Bugün mübarek Kurban Bayramı’nın ikinci günü.
Allah kurban kesenlerin hayrını,
Kesemeyenlerin de dualarını kabul etsin.
Bu vesile ile kısa bir ufuk turu yapalım birlikte…
Özellikle Müslüman coğrafyasını dikkate alarak.
Mesela;
Avrupa’da baş gösteren İslamofobi…
Her geçen gün ‘hırçınlaşarak’ tırmanış gösteriyor.
Hitler’in, ‘Nazi Almanya’sını aratmayan;
Kundaklamaların, katliamların önü alınamıyor.
Bu da yetmiyormuş gibi;
Yapılan seçimleri göçmen, yabancı düşmanı,
Aşırı sağ partiler, diğerlerine fark atarak kazanıyor.
Gidişat daha da vahim hâl alıyor…
Mesela;
37 binden fazla Filistinlinin, ‘hunharca’ katledildiği Gazze…
Soykırımcı Netanyahu’ya kimse söz geçiremiyor.
Ateşkes girişimlerine rağmen çoluk çocuk demeden,
Gözü dönmüş katil, ‘sürekli’ bomba yağdırıyor.
Mesela;
Afrika ve Asya’daki diğer Müslüman topluluklar…
Açlık, sefalet ve zulmün gölgesinde…
Türkiye’den başka kucak açan ülke yok.
Zengin Müslüman ülkeler vurdumduymaz…
Birlik-beraberlik, kardeşlik, yardımlaşma…
Dinî değerlere bağlılıkları buharlaşmış…
Egemen güçlerin oyuncağı hâline gelmişler…
Ezcümle;
Kutuplaştırmayı maharet sayan…
Küresel düzenin sahipleri, sorunları çözemiyor artık,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başını çektiği,
Yeni arayışlar yerkürenin eksenini sarsıyor…
BM başta olmak üzere uluslararası kurumların,
Çağın şartlarına göre yeniden yapılandırılması,
Doğu-Batı dengesini bozan ittifaklar,
ABD ve Avrupa’yı ikinci plana atan,
Çin, Rusya, Türkiye gibi ülkeleri ön plana çıkaran…
Ekonomide yeni denge hesapları…
Önümüzdeki günler birçok olaya gebe…
Hepsini yaşayıp göreceğiz inşallah…
Erdoğan ile Bahçeli’nin liderliğinde…
Mayası çok sağlam bir ittifak, Cumhur İttifakı.
Son karşılıklı açıklamaları dikkate aldığınızda.
Sakın ‘İpler koptu’ diye düşünmeyin...
Geleceğe odaklanmış, “Her şey millet için” diyen,
AK Parti de, MHP tabanı da buna izin vermez.
Devlet Bey’in yaptığı gibi…
Zaman zaman ufak serzenişler olması da normal.
Her şeyin açıkça dile getirilmesi,
Gizli saklı bir şey kalmaması…
İttifakın zeminini daha da güçlendiriyor…
CHP başta olmak üzere araya fitne sokmaya çalışanlar…
Boşuna hayal kurmasınlar, ‘olmayacak dua’ya âmin demesinler.
Onlara buradan ekmek çıkmaz…
Türkiye’nin kaderine ortak olan iki lider…
Rotadan şaşmadan emin adımlarla ilerleyecektir.
Peki bu kanıya nereden vardık?
Bahçeli’nin;
“Kalbimizde Allah inancı, kaderimizde millet iradesi, kavlimizde vatan sevdası, yanımızda mazlum gönüllerin duası, arkamızda şehitlerimizin hatırası, önümüzde ülkülerimizin aydınlığı, özümüzde İ’la-yi Kelimetullah’ın aşkı, ömrümüzde Lider Ülke Türkiye’nin hayaliyle aralıksız yürüyor, mücadelemizi amansız şekilde yürütüyoruz. Her şey Türkiye için diyoruz” açıklamasından…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da şu sözlerinden dolayı:
“Biz Cumhur İttifakı olarak aynı duruşumuzu, aynı dayanışmamızı devam ettireceğiz. Şunu da söyleyeyim, Cumhur İttifakı bir 'Altılı Masa' değildir. 'Altılı Masa'nın içinde yer alanlar, bildiklerini okusunlar.”
‘Hem nalına hem mıhına vurmak’ diye…
Güzel bir terim vardır, Türkçemizde…
Tutarsızlığı sergileyen benzetmedir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel…
Tam bu pozisyonda konumlandırıyor, kendini.
Bir yandan;
‘Siyasette yumuşama, diyalog’ diyor,
İktidarın kapısını çalıyor…
Erdoğan ile 2 defa görüşme yapıyor…
3’üncü defa bir araya gelme ihtimali de KKTC’de…
Bir taraftan da;
Cumhur İttifakı'nı, iktidarı yerden yere vuruyor.
Yumuşamayı devre dışı bırakacak çabaya giriyor.
Örnek mi? İşte size birkaç örnek…
Erdoğan’a ekonomik sıkıntıları anlattı.
Çiftçinin, emeklilerin, dar gelirlilerin…
Ardından meydanlarda, iktidarı yerden yere vurdu.
MHP lideri Bahçeli’yi "Türkiye İttifakı"na çağırdı…
Ardından “Suçunuza ortak olmayız” dedi.
Bir örnek daha;
Yumuşamayı, teröristleri tahliye etmeye bağladı.
Bu durumdan Cumhurbaşkanı çok rahatsız…
İtalya dönüşünde açık açık dile getirdi:
İstanbul’da yaptığı son açıklamayı kastederek:
“Eğer bu iade-i ziyaretimizi CHP'nin başındaki arkadaş hazmedebilseydi,
bu tür bir açıklamayı yapmaya gerek duymazdı...”
Sözlerimize son noktayı koyalım;
“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!" diyerek…
Üniversite sınavında yakalanmıştı.
Bir öğrenci ‘yapay zekâ ile’ kopya çekerken.
Bunu vesile bilen uzmanlar hemen harekete geçti.
Öğrencinin yarım bıraktığı işi tamamladı.
Sözel sorular soruldu, cevapları arandı.
Öğrencilerden çok terleyen yapay zekâ;
Ancak düşük puanla başarabildi bu sınavı.
İki üniversitenin birkaç bölümüne yerleşebildi.
Önceki gün de bir televizyon kanalında izledim.
Matematik sorularını cevaplaması istendi.
Sonuç fiyasko… Birkaç soruyu bilebildi.
Ortalamanın çok altında kaldı.
Bir güven bunalımı ile karşı karşıyayız…
Yaptığı her işlem doğru mu?
Büyük yanılgılara yol açabilir mi?
Tehlikeli bir kavşağa girmek üzereyiz…
Felaketlere yol açabilecek.
Algı operasyonlarına müsait…
Bilim dünyasını hüsrana uğratabilir…
Kötülükleri, iyiliğini geride bırakabilir…
Sorun çözerken sorun olabilir.
Aman dikkat!..