İKİ DEVLET/ORTAK KADER

A -
A +

15 Kasım siyasi tarih açısından önemli bir dönüm noktası. İki devletin ortak kaderinin olduğu bir gündür.

 

Bu tarihte;

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)  41 yıl önce, Filistin Bağımsız Devleti de 36 yıl önce kuruldu.

 

1571 yılında Osmanlı hâkimiyetine geçen, Anadolu’dan göç eden Türklerin yaşadığı Kıbrıs’ta…

 

Rumların yaptığı katliam ve zulüm ancak 1974 yılında Barış Harekâtımız ile sonlandırıldı.

 

Tabii ki Rumların arkasında Yunanistan ve Avrupa ülkeleri vardı.

 

Hâlâ da siyasi, askerî konularda yardımlarını sürdürüyorlar. İngilizlerin üssü var, ABD’liler üs istiyor.

 

Peki dünya tanıdı mı KKTC’yi?

 

Hayır… Öyle bir lüksleri olmadı ama…

 

Ne yaptılar?

 

Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları için, Afrika açılımını baltalamak için…

 

Hemen Rum kesimini AB’ye aldılar…

 

Hem de ‘Kıbrıs Devleti’ sıfatıyla…

 

KKTC’yi görmezden gelerek!

 

Üç maymunu oynayarak.

 

Burada bir parantez açalım: Ama nafile, boşuna gayret ediyorlar…

 

Yavru vatanın hakkını kimselere yedirmeyiz.

 

O enerji yataklarını peşkeş çektirmeyiz.

 

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hamleleri, hesaplarını altüst etti, dengelerini bozdu.

 

Bununla da yetinmiyor Türkiye…

 

Her daim Kıbrıs Türklerinin yanında.

 

Maddi-manevi her desteği veriyor.

 

Savunmadan ekonomiye kadar…

 

İlelebet ayakta kalması için KKTC’nin.

 

Parantezi kapatalım kaldığımız yerden devam edelim:

 

Bugüne kadar yavru vatanı tanımadılar.

 

Hem anlı şanlı demokrasi havarisi kesilen ülkeler, hem de BM gibi uluslararası kuruluşlar…

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel hassasiyeti,

 

Türkiye ve Türk Devletleri teşkilatı haricinde…

 

Vakti zamanı gelince;

 

Mutlaka tarih bunun hesabını soracaktır.

 

Bundan hiç kimse şüphe etmesin.

 

Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır.

 

Bir parça toprağının bile alınmasına izin vermeyiz.

 

Bizim ana davamızdır.

 

     ***

 

Filistin devletine gelince;

 

Gazzeliler de zulüm altında inliyor. Katil Netanyahu kan içmeye doymadı. 409 gündür süren saldırılarda

 

Hunharca katledilenlerin sayısı 44 binlere ulaştı.

 

Çoluk-çocuk, kadın ağırlıklı.

 

Her an ölüm korkusu yaşayanlar ise aç, susuz, evsiz barksız, perişan…

 

Yakınlarını kaybedenlerin gözyaşları sel olup akıyor.

 

Filistin Devleti KKTC’ye göre biraz şanslı gibi. En azından 140’tan fazla ülke tanıdı…

 

ABD’nin silah yardımını esirgemediği, Avrupa’nın, uluslararası kurumların karşısında el pençe durduğu bu ülkeye karşı…

 

BM yapmacık da olsa, bir şeyler yapmaya çalışıyor.

 

Arap/İslam ülkeleri hem var hem yok!

 

Tek sahip çıkan ülke yine Türkiye…

 

Orta Doğu’da barışın sağlanması için her diplomatik fırsatı değerlendiriyor.

