Tarihî mukaddime

A -
A +

Tarihe odaklanmak, tarih olmak, tarih yazmak,

 

Tarihî kavşak, tarihin tozlu rafları, tarihin kara defteri,

 

Tarihin kör noktası, tarihin derin koridorları,

 

Tarihten feyiz almak, tarihin çöplüğüne gömülmek,

 

Tarihî yenilgi, tarihî başarı, tarihî pişmanlık,

 

Tarihî imza, tarihten bir yaprak, tarihe yön vermek,

 

Yalan tarih, gerçek tarih, resmî tarih, gayriresmî tarih,

 

Tarihe damga vurmak, tarihten silinmek, fi tarihinde,

 

Tarihi değiştirmek, tarihî reform, tarihî darbe…

 

Tarihî binalar, tarihî meydanlar, tarihî eserler,

 

Tarihin doğru tarafında durmak, tarihin yanlış tarafında yer almak…

 

Tarihle ilgili o kadar terim, atasözü, deyim var ki…

 

Bir derya bir deniz, yazmakla tükenmez.

 

Biz de “tarihin izinden” gidelim dedik.

 

“Tarihî bir olay”a burada mim koyalım istedik.

 

‘Sebebi ne?’ diyorsanız hemen anlatalım.

 

Devlet Bahçeli sürpriz bir “tarihî çıkış”la;

 

“Tarihî karar” alıp “tarihî çağrı”da bulundu:

 

“Terörsüz Türkiye” için, teröristlerin silahlarını bırakması için…

 

PKK elebaşı Öcalan ile DEM’i “tarihî görev”e davet etti.

 

DEM heyeti İmralı’ya gitti, “Teröristbaşı’’nı ziyaret etti.

 

Sonrasında… Siyasi partilerle temaslara geçildi.

 

DEM’in kapısına gittiği ilk parti de MHP oldu.

 

"Kardeşlik projesi"nin mimari Bahçeli ile “tarihî görüşme”, “tarihî bir günde” yapılarak “tarihi kayıtlara” geçti.

 

Geriye ne kaldı herkese:

 

“Tarihe tanıklık etmek” ve “tarihe not düşmek”…

 

 

HİZMETTE SINIR YOK!

 

 

CHP’li belediyelerde son sürat devam ediyor; Eş dost atamaları, çifte maaş uygulamaları, adam kayırmalar, liyakatsizlikler, torpiller, emekleri ile geçinen işçileri kapıya koymalar, ihaleleri belli adreslere teslim etmeler…

 

Son örneği de Ankara Büyükşehir’de yaşandı.

 

34 bürokrat çifte maaş alıyormuş.

 

CHP’li başkanları niye eleştiriyoruz?

 

Aksine, teşvik edelim, moral verelim.

 

Onlar iyilik yapmak için çabalıyorlar, bürokratlarına:

 

Hayat pahalılığı altında ezilmesinler diye,

 

Çoluk çocuğu kimseye muhtaç olmasın diye,

 

Evlerinde huzur, mutluluk, bereket olsun diye…

 

Keşke ellerinden gelenin daha fazlasını yapsalar?!.

 

“SGK borçlarını niye ödemiyorlar?” diyenlere bir çift sözümüz var:

 

Onlar halka hizmet verebilmek için borçlarını sallıyorlar!

 

Bunun altında kötü niyet aramayın sakın!

 

Belediye otobüslerinin kazaya karışması,

 

Eskidikleri, arızalandıkları için değil…

 

Tamir işi CHP’li isimlere verildiği için değil…

 

Kaza geliyorum demez ya işte ondan?!

 

Asfaltların, yolların bozuk olması,

 

Açılan çukurların kapatılmaması, ölümlerin artması

 

İhmalden değil, yeniden yapıldıkları için değil…

 

Tabiat şartlarının bir gereği yıpranıyorlar…

 

Yağmurdan, çamurdan, arabalardan dolayı!

 

Park ve bahçeler güzelleştiriliyor, kötü oldukları için değil…

 

Göz boyama makyajlarla daha çekici hâle getirmek için!

 

Dahası da olabilir, müteahhitlere ödeme yapmayabilirler.

 

Kültürel ve sosyal faaliyetlere aktarmak için.

 

Halkımızın sanatçıları yakından tanıması için.

 

Fakir fukaraya, süt, et, ekmek dağıtmak için.

 

Gördünüz mü? Her şey halkın mutluğu ve huzuru için…

 

Taltif edilmeyi hak ediyorlar, yararlı işler yaptıkları için…

 

SGK’ya borç ödeme halka ver, ne âlâ?!.

 

Bir nevi "Modern Robin Hood" uygulaması...

 

Kalıcı eserlere imza atmaya gerek yok.

 

İleride anılsanız, anılmasanız ne değişir ki?!.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri ile bu faslı kapatalım:

 

CHP için bakın ne dedi hafta sonu Samsun’dan seslenirken:

 

"Yolsuzluk, hırsızlık arıyorsanız kendinizi fazla yormayın, şişirilmiş konser faturalarına bakın, balya balya dolarlarla yapılan para kulelerine bakın…’’

 

 

 

 

BOL KESEDEN…

 

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel vadetti,

 

Kars’ta vatandaşlara hitap ederken:

 

"Kışın doğuda doğalgazı yarı fiyatına vereceğim…"

 

Sayın Özel unuttu galiba:

 

Devletin yüzde 60 sübvansiyon yaptığını,

 

Fakir ailelere maddi destek verildiğini…

 

"Gaz vereyim" derken "gaza gelmek" bu olsa gerek?!.

 

 

FERDİ BABANIN ARDINDAN

 

 

Gençlik yıllarımızın sembolüydü.

 

Acılarımızı onun şarkılarıyla hafifletmiştik.

 

Mutluluğumuzu onun ezgileriyle paylaşmıştık.

 

Ezikliğimizi, onun şarkıları ile gidermiştik.

 

Filmlerinde bizi anlatıyordu  koşa koşa gitmiştik.

 

Mütevazı, sakin, hoşsohbet bir insandı ama…

 

Vakti zamanı geldi, Hakk’a teslim oldu.

 

Eserleri bu fâni dünyada yankılanırken,

 

O da ebedî âlemde huzur bulur inşallah.

 

Bir şarkısında ne demişti… Yıldızlar da kayar…

 

O da kaydı gitti: Hem de "ışığı sönmeyen bir yıldız" olarak…

 

 

BİNDİRMECE BİLMECE

 

 

Bir ayakkabı alana yüzde 15 indirim…

 

İkincisini alana yüzde 50 indirim…

 

İndirimsiz fiyatı 4 bin lira olduğuna göre;

 

İki çift aldığınızda kaç lira ödersiniz?

 

***

 

Bir markette iki farklı etiket var.

 

Bir rafta kilosu 39 lira mandalinanın.

 

Diğer rafta ise 79 lira.

 

Peki ikisinin arasındaki fark ne?

 

Merak ediyorsanız şaşırtıcı cevaplar haftaya…

 

 

 

Akif Bülbül'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe 6 Ocak 2025 17:27

Şeyh-i Ekber der ki: “...Zıtlar birbirine o kadar yakındır ki bir kere buluşabilseler bir daha ayrılmazlar...” (Necip Fazıl)