Bu daha başlangıç…

A -
A +

İkinci kez göreve gelen Trump ne dedi?

 

“Grönland’ı alacağım.”

 

Sen misin bunu söyleyen…

 

Avrupa ülkeleri kıyameti kopardı.

 

18. Yüzyıldan bu yana hükümran olan…

 

Danimarka’nın yanında hemen saf tuttular.

 

AB ise daha sert tavır sergiledi.

 

İşi asker konuşlandırmaya kadar götürdü.

 

Gelelim esas meseleye;

 

Filistinlileri acımasızca katleden İsrail’in yanındaydınız…

 

Düne kadar âdeta Amerika'nın emir eri gibiydiniz?

 

Netanyahu’yu görmek için çırpınıyordunuz?

 

Soykırımcıyı kucaklama yarışına girmiştiniz!

 

Mesele size yönelik olunca birdenbire çark ettiniz…

 

Oracıkta kahraman kesiliverdiniz, yiğitliğe soyundunuz!

 

Gazze’de 50 bine yakın insan katledildi.

 

Bombalarla ülke yerle bir edildi.

 

Açlık, sefalet kol geziyor… Ama siz oralı olmadınız.

 

Vicdanlarınız sızlamadı, yüreklerinize ateş düşmedi.

 

Bir zamanlar Afrika topraklarını sömüren,

 

Orta Doğu’yu karıştırıp parçalayan,

 

İslam coğrafyasını hallaç pamuğuna çevirenler,

 

Kimlerdi? Siz değil miydiniz, söyleyin bakalım…

 

Şimdi niye ayağa kalktınız, küçük bir toprak parçası için!

 

Ticari savaş da açtı, gümrük vergisi üzerinden…

 

O Trump daha size neler yapacak neler?!.

 

 

GEL TEZKERE GEL

 

 

Özgür Özel, İmamoğlu’nun adaylık yolunu açtı.

 

Mansur Yavaş’a da kırmızı kart göstererek…

 

Bu hareketiyle ne amaçlıyor?

 

Hinlik mi söz konusu, boşboğazlık mı?

 

Borçlu olduğu İmamoğlu’na diyet mi?

 

Parti içi muhalifleri susturmak mı?

 

Kemal Kılıçdaroğlu’na nazire mi?

 

İçinden çıkılması zor bir durum…

 

Çok bilinmeyenli bir denklem sanki…

 

Çözebilene aşk olsun?!

 

     ***

 

Biraz analiz yapalım, sentezle birlikte.

 

Genel merkez hangi yöntemi belirleyecek?

 

Sandıkla mı, mobil iletişimle?

 

Postayla mı, anketle mi, kapı kapı dolaşarak mı?

 

Ya da; Onursal Adıgüzel’in kurduğu ama…

 

Seçim gecesi çöken meşhur sistemle mi?

 

Nasıl yapılırsa yapılsın… Güvenli olacak mı?

 

1 milyon 600 bin üye oy kullanacak mı?

 

Soru üzerine soru… Cevap bekleyen…

 

CHP’li üyeler için İmamoğlu banko sayılır.

 

Yavaş’ın şansı yüzdelere girebilir mi?

 

Mansur Bey’e bir tavsiye de biz verelim:

 

Cindoruk misali, mokasenlerini giymeli…

 

Soluğu Anadolu yollarında almalı.

 

Buralarda kendisine teveccüh varmış ya…

 

Belki yeni üyeler kaydeder.

 

Bazı üyeleri de kafaya alabilir…

 

Neticede oy potansiyelini tırmandırabilir!

 

Son anda adres değişikliği de ihtimal dahilinde…

 

Göz ardı edilemeyecek bir faktör olarak!

 

Şundan hiç şüpheniz olmasın ki;

 

İmamoğlu üyeleri taramaya başlamıştır bile…

 

Bol kepçeden vaatte bulunarak…

 

Cumhurbaşkanlığı hayali ile yatıp kalkıyor.

