Yavru Vatan bizim canımız, kanımız, göz bebeğimiz. Onu kimselere yem ettirmeyiz. Koruruz, kollarız gereken her şeyi fazlasıyla yaparız.
AB’nin gevşekliği, Amerika’nın, İngiltere’nin garip tutumu, İsrail’in sinsice el uzatma hamleleri, özellikle de Yunanistan’ın efelenmesi, Rum kesiminin sözde kahramanlığı bize sökmez!..
EOKA’nın kanlı eyleminin yıl dönümünde…
Yapılan küstahlıkların, ahmaklıkların, sapkınlıkların…
Bizi yıldırmasını bekleyenler havasını alır.
Grek ruhundan nasiplenmemiş,
Türk düşmanlığından beslenen,
Egemen güçlerin kuklası hâline gelen,
Yunanistan da, Güney Kıbrıs Rum yönetimi de…
Havanda su dövmeyi bırakmalı, gerçekleri görmeli…
Kıbrıs Türklerinin güvenliğini, barış ve istikrar ortamını tehdit eden hiçbir faaliyete izin vermeyiz.
Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını peşkeş çektirmeyiz.
Ege’deki haklarımızdan taviz vermeyiz.
“Deniz Mekânsal Planlaması” safsatasını kale almayız.
Garantörlük haklarımızı kullanırız.
***
AB’nin teşviki ile Rum kesiminde temsilcilik açan, sıkıştığı zaman kardeş Türkiye’ye koşan…
Bazı Türk Cumhuriyetlerine de seslenmek isterim.
Amacınız nedir? Tehditlere mi boyun eğiyorsunuz?
Yoksa yardım vaatlerine mi kanıyorsunuz?
Kardeşlikle kalleşlik arasındaki ayrımı gözetin.
Hemen KKTC’de de temsilcilik açın.
Kıbrıs Türklerini tanıyıp hatanızı telafi edin.
Dost görünümlü ülkelerin tuzağına düşmeyin.
Yunanistan örneğinde olduğu gibi…
Türkiye’ye karşı hem dostane davranış sergilerler.
Hem arkamızdan da her türlü pisliği çevirirler?!
Tarihimiz bunun örnekleri ile dolu…
***
Başörtüsü üzerinden KKTC’yi karıştıranlar…
Amacınız nedir? Neden gayretkeşlik yapıyorsunuz?
Cumhurbaşkanlığı seçimini mi baltalamak istiyorsunuz?
Pusuya yatan ülkelerin ekmeğine yağ sürmeyin.
Bu açmazdan bir an evvel çıkın, fabrika ayarlarınıza dönün.
7 düvele karşı birlik beraberlik zamanı…
Bunu da buradan hatırlatmış olalım…
Halka hizmet götürmekte zorlanıyorlar, çalışanlara maaş ödeyemiyorlar, SGK’ya borçları aldı başını gidiyor, ne bulurlarsa satıyorlar; arsa, bina, tesis.
O kadar suç türü ile karşı karşılar ki;
Usulsüzlükler, irtikap, rüşvet, çete suçlamaları, teröre destek sağlandığına ilişkin iddialar diz boyu!
Hapishaneler komşu kapısı oldu.
Başkanlar pürmelal, belediyeler tarumar…
***
Özgür Özel meydanlarda…
Farklı bir dünya çizme peşinde.
Gerçekleri örtbas etme derdinde.
İktidarın komplosu olduğunu söylüyor.
Şapka takıyor, traktöre biniyor.
Kent mitingleri düzenliyor.
Halkı ikna etmeye çabalıyor.
Belediye başkanlarına, bürokratlarına…
Yandaş iş adamlarına toz kondurmuyor.
***
Ağzı olan konuşuyor, aklına geleni söylüyor.
İktidara, yargıya atıp tutmada sınır yok.
Utanma hak getire, hırs, kin ön plana çıktı.
Fazlaca teferruata girmeyelim.
Bir dörtlükle noktalayalım konuyu…
Siz ne demek istediğimizi anlarsınız.
Bayrak Şairi Arif Nihat Asya’dan rubai ile.
İnsanları tasvir ederken… Hatırlatma yaparak;
“İnsan var, öfkeyle hıncından ölür;
İnsan var, yılların basıncından ölür…
Bir gün bakamaz kızarmadan çevresine:
Ey gökyüzü, insan var, utancından ölür!’’
***
İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra Zeydan Karalar başkan vekili oldu, Belediyeler Birliğinde…
İlk verdiği bir röportajda diyor ki:
“Biz iş yapınca halk kimden geldiğine bakmıyor. Tayyip Bey’e dua ediyor.”
Karalar sitem ediyor ama… İtiraf da ediyor farkında olmadan.
Erdoğan’ın halkın gönlüne girdiğini… Devletle Cumhurbaşkanının eş tutulduğunu…
Sizler bu satırları okuduğunuz sırada, biz de Japonya yolunda olacağız.
Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat’la birlikte.
World EXPO-2025 fuarına katılmak üzere…
Osaka kentinde düzenlenen ve büyük ilgi gören…
165 ülkenin katıldığı fuarda ülkemiz;
“Medeniyetlerin Altın Çağı” temasıyla temsil ediliyor.
25 milyon ziyaretçinin beklendiğini düşünürsek...
Büyük bir imkân ve fırsatı yakalamış olacağız.
Bu arada Türk Millî Günü etkinliği kapsamında…
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını da kutlayacağız.
Pavyonumuzun tasarımı da özel olarak planlandı.
Anadolu’daki kadim medeniyetlerin yanı sıra, Orta Asya’dan bu yana taşıdığımız…
Yeniden dirilişi, yeniden doğuşu, toprağın uyandığını,
Aydınlığın karanlığa galip geldiğini dile getiren “Kün-Ay” sembolünden de esinlenilerek…
Kültürel ve sanat gösterileri de yapacağız, amacımız;
Geleceğin toplumunu birlikte inşa etme fikrini sahneye taşımak.
Türk mutfağının eşsiz lezzetlerini de tanıtacağız.
Bakan Bolat’ın fuarla ilgili değerlendirmesine gelince:
“Türk ürünlerini Japon pazarında tanıtmak ve iki ülke arasındaki mevcut iyi ilişkileri daha ileri seviyeye taşımak adına Expo 2025 Osaka’yı bir kaldıraç olarak görüyoruz. Bu tür etkinlikler, stratejik ortaklığımızı derinleştirmek ve ekonomik ilişkilerimizi daha ileriye taşımak için çok önemli fırsatlar sağlarken, küresel düzeyde sürdürülebilir kalkınma ve dünya barışının tesisi gibi uluslararası meselelerde ortak hareket etme kararlılıklarını da güçlendirmektedir.”
Nasip olursa izlenimlerimizi haftaya aktarmak ümidiyle.
Akif Bülbül'ün önceki yazıları...