 

“Ben savaşı bitireceğim” diyen…

 

ABD’nin yeni Başkanı Trump…

 

Ümit bağlanacak bir devlet başkanı değil…

 

Göz boyamak için ortaya karışık pizza sunacak. Ama hep Yahudi yönetimini kucaklayacak. Yine bildiğini yapacak, değişen bir şey olmayacak. Ateşkes adı altında Lübnan’ı bombaladığı gibi…

 

Birkaç örnek daha verelim isterseniz:

 

Terör örgütüne silah yardımının ötesinde… Suriye Deyrizor’da terör kulesi kurduruyor. Kabinesine de Türk/Türkiye düşmanlarını dolduruyor.

 

AB’nin bölge/ülkemiz üzerindeki hesapları da başka… Ege ve Akdeniz’de ‘Mekânsal Deniz Planlaması’ peşinde…

 

Batının doğuya bakışında bir değişiklik olmasa da... Öyle ya da böyle bu devran sona erecek.

 

Siyasi tarihteki “kötüler” sayfasındaki yerini alacak.

 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın dediği gibi:

 

Filistin meselesi dış politikamızın temel taşı…

 

Sözün kısası;

 

Zulüm cezasız kalmaz. Allah daima mazlumları, masumları gözetir... Zalimlerin her yaptığından haberdardır.

 

Zulüm, zalim için kıyamet gününde zifirî karanlık olacaktır.

 

Yazımızın girişinde neden ortak kader dedik…

 

Şimdi anladınız değil mi!..

 

 

 

 

SEÇ BEĞEN AL

 

 

Geçen haftanın gündeminden derledik sizin için. Bakalım beğenecek misiniz?

 

-Asgari ücret 30 binin altında olursa biz yokuz. (CHP yönetimi)

 

"Asgari ücrete vergi mi getirelim, siz onu mu istiyorsunuz?” (Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek)

 

-Hiçbir belediye başkanımın veremeyeceği bir hesap yoktur. (CHP Genel Başkanı Özgür Özel)

 

-Kamunun hakkını hoyratça kullananlardan, yandaşlarına sermaye edenlerden hesabını sorarız." (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan)

 

 

 

 

ENDAZE

 

 

Anketlere güven çok tartışmalı bir konu… İşimize gelirse inanıyoruz. İşimize gelmezse transit geçiyoruz.

 

Siyasi partilerin de en büyük derdi:

 

Kamuoyu yoklamaları…

 

Yerel seçimde birinci parti oldu CHP…

 

Aylardır da liderliğini korudu.

 

Lakin son yapılan iki ankette ikinciliğe düştü.

 

22 yıldır liderliğini koruyan AK Parti… Zirvedeki yerini yeniden aldı… Az bir puan farkıyla.

 

Asgari ücret zammının beklentileri karşılaması, emeklilere iyi bir artış verilmesi, piyasaların kontrol altına alınması, enflasyona dizgin vurulması hâlinde…

 

AK Parti eski görkemli gücüne kavuşacaktır.

 

Ekonomik göstergeler bu işareti veriyor.

 

CHP sürekli kamuoyu anketi yaptırıyor.

 

Çok sayıda anket firmasına abone.

 

AK Parti ise bugüne kadar resmî bir anket açıklamasını yapmadı.

 

Parti kurmayları değişimle birlikte oy oranının da arttığını, ilerleyen zamanda da bunun fark edileceğini dile getiriyor.

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcı Hamza Dağ ise farklı bir yaklaşım sergiliyor anketlere yönelik...

 

Onun ölçütü TÜİK’in Tüketici Güven Endeksi!

 

AK Parti’nin oy artışının bir göstergesiymiş bu.

 

Bakın ne diyor Hamza Dağ:

 

“Şu anda birinci partiyiz. 2020 seçimine girdiğimizde endeks yüzde 91’idi. Üç ay öncesine kadar 70’lere kadar düşmüştü. Şimdi ise 80’lere geldi. Muhalefet endekste sadece enflasyona bakıyor.”

 

İnşallah;

 

Ekonomik göstergeler daha da iyiye gider.

 

Toplum olarak derin bir nefes alırız.

 

Kötü günler geride kalır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.