Toplumumuzun her kesimi merak içinde.
Asgari ücret ne olacak?
Emekliler ne kadar zam alacak?
Kamu çalışanlarına artış nasıl yansıyacak?
Belirlenmesine sayılı günler kaldı ama…
Herkes tahmin yapıyor;
Oranlar birbiriyle yarışıyor,
Rakamlar havada uçuşuyor
Kimileri üzülüyor, kimileri ümitleniyor.
Oysa çalışanın da emeklinin de isteği belli:
Kimseye muhtaç olmadan,
El âleme avuç açmadan,
Çoluğunu çocuğunu mağdur etmeden…
Ailesinin geçimini sağlamak,
Hayatını idame ettirmek…
Kısacası geleceğe ümitle bakmak!
Peki bu mümkün mü?
Dar gelirlileri her zaman düşünen,
Fakire, fukaraya kucak açan,
Mağdurları, mazlumları kollayan,
Haksızlığa boyun eğmeyen,
Ömrünü millete adayan…
Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Mutlaka bir orta yol bulacak,
85 milyonu sevindirecektir.
Herkesin yüzünü güldürecektir.
Tabii ki;
Toparlanma, iyileşme işareti veren
Ekonomik gelişmeleri de baz alarak...
Temennimiz bu…
Konya’dan çıkıp, İstanbul’a uzanan yolculuk;
Siyasal Bilimler Fakültesinden mezuniyet…
22 yaşında mülki idare adaylığı, kaymakamlık…
Ardından valilik yılları ve de kabinede görev…
Bu arada iki bakanlıkta bürokratlık dönemi.
Peki kimden bahsediyoruz?
İçişleri Bakan Ali Yerlikaya’dan…,
Sohbetimizden izlenimleri aktaralım sizlere.
18 aydır bakanlık koltuğunda oturuyor.
623 bin çalışanı olan dev bir teşkilatı yönetiyor.
Polisinden jandarmasına, sivil çalışanına kadar…
Hiç de kolay değil;
783 bin kilometrekare kara vatanda,
470 bin kilometrekare deniz vatanda…
Şehit kanı ile sulanmış Anadolu topraklarında…
Devletin, milletin güvenliğini sağlamak,
Halkın canını/malını, huzurunu korumak,
Hiç kolay değil;
Hain/bölücülerle, organize suç örgütleriyle,
Uyuşturucu taciri, insan kaçakçısı, katillerle,
Hırsız, soysuz, dolandırıcılarla, sapkınlarla…
Dişini tırnağına takarak mücadele etmek.
Nasıl baş ediyor?
Gece gündüz demeden sonsuz bir gayret,
Hepsinin üstesinden gelen üstün bir tecrübeyle.
Kendi de şaşıyormuş bazen olağanüstü temposuna.
Teşkilatının görev alanını içtenlikle tanımlıyor:
“Hayırda yarışıyoruz. Hayrın da en büyüğü huzur ve güvendir.”
Teşkilatın başarını üç kriter ile özetliyor:
“Suçu önle, suçluyu yakala, adalete teslim et!”
“Başımızın en büyük belası” dediği insan kaçakçılığı ile ilgili…
Atina’da, mevkidaşı ile yaptığı görüşmeden bir anekdotla:
İnsan kaçakçılarına verilen cezayı;
8 yıla çıkardığımızı, varlıklarına el koyduğumuzu…
Övünerek anlatmış Yunan Bakan'a ama…
Yunan Bakan da;
“Bizde cezalar 15 yıldan başlıyor” deyince…
Boşuna övündüğünü düşünmüş.
Bizdeki cezaların yetersiz kaldığını anlamış.
Kıyaslamaya da bir örnek verdi:
Ege’de göçmenlerin peşine düşmüşüz.
Kaçmayı başarmışlar.
Yunan kara sularına girince yakalanmışlar.
Göçmen organizatörü yalvarmış Yunanlılara:
“Beni Türkiye'ye teslim edin, orada yargılanmak istiyorum.”
Niye diye sormuşlar:
“Sizde on beş yıl yatarım. Türkiye’de kısa sürede kurtulurum’’ demiş.
Bakan Bey konuyu neye bağladı derseniz?..
Cezaları yeniden düzenleme çalışması yaptıklarına.
Sözlerimizi noktalamadan önce Bakan Bey’den…
Hiç unutmadığı bir anısını da zikredelim:
Üniversiteyi kazandığında Konya otogarından,
Büyük bir kalabalıkla uğurlanmış, İstanbul’a.
Şenlikle, tezahüratla, coşkuyla…
Asker gönderir gibi harçlık da koymuşlar cebine…
Bu paralarla iki ay idare etmiş Bakan Bey…
2023 yılı araştırma sonucuna göre;
TIMSS’da büyük başarı gösterdik.
Puanını en fazla artıran 5 ülke arasına girdik.
4. Sınıfta; Fen Bilimlerinde 4’üncü olduk.
Matematik alanında 8’inci…
8. Sınıflarda ise; fende yedinci, matematikte 13’üncü…
Ortalamada gayet iyiyiz:
2019’da 15’inci sıradaydık şimdi 44 ülke arasında 7’nciyiz.
Bakan Yusuf Tekin’in özel önem verdiği,
Köklü müfredat değişiklikleri, yenilikler sayesinde…
Başarı grafiğimiz daha da yükselecek.
Eğitim camiasının izlenimi bu yönde.
“Laik eğitim elden gitti, okullar cemaatlerin eline geçti…’’ diye
Algı operasyonu yapanlar acaba ne diyecek…
Doğrusu merak ediyoruz…
Başta CHP ve muhalif çevreler olmak üzere!?
Yıllardır kangren hâline gelen…
En büyük faturası bize çıkan…
Suriye meselesi şipşak çözülüverdi..
Muhalif güçler Şam’a girdi. Rejim çöktü.
Katil Esad’ın kaleleri bir bir yıkıldı.
Göz açıp kapayıncaya kadar…
Her şey bir anda olup bitti.
ABD, Rusya, İran… Pek oralı olmadılar…
Sanki bir şeylerin peşindeler…
Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Tek isteğimiz;
Suriye’nin toprak bütünlüğü,
Siyasi istikrarın sağlanması,
Terör örgütüne karşı ortak mücadele...
Anlayana aşk olsun, bu işte bir iş var…
Bakalım kokusu ne zaman çıkacak?!
Keşke İsrail’in zulmü için de…
Gereken yapılsa… Gazze’ye huzur gelse…
Soykırımcı Netanyahu hesap verse…
Ne dersiniz? Olur mu olur…
Akif Bülbül'ün önceki yazıları...