Büyük Türkiye rüyası…

A -
A +

Merhum Menderes’in rüyasıydı;

 

Büyük Türkiye… Hür, bağımsız, kalkınmış, gelişmiş…

 

Demokrasinin nimetlerini sundu millete. Batının yolunu açtı, Doğudan kopmadan… Bugünün temellerine ilk harcı o koydu.

 

Merhum Demirel’in rüyasıydı;

 

Büyük Türkiye… Gece gündüz demeden çalıştı. Başbakanken, Cumhurbaşkanı iken… Asya ile Avrupa’yı birbirine bağladı. GAP’la kurak topraklara can verdi.  Köprülere, barajlara yollara imza attı. Gurur duyulan birçok eser bıraktı geride…

 

Merhum Turgut Özal’ın rüyasıydı;

 

Büyük Türkiye... Büyük dönüşüm başlattı. Ülkeye çağ atlattı. Her alanda, her konuda… Ülkemizin çağdaş medeniyete erişmesi için… Cesur, köklü reformları devreye soktu. Piyasa ekonomisini yerleştirdi. Türkiye 2000’li yılların başına geldiğinde… Bunlara rağmen büyük eksikleri vardı… Nihayet…

 

Tayyip Erdoğan’ın da rüyasıydı;

 

Büyük Türkiye… Hizmetleriyle halkı kucakladı. Akla hayale gelmez öyle projeler gerçekleştirdi ki; Eğitimden sağlığa, ulaşımdan, şehirciliğe, teknolojik atılımlardan, ihracata kadar… Darbeler döneminin kapanmasından, vesayet sisteminin kırılmasından, bireysel hak ve özgürlüklere kadar… Eski Türkiye’nin izlerini tek tek sildi. Hele hele savunma sanayindeki hamleleri… Yerli ve millî uçaklarımız, gemilerimiz, İHA’lar, SİHA’lar, helikopterler, tanklar… Ülkemiz için bir tarihi dönüm noktasıydı. Sınırlarımızı aştık, imrenilen/kıskanılan ülke olduk. Müttefiklerimiz de düşmanlarımız da şaştı kaldı.

 

Özellikle dış politikadaki başarısı;

 

Egemen güçlerin hesaplarını altüst etti. Diplomasinin inceliklerinden hareketle;

 

Bölgesel ve uluslararası meseleleri çözdü. Savaşan ülkeler arasında aracılık yaptı. Barış ve huzura mihmandarlık etti. Dünya artık Türkiye’den soruluyor… Yer almadığımız masa yok… Oyunları kuran da biziz, oyunları bozan da…

 

Sözün özü;

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle…

 

“Türkiye, Türkiye’den daha büyük...”

 

Büyük Türkiye rüyası…

 

 

BİRİKİM, BEREKET, BECERİ...

 

 

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde tanıtımı yapıldı. Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde.

 

Bereketi, birikimi ve beceriyi simgeleyen "3 B" ile.

 

"Anadolu’dakiler" belgeselinin...

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürüttüğü projeyi Doğuş Holding de paydaş olarak destekledi. Tanıtım öncesinde sergiyi de dolaştık.

 

Buram buran Anadolu kokuyordu;

 

Sanatıyla, sofrasıyla, gelenekleriyle, kültürüyle…

 

Ferit Şahenk duygularını çok güzel anlattı,

 

NTV’de yayınlanacak belgesele yönelik:

 

“Memleket sevdasıyla bu hikâyenin bir parçası olduğumuz için gururluyuz... Doğuş ailesi olarak bu kıymeti yaşatmak, paylaşmak bir iftihar sebebidir.”

 

Bakan Mehmet Fatih Kacır ise projenin amacını şöyle dile getirdi;

 

“Bereketle Anadolu'nun cömert topraklarının ürünlerini, birikimle; mutfak hafızamızı, beceriyle el sanatlarımızı, zanaat ürünlerimizi dünya çapında güçlü markalar hâline getireceğiz.”

 

Birçok proje ve sosyal etkinliğin hamisi…

 

STK’lara öncülük eden Emine Hanım’a gelince…

 

Şehit kanları ile sulanmış, medeniyetlerin merkezi, Anadolu üzerine öyle bir portre çizdi ki;

 

"Toprağımızdaki bereketin, sofralarımızdaki birikimin, kalplerden dökülerek sanata dönüşen el becerilerinin yeniden idrakine varmalıyız. Bu düşüncelerle çıktığımız Anadolu’dakiler yolculuğunu, sadece kültürel mirası koruma hedefiyle sınırlayamayız. Anadolu’dakiler Projesi, Türkiye'nin 2023'le başlayan, 2053 ve hatta 2071'i de kapsayan büyük kalkınma hamlelerinin bir parçasıdır. Anadolu’dakiler, köydeki çiftçinin, kasabadaki esnafın, şehirdeki sanayicinin emeklerini ortak bir hedefte birleştiren ulusal bir seferberliktir. Bu hedef ise coğrafyamızın asırlara dayanan üretim geleneğini dünya pazarlarında hak ettiği yere taşımaktır."

 

 

ENFORMASYON / DEZENFORMASYON

 

 

TRT kamusal yayıncılıkta zirveye ulaştı… Yabancı dillerde kanallar ve dijital yayınlarla… Son örneği de… "Farsça Dijital Haber Platformu.”

 

Tanıtım toplantısından bahsedelim kısaca isterseniz.…

 

İran’ın en güçlü şairi Sadi Şirazi'nin sözünü hatırlattı, İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun…

 

Dezenformasyonla mücadele konusunu işlerken:

 

"Konuşulacak yerde susmak, insan ruhuna eziyettir. Susarsak bu insana, insanın ruhuna zulümdür."

 

Ve devam etti sözlerine;

 

"Ne yazık ki bugün dünyadaki bazı güç merkezleri, hakikati gizlemek, çarpıtmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Batılı medya kuruluşları ve onların arkasındaki güç odakları, küresel adaletsizliği pekiştirmek için bir hakikat krizini ortaya çıkarıyorlar.’’

 

TRT’nin dinamik, yenilikçi Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zayid Sobacı ise TRT’nin faaliyetlerinden övgü ile bahsetti:

 

Dünya nüfusunun yarısına kendi dilleri ile hitap ediyoruz, Batı medyasına güven duyulmadığı bir dönemde… Onların görmezden geldiklerini ekrana taşıyoruz.”

 

İşte Türkiye’nin iletişimde katettiği mesafe:

 

Gerçekleri anlatıyoruz hiç çekinmeden, korkmadan.

 

Yalan yok, riya yok. Dünyanın gözü kulağı olduk.

 

İnandırıcılıkta bir numarayız...

 

 

 

Akif Bülbül'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.