 

Bir an önce erken seçim yapılsın,

 

Milletin önüne sandık konulsun istiyor…

 

Her fırsatı değerlendiriyor…

 

Sinekten yağ çıkarmaya çalışıyor.

 

Tereyağından kıl çekmeye çabalıyor.

 

Belediyeler Birliği’ni emrine amade etti.

 

İstanbul zaten uhdesinde… Sıkıntı yok.

 

Esmeray’ın şarkısını hatırlarsınız herhâlde:

 

“Gel tezkere gel…”

 

Şu anda İmamoğlu’nun psikolojisi de böyle:

 

“Gel erken seçim gel, evde herkes Külliye'ye hasret…"

 

Kemal Kılıçdaroğlu’na gelince:

 

Adaylık meselesinin öne çıkarılmasına karşı:

 

Pimi çekilmiş bomba gibi partiye zarar vereceğini,

 

Kutuplaşmayı artıracağını erken seçimi gölgeleyeceğini,

 

En önemlisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yarayacağını söylüyor.

 

Bay Kemal’in kırmızı çizgileri, Özgür Bey’in hoşuna gitmiyor.

 

Peki Özgür Bey?

 

Son anda aslanlar gibi “Ben de varım” derse?

 

Veya hatırı sayılır bir babayiğit ortaya çıkarsa...

 

Dengeler altüst olur mu?

 

Nereden bileyim ben?!.

 

 

İŞTE TÜRKİYE GERÇEĞİ…

 

 

6 Şubat’ta ‘asrın felaketi’ depremle sarsıldık.

 

120 bin kilometrelik vatan toprağını kuşatan,

 

11 il, 124 ilçe, 7 bine yakın yerleşimi felç eden…

 

Koklamaya doyamadığımız yavrularımızı,

 

Ellerini öpemediğimiz analarımızı, babalarımızı,

 

Kardeşlerimizi, sevdiklerimizi, dostlarımızı velhasıl…

 

53 bin canımızı yitirdiğimiz o kara günün,

 

Bugün 3. yılına giriyoruz, kederle, üzüntüyle.

 

Dünyanın ekonomik krizde boğuştuğu,

 

Ülkemizin de darboğaza girdiği bu dönemde…

 

İktidar yaraları sarmak için hemen harekete geçti.

 

Geride kalanların hayata yeniden bağlanmaları için,

 

Sıcak bir yuvaya yeniden kavuşmaları için.

 

El âleme muhtaç olmamaları için.

 

Bugüne kadar da 201 bin konut teslim edildi.

 

Yıl sonuna kadar da bu sayı 400 binleri geçecek.

 

Haritadan silinen birçok şehir yeniden inşa edildi.

 

Hayat normale döndürüldü, ekonomi canlandırıldı.

 

Bir başarı hikâyesidir bu:

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde.

 

Çevre Bakanı Murat Kurum’un davetine istinaden…

 

6 Şubat'ta Adıyaman’da olacağız…

 

Yapılanları yerli yerinde göreceğiz.

 

İzlenimlerimizi de size aktarmaya çalışacağız.

 

Allah bir daha yaşatmasın böyle bir acıyı…

 

Bu vesile ile ölenlere tekrar rahmet,

 

Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

 

Allah devletimize, milletimize zeval vermesin…

 

 

ESTETİK NEMALANMA!

 

 

Güzel olan insanlar diğerlerinden farklıymış.

 

Diğerlerine nazaran yüzde 11 daha fazla kazanıyorlarmış.

 

Demek ki estetik ameliyatlarına ilgi bu yüzden…

 

Merdiven altlarında yapılsa bile… Dinen caiz olmasa bile…

 

Tarihe adını yazdıran Napolyon ne demişti?

 

“Para, para, para…”

 

Gezi kalkışmasından tutuklanan Ayşe Barım’ın…

 

Gözdeleri bu yüzden isyan etmiş olabilir!

 

Ekmek teknelerini kurtarmak için.

 

 

 

Akif Bülbül'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.