Türk futbolunda göz dolduran, iz bırakan ancak 4-5 jübile maçı vardır. Bunlar da üç bölüme ayrılır. Birincisi; Simoviç ve Schumacher'inkiler, EN COŞKULU olanı... İkincisi; Fatih'in helikopterle sahaya indiği, EN KALABALIK olanı... Üçüncüsü; Şifo Mehmet'in EN KALİTELİ olanı... EN MUHTEŞEM olanı... İnanılmaz görüntülere şahit olduk. Görselliğin tüm birinci sınıf fonksiyonları, müthiş bir planlamayla gerçekleşti. Mehmet; hem amacı, hem organizasyonu, hem Milan'ıyla, seçkin ve rafine bir veda yaptı. Futbolunda ve özel yaşantısında en ufak bir defosu bulunmayan Mehmet; seçkin bir profesyonellik geçmişini, lekesiz tamamladı. Son noktayı koyduğu gece; uzun süre hafızalardan silinmeyecek ve galiba böyle bir organizasyon da bir daha pek yapılamayacak. Mehmet, bu muhteşem şöleni haketti... Şerefinle gittin Şifo... Görsel zenginlik içindeki maç, teknik açıdan fazla tatminkâr değildi. Jübile olması nedeniyle, bu durumu bir ölçüde makûl karşılayabiliriz. Ancak Milan; adının çağrıştırdığı gücün pek etki alanında değildi. Daha fazlasını... Daha güzelini... Ve şüphesiz; Terim'in gözle görülür kalıcı etkisini görmek isterdik. Bu açıdan biraz hâyâl kırıklığı yaşadık. Umarız Terim; aynı hâyâl kırıklığını, İtalya Ligi'nde de yaşamaz. Beşiktaş; dünya klası bir takımı yenmekle, elbette sükseli bir iş yaptı. İyi niyetle ve ciddiyetle mücadele ettiler. Haftaya başlayacak lig için parlak bir moral aldılar. Hayırlı olsun.