Büyüklükte; Doğu Anadolu’nun üçüncüsü,
Türkiye’nin ise dördüncü şehri Erzurum…
Birçok medeniyeti, kültürü barındıran,
Yakutiye ve Çifte Minareli Medreseleriyle
Ulucami'siyle, kümbetleriyle, kaleleriyle,
Narman Peri Bacalarıyla, Tortum Şelalesi'yle,
Palandöken’iyle, şivesiyle ünlü Erzurum…
Halk âşıklarıyla, sanatçılarıyla, türküleriyle
Candan insanlarıyla meşhur Erzurum…
Yılın 320 günü güneşi eksik olmayan
Millî Mücadele’nin parlayan yıldızı Erzurum…
***
Geçtiğimiz hafta biz de Dadaşlar diyarına konuk olduk.
Millî Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Yusuf Tekin’in davetiyle.
Bu gezimiz aynı zamanda ayrı bir özellik taşıyordu.
Zira, Bakan Bey’in güzide memleketiydi.
Doğup, büyüdüğü Uzundere köyünü de gördük…
İkram üstüne ikramla, sohbet üstüne sohbetle…
Baba ocağında ağırlandık.
Bakanımızın, anne ve babasıyla kucaklaşması…
Hele hele anasını sarıp sarmalaması…
Hepimizi duygulandırdı, bazılarımızın gözleri doldu.
Anadolu’nun fakir, ücra bir köyünden çıkan,
Akademik kariyerini başarı ile tamamlayan,
Eğitim Müsteşarlığı, rektörlük yapan,
Ardından Bakanlığa kadar yükselen…
Müfredat değişikliği ile yeniliklere imza atan,
Öğrencileri, öğretmenleri koruyup kollayan,
Muhalif çevrelerin oyunlarına gelmeyen,
Bıkmadan, usanmadan, korkmadan…
Kararlı şekilde şer odaklarıyla mücadele eden,
Anadolu irfanı ile pişmiş, geleneklerine bağlı,
Cumhurbaşkanımızın eğitim sistemimizi emanet ettiği,
Bir evladın ebeveyni olmak ne kadar gurur verici!
***
İzlenimlerimize sondan başlamıştık.
Şimdi başa dönerek devam edelim…
İlk durağımız Raci Alkır Güzel Sanatlar Lisesi’ydi.
Öğrencilerin minik konseriyle karşılandık.
Bakan Bey ”Bugün Hava Erzurum” türküsünü rica etti.
Türküye eşlik etti, tempo tuttu.
Sebebine gelince;
Merhum sanatçı İbrahim Erkal arkadaşıydı.
Bu türküyü de o meşhur etmişti.
Hemşehrisini anmak içinden gelmişti.
Okuldaki öğretmenler toplantısına da katıldık.
Bu toplantının en büyük özelliği…
Herkesin rahatça düşündüklerini söylediği,
Herkesin rahatça konuştuğu bir platform olması…
Bakan Bey ilk önce sarı zarfların üstündeki isimleri okudu.
Söz konusu üç öğretmen başta olmak üzere herkes telaşlandı…
Acaba kötü bir durum mu vardı?
Nihayet toplantının sonunda sarı zarfların sırrı çözüldü.
Bakan Bey sürpriz yapmıştı öğretmenlere…
Doğum günüydü o gün, üçünün de…
Bakan Bey mektup yazarak tebrik etmişti.
Yaş pasta kesildi, çaylar içildi, ağızlar tatlandı.
Etrafa mutluluk yayıldı.
Bakan Bey’in bu güzel jesti….
Öğretmene verdiği değerin âdeta bir göstergesiydi.
Toplantıdan bir not daha…
Beden dersi öğretmeni hoca hanımdan.
Haftalık ders sayısı 15’ten 8’e düşürülmüştü.
Vicdanen aldığı maaştan rahatsızdı.
Hak etmediğini söyledi.
Bakan Bey sabırlı olmasını telkin ederken...
Aksaklıkların giderilmesi için çalıştıklarını belirtti.
Okulun çalışma atölyelerini de dolaştık.
Birbirinden yetenekli öğrencileri…
Geleceğin sanatçıları şevkli, heyecanlı, gayretliydi.
Bir şeyler yapmanın gururunu yaşıyorlardı.
Dikkatimizi çeken bir konu da…
Yapay zekâ kullanılarak yapılan panolar.
Dünyaca tanınmış ünlü karakterler üzerinden…
İsrail’in saldırısına hedef olan masum çocuklar,
Acılarıyla, çaresizlikleriyle tasvir ediliyordu.
***
Bakan Bey’in hassasiyetlerine de kısaca göz atalım…
Çocuklara ve öğrencilere olan sevgisi müthiş;
“Onları çocuklarım gibi seviyorum.
Beni görünce koşarak sarılıyorlar’’ diyor.
Her karşılaştığı çocuğu kucağına alması,
Öğrencileri şefkatle kucaklaması,
Öğretmenlerle kurduğu diyaloglar,
Fotoğraf karelerine yansıyan pozlar…
Hepsine bir bir tanıklık ettik.
Sevmek de sevilmek de ne kadar güzel…
***
Bize tarihî mekânları, öyle güzel anlattı ki…
Şehir Tanıtma Uzmanı Canan Şimşek.
Ne kadar bilmediğimiz incelikler varmış…
Hepsinden en ince ayrıntısına kadar bilgilendik.
Hele hele Erzurum Kalesi içinde bulunan Mescit…
Âdeta Türklerin Anadolu’ya girişinin nişanesi.
Anadolu’ya girişimiz hep 1071 olarak bilinir.
Oysa bu tarihten önce inşa edilmiş bu mescit.
O dönem için bir kimlik ispatı, “Biz de varız…" demek.
Her bir eserin ayrı bir hikâyesi var.
Çifte Minareli Medrese’nin hikâyesi gibi…
***
Şehirden ayrılmadan son ziyaret yerimiz,
Erzurum Büyükşehir Belediyesiydi.
Belediye Başkanı Mehmet Sekmen…
Başarısına başarı katmaya yönelik…
Yeni dönemin hazırlıklarını ekrana yansıttı.
Özetle kendisine 4 hedef koymuş…
Bu kadim şehri:
Turizm şehri, tarım şehri, kültür şehri…
En önemlisi de sanayi şehri yapmak…
Başkan Sekmen diyeceğini de dedi:
“Sanayisi olmayan şehirler öksüzdür.
Annesi, babası olmayan çocuk gibidir…”
Temennimiz halkın teveccühünü iki kez kazanan…
Sekmen’in hedeflerine kısa sürede ulaşması…
Erzurum’dan şimdilik anlatacaklarımız bu kadar…