samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Kesişme noktası

A -
A +

Dünya nereye doğru evriliyor? Türkiye’nin bu dönüşümde pozisyonu nedir? Bugün bu sorulara cevap aramaya çalışacağız...

 

İkinci Dünya Savaşıyla birlikte, dünya iki kutuplu hâle gelmişti.

 

Bir tarafta ABD eksenli bir dünya,

 

Karşı tarafta SSB eksenli başka bir dünya…

 

Savaşlar, siyasi ve ekonomik krizler,

 

Hesapta olmayan birçok olay, durumlar…

 

Yerkürenin düzenini kökten sarstı.

 

Şirazesi bozuldu, şaftı kaydı…

 

Yeni arayışlar gündeme geldi.

 

Çok fazla alternatif senaryo tartışılıyor. Bu senaryolardan hangisi hayata geçecek, Çok yakından bakmak ve takip etmek gerekiyor.

 

Ama kesin olan bir şey var;

 

Çok dinamik bir sürecin içerisine girdik.

 

Belirsizlik ortamının daha da arttığı bir dönemdeyiz.

 

Her şey eskisinden daha önemli hâle geldi.

 

Akla gelmeyecek ülkelerde dahi panik yaşanıyor.

 

Toprakların el değiştirme riski, işgaller…

 

Çok yakında başlayacak olan dijital savaşlar,

 

Asya-Pasifik bölgesindeki bilinmezlikler,

 

Afrika, Amerika kıtasındaki huzursuzluklar

 

Balkanlardaki giderek tırmanan istikrarsızlıklar,

 

Zıt kutuplar arasında sürpriz diyaloglar,

 

Ve de en önemlisi güvenlik, egemenlik riski…

 

Yeni arayışların düğüm rotasını oluşturuyor.

 

     ***

 

Türkiye açısından baktığımızda ise fevkalade bir avantaja sahibiz.

 

Hazırlıklı bir ülkeyiz, risklere karşı… Olağanüstü hareketlere, olası girişimlere karşı…

 

Özellikle savunma sanayindeki gelişmeler,

 

Ordumuzun her türlü teknik imkânla donatılması,

 

Diplomatik girişimlerimizdeki başarılarımız,

 

Uluslararası ve bölgesel meseleleri çözmemiz,

 

Huzura, istikrara katkı sağlamamız,

 

Somali’de, Suriye’de, Libya’da…

 

Dünyanın neresinde olursa olsun…

 

Mağdurlara, mazlumlara kucak açmamız,

 

Haksızlıklara karşı mücadele etmemiz…

 

Çok kutuplu dünya düzeninde vazgeçilmez bir aktör olduğumuzu gösteriyor.

 

Bizi yakından takip eden ülkeler:

 

Tehditlere karşı verdiğimiz mücadeleyi, emperyalistlerin oyunları nasıl bozduğumuzu, egemen güçlerin hesaplarını nasıl altüst ettiğimizi yakından takip ve merak ediyorlar.

 

Biz de yeri geldiğinde tecrübelerimizi anlatıyoruz.

 

Peki başarımızın sırrı ne?

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomatik liderliği, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın olağanüstü gayreti.

 

     ***

 

Hülasa ülkeler ağır bir riskle karşı karşıya...

 

AB ülkeleri "yeni düzende" ne yapacak?

 

ABD’ye boyun eğmemek için…

 

Rusya yayılmacılığına karşı koymak için…

 

Batak ekonomilerini düzeltmek için…

 

Önlerindeki yol haritası belli:

 

Türkiye’ye kucak açmaktan, başka çareleri yok. En kısa zamanda üyeliğe kabul etmek zorundalar…

 

Üyeliğimiz kabul olursa:

 

Birlik içinde özgül ağırlığımız olacak. Kaynaklardan daha fazla yararlanacağız.

 

Bunlara mukabil de:

 

Avrupa’nın güvenliğine, kalkınmasına, ilerlemesine inanılmaz katkılarımız olacak.

 

Ama sıkıntımız birliğin merkez ülkeleriyle…

 

Pek kabullenmek istemiyorlar bizi…

 

Gerekçeleri de komik:

 

Büyük bir Müslüman ülke olmamız…

 

Neden endişe ediyorlar, bu da başka bir muamma…

 

Bunların haricindeki ülkeler bizi bekliyor.

 

Daha önce bizi alsalardı:

 

Belki İngiltere ayrılmayacaktı, Brexit olmayacaktı. Güvenlik problemlerini rahatça çözebileceklerdi.

 

Özetleyecek olursak;

 

Bize verecekleri ile kazanacaklarını mukayese ettiklerinde, kaybettiklerinin daha fazla olduğunu anlayacaklar…

 

Belki en kısa zamanda jest yaparlar; kendi geleceklerini kurtarmak için…

 

Bekleyip göreceğiz…

 

 

ZAMAN KAYBI

 

 

MEB’in 4. sınıf öğrencilerle yaptığı araştırma…

 

Çocuklarımızın içine düştüğü açmazı gözler önüne serdi.

 

Ruhsal bozuklara yol açabilecek ürkütücü bir tablo önümüzde.

 

Ne demek 4 saatini dijital ekran başında geçirmek:

 

Elinden alındığında da bunalıma girmek, mutsuzluğa düşmek, öfkeye kapılmak, dünyanın yükünü çekiyormuş gibi yorgun düşmek…

 

Bu çocuklar nasıl derslerine adapte olacak? Nasıl sosyalleşecek, nasıl hayata hazırlanacak?

 

     ***

 

Sosyal mecralara ilişkin düzenleme yapılacaktı…

 

Yaş sınırı getirilmesi, doğrulama, şifreli giriş gibi…

 

İlgili Bakanlıklar hâlâ bir metin ortaya koyamadı.

 

Ulaştırma Bakanımız Abdülkadir Uraloğlu, Aile Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş,

 

Lütfen bir an evvel bu meseleyi çözün

 

Her kaybedilen gün çocuklarımızın geleceğinden çalıyor.

 

Daha önce de söylemiştik:

 

"Teknoloji büyük bir nimet… Ama… Kullanmasını bilmezsek büyük bir felaket…’’ diye...

 

 

GÜN OLA HARMAN OLA

 

 

Ekrem İmamoğlu hakkında yargı kararını verdi. Yolsuzluk soruşturmasından tutuklandı. Terör soruşturmasında serbest bırakıldı.

CHP, soruşturmaların siyası olduğu gerekçesiyle:

 

Halkı sokak eylemlerine çağırmıştı. Demokrasiye darbe yapıldı diye… Günlerdir teyakkuz hâlindeydi kamuoyu…

 

Tabii akla gelen soru şu:

 

Eğer soruşturma siyasi amaçlı ise, terör suçlamasından niye tutuklanmadı?

 

Demek ki yargı bağımsızmış… Kimselerden talimat almıyormuş…

 

Bakmayın siz, ‘yargıya güven azaldı’ diyenlere…

 

İmamoğlu diplomasının iptali ile birlikte -şimdilik- cumhurbaşkanı adayı olma şansını da kaybetti.

 

Davalardan beraat etse bile.

 

Kurultayın iptal edilme ihtimali de varken…

 

Böylesine kaos ortamı kimin işine yarar?

 

Mansur Yavaş’a mı, Özgür Özel’e mi?

 

Kılıçdaroğlu’na mı ya da piyangodan çıkacak birine mi?..

 

 

 

Akif Bülbül'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.