Bugün sizlere memleketimizde olup bitenleri, bir tiyatro kıvamında aktaralım isterseniz…
Birinci perde:
Ülkemiz üretimde sayılı ülkeler arasında.
Avrupa’da birinci, dünyada beşinci sıradayız.
Çimento ve ham maddesi klinkerde…
Yıllık kapasitemiz klinkerde 68,5 milyon ton,
Çimentoda ise 107,5 milyon ton…
Ham madde sıkıntısı söz konusu değil.
Çimento şirketlerimiz devasa büyüyor.
Başka ülkelerde tesisler satın alıyorlar.
Global bir üretici hâline geldiler.
Deprem bölgesindeki inşaatlar,
Ülke genelindeki yapılaşma…
Gücüne güç katıyor sektörün.
Suriye’nin yeniden inşa edilmesi,
Gazze’nin yeniden imara açılması,
Uluslararası ortak projelerin yapılması…
Sektörün kazancına kazanç katacak.
İkinci perde:
Deprem bölgesinde Malatya’da geçtiğimiz hafta yaşandı.
Bakanın katıldığı koordinasyon toplantısında.
Şikâyetlerin merkezinde beton vardı.
Ana maddesi çimento, kum ve su olan;
Metreküpü 5 bin liradan dökülüyordu inşaatlara.
Piyasa değeri 2 ila 3 bin 500 lira arasındayken…
Bir hesaba göre de 1.850 olması gerekirken…
Bakan Kurum çok sinirlendi, tepkisi sert oldu:
"5 bin TL'ye beton mu olur?”
Bakan Kurum, Vali Seddar Yavuz'a talimat verdi:
"Böyle yerleri hemen mühürleyin, kapatın gitsin…"
Son perde:
Sadede gelince:
Vurgun, soygun rant kapısı olmuş.
Hangi dönemde olursa olsun.
Sistematik şekilde işliyor.
Yeni oyunlarla, hilelerle, tuzaklarla…
Haram parayla servetine servet katanların,
Tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenlerin,
Her geçen gün sayısı çoğalıyor.
Bir örnek üzerinden gittik ama…
Vurgun, soygun, talan, yağma düzenine…
Verebileceğimiz örnek o kadar çok ki:
Gıdadan, giyim kuşama, menkulden gayrimenkule…
Turizmden yeme içmeye, beyaz eşyadan otomotive kadar…
Saymakla bitmeyen bir yelpaze var.
Buna belediyelerdeki alavereleri de kattığınızda,
Rant ekonomisinin büyüklüğünü görebilirsiniz…
CHP’li belediyelerde yaşananlara bakmak bile yeterli…
Eşe dosta peşkeş çekmeler, adam kayırmalar,
Gayrimenkulleri yakınlarına, akrabalarına satmalar,
İhalelerde terör örgütlerine para aktarmalar…
İktidar bunlara fırsat vermemek için çalışıyor.
Her türlü yaptırımı, tedbiri alıyor.
Üzerlerine gidiyor ceza yağdırıyor…
Vergi kaçaklarına fırsat vermiyor… Lakin…
Gözünü hırsı bürümüş bu insanların…
Hiçbir şey umurlarında değil.
Gelsin paralar, gitsin paralar…,
Yaşananlardan da ders almıyorlar.
İtibar, vicdan, merhamet lügatlerinde yok.
Bugünlerde sıkça andığımız Millî Şairimiz Mehmet Akif…
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Defalarca yazdık, yazmaya da devam edeceğiz.
Yılmadan, bıkmadan, usanmadan.
Devletimizin bekası, milletimizin geleceği…
Toplumumuzun varlık sebebi,
Aile kurumunun korunması için…
Ama vahim bir gidişatla karşı karşıyayız:
Tek başına yaşamak arttı.
Doğurganlık hızımız azaldı.
Evlilikler çatırdıyor.
Nüfusumuz ihtiyarlıyor.
Geleneksel değerlerimiz yozlaştırılıyor.
Sapık akımlarla kafalar karıştırıyor…
Küresel güçlerin hedefindeyiz.
Aile kurumunun yıpratılması demek,
Birlik, beraberliğimizin, dirliğimizin,
Huzurumuzun, istikrarımızın, refahımızın…
Toplumsal hafızamızın, benliğimizin,
Elden uçup gitmesi, yok olması demek.
Pusuda yatan emperyalistlerin oyununa gelmeyelim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…
Bu yılı Aile Yılı ilan etti, neden?
Bunların farkında olduğu için…
Devletin bütün kurumları teyakkuz hâlinde.
Ailenin temeli çocuktur, geleceği çocuktur.
Bu yüzden Cumhurbaşkanımız en az 3 çocuk diyor.
Çocuk hassasiyetini dile getirdi yine…
Devlet korumasındaki çocuklarla iftar yemeğinde:
"Sizler, geleceksiniz, bizim ve milletimizin geleceğisiniz. Sizler sadece bizim değil, 85 milyonun da umudusunuz. Işıldayan gözlerinizde geleceğin güçlü, müreffeh, muteber ve muzaffer Türkiye'sinin müjdesini görüyorum.’’
Zaman su gibi akıp gidiyor.
16 yıl önce aramızdan ayrıldı.
25 Mart'ta meşum bir helikopter kazasında.
Suikast mı düzenlenmişti?
Kaza sonrasında kasıt ya da ihmal var mıydı?
Bir türlü ortaya çıkarılamadı.
Ya da açıklığa kavuşturulmak istenmedi.
Kimden bahsediyoruz… Hepinizin bildiği bir isimden…
Ülkücü lider, BBP’nin kurucusu… İdeoloğu Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’ndan…
Genel Başkan Mustafa Destici için de unutulmazdır.
Her sohbetimizde anar, lideri Yazıcıoğlu’nu.
Son sohbetimizde yine gündemdeydi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da anılacak.
Hem de iftar/sahur sofralarında…
Ramazanın son haftası yurdun dört bir yanında.
Ankara, İstanbul, Sivas başta olmak üzere…
Yine sevenleri dua edecek, akın edecek.
Tacettin Dergahı'nın içindeki kabrine…
Ülkücü davanın efsane lideri nurlar içinde yat...
Akif Bülbül'ün önceki yazıları...
Kim olursa olsun: Yürü üstüne üstüne; fırsatçının, ihaleye fesat karıştıranın, suç örgütü mafianın, hırsızın...