HİKÂYEDEN MASALLAR!

40 binden fazla Filistinliyi katleden,

 

Soykırımda Hitler’i geride bırakan,

 

Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren,

 

ABD’nin maşası, Avrupa’nın kuklası

 

Ne derseniz deyin, hiç fark etmez.

 

Dünyanın yüz karası Netanyahu…

 

Vakti zamanı gelince adalete hesap verir.

 

Yargılandığı Uluslararası Ceza Mahkemesinde…

 

Verilen kararı açıklayacaktır, baş yargıç sorar:

 

“Pişman mısın, son sözün nedir?”

 

İnsan kasabı pişkince cevap verir:

 

(Sözüm ona nedamet hissi duymuş gibi…)

 

“Aslında ben böyle bir şey yapmazdım.

 

Ama İblis kanıma girdi, beni parmaklarında oynattı.

 

Benden ne istedi ise hepsini yaptım.

 

Şeytanın kışkırtması yüzünden

 

Hunharca katlettiğim, işkence, eziyet ettiğim,

 

Aç ve susuz bırakarak ölüme terk ettiğim,

 

Binlerce ailenin ocağını söndürdüğüm,

 

Gazzelileri yurtlarından ettiğim için…

 

Filistin halkı ve herkesten özür dilerim.

 

Müslümanların affına sığınırım.  

 

Şeytan beni yoldan çıkardı, canavarlaştırdı.

 

İnsan olmaktan utanıyorum. Allah da inşallah affeder.”

 

Netanyahu daha konuşmasını tamamlamadan…

 

Mahkemede öyle bir rüzgâr eser ki;

 

Kapılar açılır kapanır, pencereler birbirine vurur…

 

Her taraf sarsılır, âdeta deprem olur.

 

Etrafı bir korku, bir telaş sarar ki…

 

Yargıçlar dâhil, hazırun şaşkınlık içindedir.

 

O anı tasvir etmek bile mümkün değildir.

 

Bu esnada birden gaipten bir ses gelir…

 

“Durun, durun… Benim hiçbir suçum yok,

 

Ben ona herhangi bir telkinde bulunmadım.

 

Şöyle yap, böyle yap demedim…

 

Beni günahına ortak etmeyin.

 

Binlerce yıllık şeytanım. 40 yıl düşünsem…

 

Bunun yaptığı canilikler aklıma bile gelmezdi…”

 

Diyeceksiniz ki böyle bir olay mümkün mü?

 

İsrail’in arkasında çok hami var…

 

ABD’si, Avrupası ve daha niceleri…

 

Buna imkân ve fırsat vermezler…

 

Yargılanmasını engellerler…

 

Siz sakın ciddiye almayın anlattıklarımızı…

 

Sadece bir masal olarak kabul edin…

 

Ya da hikâyeden nağmeler…

 

Mümkün olamayacağını biz de biliyoruz

 

Sadece hayal kurduk?!

 

     ***

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel…

 

Bir hafta içinde verdiği pozlarla gündem oldu.

 

İlki Paris Olimpiyatı’ndaydı.

 

Diğeri de yine Paris’te,”İstanbul Evi”nin tanıtımında

 

İlk fotoğraftan bahsedelim önce…

 

Çin’i yenen Filenin Sultanlarını izlerken…

 

Sağlı sollu Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu vardı.

 

Objektiflere bol gülücüklerin yansıdığı enstantanede…

 

Her üçünün de aklından geçen neydi, derseniz...

 

Yarı şaka yarı ciddi söyleyelim hemen!

 

“İkinizi de mat ederim. Siz benim rakibim olamazsınız.

 

Yüksek rakımlı tepeye ben çıkacağım.

 

Boşuna dememişler; ‘Son gülen iyi güler’ diye…

 

İşte o zaman nasıl güleceğimi göreceksiniz!’’

 

İstanbul Evi’ndeki halkla sohbette ise…

 

İmamoğlu’nun yanı sıra…

 

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çevik de vardı.

 

Pozdan sonra espri de yaptı, İmamoğlu’na:

 

“Türkiye için dilek tut…”

 

İmamoğlu’nun dileği belli zaten…

 

Biri hayat arkadaşı… Diğeri de…

 

Ülkenin cumhurbaşkanı olmak…

 

Bu dileğine erişebilmesi için de…

 

Anketlerde öne çıkan Yavaş’a fark atması lazım.

 

İki fotoğraf da Bermuda Şeytan Üçgeni gibi;

 

Bakalım sonuçta kim kimi yiyecek?

 

Vakti zamanı gelince göreceğiz.

 

Verilen bu pozlarda birlik mi, beraberlik mi var?

 

Hinlik mi, cinlik mi söz konusu?!

 

 

 

HİKÂYE DEĞİL GERÇEK

 

 

 

Türk Silahlı Kuvvetlerimizin görevi nedir?

 

Millî Savunma Bakanı’mız Yaşar Paşa’nın deyimi ile:

 

Küresel ve bölgesel kritik gelişmelerin yaşandığı,

 

Güvenlik ortamının her geçen gün karmaşık…

 

Öngörülemez bir hâl aldığı günümüzde;

 

Ülkemizin ve milletimizin bekasını sağlamak,

 

Millî hak ve menfaatlerimizi korumak…

 

Görevlerini üstün bir başarı ile yerine getiriyor.

 

Teknolojik, stratejik ve güç açısından…

 

Dünyanın en itibarlı ordusuna sahibiz.

 

Milletimizin onuru ve gururu TSK…

 

Terörle mücadelede üstün başarılar elde ediyor.

 

Hem sınır içinde, hem sınır ötesinde.

 

Bir yandan da içinde yer aldığımız bölgede;

 

Her an bir yenisinin oluştuğu gerginlikleri,

 

Asimetrik saldırıları yakından takip ediyor.

 

Ona göre strateji belirliyor.

 

     ***

 

Ateş topuna dönen coğrafyamızda…

 

Ülkemiz mükemmel bir istikrar adası.

 

Bölgede gerginliğin arttırılmasına karşı güvenliği,

 

Huzuru, barışı, önde tutan bir politika izliyoruz.

 

Yayılmacı emeller besleyenlere,

 

Kirli plan peşinde koşanlara…

 

Hiçbir şekilde fırsat vermiyoruz.

 

Önlemek için de gerekli kudrete sahibiz.

 

Dostlarımız da, düşmanlarımız da, müttefiklerimiz de…

 

Çok iyi biliyorlar, jeopolitik konumumuzun farkındalar…

 

İlişkilerimizi diplomatik nezaket içinde sürdürürken;

 

Taviz vermiyoruz, başımız dik duruyoruz

 

Dünya barışına, huzuruna katkı veriyoruz.

 

Mağdur, kardeş ülkelere de destek sağlıyoruz.

 

Dünyanın her yerinde, en ücra köşesinde varız.

 

Aranılan ve güven duyulan küresel bir ülkeyiz.

 

Türkiye son 22 yılda bu noktaya nasıl geldi?

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde…