım, Ankara’ya göz ameliyatı olmak için gelmişti.

 

Niye ülkeni tercih ettin diye sorduğumda:

 

"Aylarca sıra bekliyorsun, ortam sağlıklı değil. Ameliyat ücreti ise çok yüksek" demişti.

 

Çok şükür ufak tefek aksaklıklara rağmen… Sağlık sistemimiz mükemmel… Sağlık turizminde öncüyüz.

 

Bakan Kemal Memişoğlu boşuna söylemiyor:

 

"Sağlık altyapımızla tüm dünyaya örnek olduk" diye… Üreten sağlık modeli ile birçok yenilik yolda… Önümüzde günlerde birer birer devreye sokulacak. Şehir Hastanelerine direnen müzmin muhaliflere duyurulur.

 

 

ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI

 

 

“Bu sıkıntılı dönemde en çok sabit ve dar gelirliler mağdur oldu. Enflasyon düştükçe bundan sonra yapacağımız ücret artışları daha anlamlı ve kalıcı hâle gelecek... Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını diliyoruz. Çoğu gitti azı kaldı.” (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan)

 

 

 

Akif Bülbül'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.